Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4376 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 3590 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : HATAY 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 15/12/2009NUMARASI : 2009/177-2009/381Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki olduğu 5 parça taşınmazı alınan borcun teminatı olarak davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, aynı tarihli sözleşme ile borç ödendiğinde taşınmazların iadesinin kararlaştırıldığını, borcunu ödenmesine rağmen 4 parça taşınmazı iade eden davalının 96 parsel sayılı taşınmazın iadesini yapmadığını ileri sürüp, tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı, davacının sözleşmeden kaynaklanan edimini yerine getirmediğini, 4 parça taşınmazı satıp borcunu ödemesi için iade ettiği halde halen borcun ödenmediğini belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın davalıya taraflar arasındaki sözleşmeye göre iade edilmesi koşuluyla temlik edildiği, davacının sözleşmeden doğan edimini yerine getirmediği, davalının teklif edilen yemini eda ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi . . raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, taraf muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davacının sözleşmeden doğan edimini yerine getirmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; davacının çekişme konusu 96 parsel sayılı taşınmazdaki ½ payını, 95, 428, 430 ve 489 parsel sayılı taşınmazlar ile birlikte 18.10.2006 tarihli akitle satış suretiyle davalıya temlik ettiği, taraflar arasında aynı tarihte düzenlenen sözleşme ile 5 parça taşınmazın 25.000,00.-YTL karşılığı emaneten davalıya verildiği ve 25.000.00.-YTL para ödendiğinde taşınmazların iade edileceğinin kararlaştırıldığı, sadece 96 parselin eldeki davaya konu edildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; taraf muvazaası iddiasının 05.02.1947 tarih 20/6 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca yazılı belge ile kanıtlanması zorunludur. Tarafların imzasını taşıyan sözleşme başlıklı belgenin İçtihadı Birleştirme Kararı anlamında bir belge olduğunda da kuşku yoktur. Ne varki, kendi edimini ifa etmeyen bir kimsenin karşı taraftan edimini yerine getirmesini istemeye hakkı yoktur. Davacının davalıdan 25.000.00.-YTL borç aldığı, ancak bu borcun ödenmediği davalı tarafın yemini eda etmesi ile kesinleşmiştir. Nitekim davacı taraf 15.12.2009 tarihli son oturumda, paranın ödenmesi için süre istemiş, ancak mahkemece bu yön üzerinde durulmamıştır.Hal böyle olunca; Borçlar Yasasının 81. maddesi uyarınca 25.000.00.-YTL paranın mahkeme veznesine depo edilmesi için davacıya süre verilmesi, depo edildiği taktirde davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir. Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.