Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4287 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 27614 - Esas Yıl 2012
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde
temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili
dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik
Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki
tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Alacaklı
tarafından kambiyo vasfında olan çeklere dayanılarak ilamsız icra
takibi yapıldığı, örnek 10 ödeme emrinin 20.9.2007 tarihinde borçluya
tebliğ edildiği, borca itirazın süreden reddedilerek takibin
kesinleştiği, borçlunun ise 08.3.2012 tarihinde icra mahkemesine
başvurusunda sair itirazlarının yanında çeklerin zamanaşımına uğradığını
ve icra müdürlüğünce gönderilen 09.02.2012 tarihli muhtıradaki hesap
tablosuna itirazlarını da ileri sürerek takibin iptalini istediği
görülmüştür.Başvuru bu haliyle İİK'nun 71/son maddesine dayalı
takibin kesinleşmesinden sonraki zamanaşımına ilişkin olup süreye tabi
olmaksızın icra mahkemesine yapılması mümkündür. Öte yandan takip
dayanağı belgeler kambiyo vasfında çek olup ibraz süresinin dolduğu
tarih itibariyle uygulanması gereken 6762 Sayılı TTK'nun 726. maddesi
uyarınca 6 aylık zaman aşımı süresine tabidir. TTK.nun
730/18.maddesi göndermesi ile çekler hakkında de uygulanması gereken
aynı kanunun 662.maddesine göre zamanaşımı, dava açılması, takip
talebinde bulunulması davanın ihbar edilmesi ve alacağın iflas masasına
bildirilmesi sebepleriyle kesilir. Ayrıca, İİK.nun 71. ve 33/a
maddelerine göre de, "takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde"
zamanaşımının gerçekleştiği tespit edildiği takdirde icranın geri
bırakılmasına karar verilmesi zorunlu bulunmaktadır. Somut olayda
ödeme emrinin borçluya 20.9.2007 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun
icra mahkemesinde borca itirazının süreden reddedilerek takibin
kesinleştiği, İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde devam eden
iflasın ertelenmesi davasında 25.6.2007 tarihinde takibin durdurulmasına
ilişkin ihtiyati tedbir kararı verildiği, bu kararın 11.8.2010
itibariyle kaldırıldığı, borçlu tarafından alacaklı aleyhine
16.6.2009'da açılan menfi tespit davasının ise 26.02.2010 tarihinde
kesinleştiği, alacaklı tarafından takip dosyasının tedbirin kalktığı
tarihten itibaren yenileme talep ettiği 23.01.2012 tarihine kadar
işlemsiz bırakıldığı ve bu sürede takip dayanağı çeklere hakkında altı
aylık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından, mahkemece borçlunun
zamanaşımı itirazının kabulü ileİİK.nun 71. ve 33/a. maddesi uyarınca
icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, davanın reddi
isabetsizdir.Bununla birlikte, borçlu icra mahkemesine başvurusunda,
müdürlükçe gönderilen muhtıradaki borca ve borca faizin takip
tarihinden, vekalet ücretine faizin ise menfi tespit davasına ilişkin
kararın kesinleşme tarihinden itibaren talep edilmesini şikayet
etmiştir. Söz konusu şikayet hesap tablosuna itiraz niteliğinde olup,
mahkemece Yargıtay incelemesine imkan verecek şekilde bilirkişi
incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken
eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir. SONUÇ
:Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda
yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca
(BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme
yolu açık olmak üzere, 14/02/2013 günündeoybirliğiyle karar verildi.