Dava dilekçesinde, davacının davalı odaya aidat borcu olmadığının tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının 30.11.2006 tarihinde işyerini kapattığı halde davalı tarafından 1998-2011 yıllarını kapsar şekilde oda üyelik aidatının ödenmesi için ihtar yazısı gönderildiğini, 5362 sayılı Yasanın 7 ve 8. maddeleri uyarınca vergi mükellefi olmayan kişilerin oda üyeliğinin söz konusu olamayacağını belirterek, davacının oda üyelik kaydı faal olmadığından, önceki borçları da zamanaşımına uğradığından davacının davalı odaya aidat borcu bulunmadığının tespitine karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.Mahkemece bozma ilamına uyulmuşsa da bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.Dairemiz bozma ilamında, 507 sayılı Kanunun 21.06.2005 tarihinde 5362 sayılı Kanun ile yürürlükten kaldırıldığından, davada 5362 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği; 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanununun 7. maddesinde, oda üyelik kaydının şartlarının sayıldığı, 8. maddesinde ise, 7. maddede belirtilen üyelik şartlardan herhangi birini kaybedenlerin veya bu şartlardan herhangi birine sahip olmadığı sonradan anlaşılan üyelerin oda kaydının silinmesine yönetim kurulu tarafından karar verileceği, Geçici 3. maddesinde de, odalara kayıtlı üyelerin üyelik nitelikleri bu Kanunda belirtilen şartlara uygun olarak yönetim kurulu tarafından güncelleştirileceği, herhangi bir nedenle mesleğini icra etmekten vazgeçtiği tespit edilen üyelerin yönetim kurulunca oda kayıtlarının silineceği, Geçici 5. maddesinde ise; 31.12.2003 tarihinden önceki dönemlere ait yıllık aidat ve gecikme zammı borcu olup oda tarafından kanuni yollara başvurulduğu halde adresinde bulunamayan ve faal olmadığı anlaşılan üyelerin oda yönetim kurulunca tespit edilerek oda üyelik kayıtlarının silinmesi için sicile bildirileceği hükme bağlanmıştır.Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının 16.12.1996 tarihinde İzmir Demir İşleri Odasına üye olduğu, 30.11.2006 tarihi itibariyle de işyerini kapattığı, halen vergi mükellefi kaydının bulunmadığı, 5362 sayılı Kanun uyarınca oda üyelik kayıtlarının güncellemesinin usulüne uygun yapılmadığı, zira süresi içerisinde davalı oda tarafından davacı aleyhine 2005 yılı ve önceki dönemlere ait yıllık aidat ve gecikme zammı borcu nedeniyle kanuni yollara başvurulduğunu gösterir herhangi bir delilin bulunmadığı, Odanın, üyelerinin vergi ve diğer kayıtlarını e-esnaf veri tabanında güncel tutma yükümlülüğünün bulunduğu anlaşılmaktadır.Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada, davacı üyenin oda üyelik kaydının silinmesi için odaya bir başvurusu bulunmadığı, dolayısıyla üyeliğinin devam ettiğinden aidat borcundan sorumluluğu da devam ettiği gibi zamanaşımı iddialarının da tahsilde dikkate alınması gerektiğinden bahisle davanın reddine ilişkin hüküm kurulmuştur.Dairemizin 03.02.2014 tarihli bozma ilamı ile yukarıda yapılan açıklamalar dikkate alındığında davacının davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir.Bu itibarla, yukarıda açıklanan nedenler gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi yerinde bulunmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüne, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa eklenen Geçici 3. maddesindeki atıf nedeniyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.