Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4317 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 3159 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : BAYBURT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 03/10/2006NUMARASI : 1979/90-2006/227Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada; Davacı, dava konusu toplam 14 parça taşınmazın miras bırakanları M.ten intikal ettiğini, murisin A.ve G. adında iki çocuğu bulunduğunu, G.’nün A.’den önce mirasçı bırakmadan vefat ettiği halde kadastro tespitinde G.ye pay verildiğini oysa G.’nün payının A.mirasçılarına intikal etmesi gerektiğini ileri sürerek tapu iptal tescil isteğinde bulunmuşlardır. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, kesin süreye rağmen davacıların tapu kayıt ma.klerinin veraset ilamlarını ibraz etmemeleri nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Asıl ve birleşen davalar tapu iptal tescil isteği ilişkindir. Mahkemece davaların reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacıların dava konusu toplam 14 parça taşınmazın müşterek miras bırakanları m.’ten intikal ettiğini m.’in g. ve a. adında iki çocuğunun bulunduğunu, g.’nün a.den önce mirasçı bırakmadan ölmesine rağmen g.’ye hatalı olarak fazla pay verildiğini ileri sürerek,g. paylarının ipta. ile a. mirasçıları adına tescili isteğinde bulundukları görülmektedir.Mahkemece, verilen kesin süreye rağmen tapu ma.klerinin mirasçılık belgelerinin ibraz edilmemesi nedeniyle kesin süreye riayetsizlikten davanın reddine karar verilmiştir. Bilindiği üzere, davaların kısa zamanda sonuçlandırılması, adaletin bir an önce tecellisi için, taraflarca veya Mahkemelerce yapılması gereken bir kısım adli işlemler sürelere bağlanmıştır. Bilindiği üzere bu sürelerin bazılarını kanun bizzat belirlerken bir kısmını işin özelliğine, tarafların durumlarına göre belirlemesi için hakime bırakmıştır. Kanuni süreler açıkca belirtilen ayrıcalıklar dışında kesindir. Bu nedenle HUMK.nun l59. maddesi açık hükmünde belirtildiği gibi kanunun tayin ettiği süreler hakim tarafından azaltıp çoğaltılamaz. Buna karşın, aynı yasanın l63. maddesine göre hakimin belirlediği süreler ise kural olarak kesin değildir. Hakim tayin ettiği süreyi henüz dolmadan azaltıp çoğaltacağı gibi, süre geçtikten sonra da tarafın isteği üzerine yeni bir süre tanıma yoluna da gidebilir. Bu takdirde verilen ikinci süre kesindir. Ancak, hakim kendi belirlediği sürenin kesin olduğuna da karar verebilir. Kesin sürenin tayin edilmesi ha.nde, karşı taraf yararına usulü kazanılmış hak doğacağı da kuşkusuzdur. Hemen belirtmek gerekir ki, ister kanun, isterse hakim tarafından tayin edilmiş olsun kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak yoktur. Böylece kesin sürenin kaçırılması; o delile veya hakka dayanamamak gibi ağır sonuçları birlikte getirmekte, bazan davanın kaybedilmesine dahi neden olmaktadır. Bu itibarla geciken adaletinde bir adaletsizlik olduğu düşüncesinden hareketle, davaların yok yere uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere konan kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır. Öncelikle, kesin süreye ilişkin ara kararı her türlü yanlış anlaşılmayı önliyecek biçimde açık ve eksiksiz yazılmalı, yapılacak işler teker teker belirtilmelidir. Bunun yanında verilen süre yeterli, emredilen işler, gerekli ve yapılabilir nitelik taşımalı, ayrıca hakim süreye uyulmamanın sonuçlarını açıkca anlatmalı, tarafları uyarmalıdır. Öte yandan, kesin süre tarafların yanında hakimi de bağlayacağından uyulmaması ha.nde gereği hakim tarafından hemen yerine getirilmelidir. Somut olaya gelince, yukarıda değinilen ilkeler gözetildiğinde mahkemece verilen kesin sürenin koşullarına uygun olmadığı ve verilen sürelerin kesin süre niteliğini taşımadığı açıktır. Kaldı ki, reddin dayanağını teşkil eden mirasçılık belgesine esas alınacak nüfus aile tablosunun mahkemece re'sen getirtilmesi de olanaklıdır. Hal böyle olunca, tapu kayıt ma.kleri ve mirasçılarının tespit edilmesi, tespit edilen tapu ma.kleri ve mirasçılarının usulüne uygun olarak davaya dahil edilmesi için davacı vekiline yasal süre verilmesi, taraf teşkilinin sağlanmasından sonra işin esasına girilerek taraf delillerinin toplanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere ve usule uygun olmayan kesin önele uyulmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Davacıların temiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.