(5237 s. TCK m. 103, 109)Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan sanıklar Ülkan, Haydar ve Navruz'un yapılan yargılamaları sonunda; atılı suçtan beraatlerine dair (Ankara Dokuzuncu Ağır Ceza Mahkemesi)'nden verilen 21.07.2009 gün ve 2008/219 Esas, 2009/229 Karar sayılı hükümlerin süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi katılan mağdure vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığımdan tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:Sanık Ülkan hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınım 24.07.2007 tarihli ve 2007/131965 sor. sayılı kararı ile şüpheli sıfatıyla 15.06.2007 suç tarihi itibarıyla katılan mağdure Sevim'e karşı çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair Ek Karar verildiği, aynı tarih, aynı soruşturma numaralı, 2007/26926 Esas, 2007/15986 sayılı iddianame ile sanıklar Ülkan, Navruz ve Haydar haklarında aynı suç tarihi itibarıyla adı geçen mağdureye karşı cinsel amaçlı olarak hürriyetten yoksun bırakma suçunu işlediklerinden bahisle TCK'nm 109/1, 3b-f, 5 ve 53. maddeleriyle kamu davası açıldığı ve bu iddianamede sanık Ülkan hakkında cinsel suçtan verilmiş olan, yukarıda açıklanan kovuşturmaya yer olmadığına dair karardan da söz edildiği, ancak iddianamenin suç bölümünde zuhulen "çocuğun nitelikli cinsel istisman" suçunun yazılı bulunduğu, davaya ilk olarak bakan Ankara Onaltıncı Asliye Ceza Mahkemesi'nce "sanıklara atılı suçun niteliği ve iddianamedeki maddi olayın anlatış biçimine göre sanıkların eylemlerinin 5237 sayılı TCK'nm 103/1-a, 2, 3, 4. maddelerindeki suçu oluşturacağı" belirtilerek ağır ceza mahkemesinin görevli olacağından bahisle görevsizlik kararı verilip dosyanın Ankara Dokuzuncu Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildiği, Dokuzuncu Ağır Ceza Mahkemesi'nce de sanıklar hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan yargılama yapılarak beraat kararı verildiği anlaşılmakla, asliye ceza mahkemesi görevsizlik kararı ve ağır ceza mahkemesinin hükmünde yukarıda bahsedilen kovuşturmaya yer olmadığına dair Ek Karar gözönüne alınmadan ve bu husus ağır ceza mahkemesince değerlendirilmeden yargılama yapılarak yazılı şekilde hükme varılması,Kanuna aykırı, katılan mağdure vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.