Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4260 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 2325 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayet olunan vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Şikayetçi vekili, müvekkilinin alacağının tahsili için takip yapıldığını, takibin 24.05.2011 tarihinde kesinleştiğini, 15.07.2011 tarihinde borçlunun aracına haciz konulduğunu, 04.05.2012 tarihinde aracın satıldığını, elde edilen paranın şikayet olunan vergi dairesine ödenmesine karar verildiğini, şirket müdürü olan borçlunun şirketin vergi borcundan sorumlu olması için şartların oluşmadığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptali ile davalıya ayrılan paranın müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.Şikayet olunan vekili, şikayetin reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; vergi dairesince borçlunun aracına konulan ihtiyati haczin ilk hacze iştirak etmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle, sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir.Karar, şikayet olunan vekili tarafından temyiz edilmiştir.Şikayet, sıra cetvelinde sıraya ilişkindir.Limited şirket ortak ve yöneticilerinin kamu borçlarından sorumluluğu, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun'un 35 ve mükerrer 35. maddesi ile VUK'nın 10. maddesinde düzenlenmiştir. 6183 sayılı Kanun'un 35/1. maddesi “(04.06.2008 tarih 5766 sayılı K.'la değ.) Limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar.'' hükmünü içermektedir. Limited şirket ortaklarının kamu borçlarından sorumluluğu "sermaye hisseleri oranında" ve doğrudan doğruyadır. Bu hüküm ile limited şirketlerde ortağın sınırlı sorumluluk ilkesine bir istisna getirilmiştir. Kamu alacağının alacaklısının dava dışı borçlu şirketin ortağının sorumluluğuna gidebilmesi için, dava dışı borçlu şirket hakkında takip yapmış olması, dava dışı borçlu şirketin aciz halinde olması ve alacağın, şirketin malvarlığından tahsilinin mümkün olmadığının belirlenmesinden sonra, dava dışı borçlu şirketin ortağı hakkında 6183 sayılı Yasa'nın 54. maddesi uyarınca takip yapılarak, ortağın malvarlığına haciz uygulanması gerekir.Somut olayda, mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli olmadığı gibi, yeterli inceleme ve araştırmaya da dayanmamaktadır. Hükme esas olan bilirkişi raporunda, borçlu şirket yetkilisine ödeme emri tebliğ edilmediği belirtildiği halde, daha sonra dosyaya şirket yetkilisi ...adına 21.01.2010 tarihinde yapılmış tebligat parçası örneği sunulmuştur. Ayrıca, şikayet olunan vergi dairesinin borçlu şirket hakkındaki malvarlığı araştırması 12.04.2010 tarihli olup, şirket yetkilisi hakkında 05.04.2010 tarihinde alınan ihtiyati haciz kararından sonradır. Ayrıca, satışa konu edilen araç kaydında vergi dairesinin satış tarihinden evvel 05.03.2012 tarihli bir haczi bulunduğu görülmektedir. Bu durumda, açıklanan hususlar ile yukarıda açıklanan ilkeler değerlendirilerek, vergi dairesi işlem dosyası istenerek, kamu alacağının dava dışı şirketten tahsilinin mümkün olup olmadığı, şirket ortağı ...aleyhine usulüne uygun bir takip olup olmadığı araştırılıp, satış tarihinden önce konulan haczin akıbeti de araştırılarak, niteliği, hangi alacağa ait olduğu tespit edilerek, gerekirse bilirkişi raporu aldırılmak suretiyle, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, şikayet olunan vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, şikayet olunan yararına BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 10 günlük yasal süresi içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.