Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4334 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 3956 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : ŞİŞLİ 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,TARİHİ : 08/12/2009NUMARASI : 2009/1072-2009/334Taraflar arasında görülen davada;Davacı, murisi adına tapuda kayıtlı 8914 ada 3 parsel sayılı taşınmazın intikalinin yapılması amacıyla davalıların kendisinden vekaletname aldıklarını, okuma-yazması olmadığını, uzun yıllar intikal yapıldığını zannederek vekaletin 3.kişiye verildiğini bilmediğinden 2006 yılı Mart ayında davalıları vekillikten azlettiğini, bir ay önce tapuda yaptığı araştırmada vekaletin dava dışı Adem'e verilerek bu vekalete istinaden taşınmazın davalılara satıldığını öğrendiğini, bedel ödenmediğini yapılan satış konusunda yanıltıldığını ve satışın muvazaalı olduğunu ileri sürerek hata,hile,nispetsizlik ve bedelsizlik nedeniyle iptal ve tescil isteminden bulunmuştur.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece “ vekaletin kötüye kullanılması hukuksal nedeni yönünden inceleme yapılması , gerektiği” gerekçeleri ile bozulmuş olup, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama sonucu, davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi . . raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın Dairece “vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedeni yönünden inceleme yapılması gerektiği gerekçesi ile bozulmuş olup, hükmüne uyulan bozma ilamı sonrası yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 8914 ada 3 no'lu parselin 150/219 payı tarafların mirasbırakanı A.adına kayıtlı iken, davacı ve dava dışı mirasçı Z.in vekil tayin ettikleri A. Davulcu tarafından intikaller yapıldıktan sonra, 11.12.1997 tarihinde davacı ve dava dışı Z.'in paylarının satış suretiyle Ahmet mirasçısı davalılara temlik edildiği sabittir.Davacı, anılan işlemin hile ile alınan vekaletname kullanılarak gerçekleştiğini, intikal işlemlerinin yapılması için vekaletname verdiğini, okuma-yazması bulunmadığını; kendisinede bedel ödenmediğini ileri sürmüştür.Bozma kararında da işaret edildiği gibi; vekaletin hile ile alındığı iddiası, vekaleten temsil yetkisinin kötüye kullanıldığı iddiasını da içerir.Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma sonucunda, davacının okuma-yazma bilmediği devir işlemin sonucu kendisine bir bedel ödenmediği ve değerler arasında aşırı fark olduğu anlaşılmaktadır.O halde belirlenen ilke ve olgular birlikte değerlendirilmek suretiyle mahkemece vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddası benimsenmek suretiyle davanın kabul edilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.Ancak, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden davalıların dava dışı Belediye'den pay satın aldıkları da kayden sabittir. Oysa mahkemece davalılar adına olan kayıtların tümden iptaline karar verilmiş ortak mirasbırakandan gelmeyen paylarda iptal kapsamına alınmıştır.Hal böyle olunca, ortak mirasbırakandan davacıya intikal eden pay gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere davalıların dava dışı belediyeden satın alma yoluyla edindikleri paylarında iptal edilmesi doğru değildir.Davalıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedene hasren HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.