Taraflar arasındaki “Yurtdışı borçlanma hakkının tespiti” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Ankara 1. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 05.11.2008 gün ve 2008/458 E.-602 K. Sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 15.02.2010 günve 2009/38 E.-2010/1402 K.sayılı ilamı ile;(“...Davacı, yurtdışında (Almanya'da) geçen hizmetlerini 3201 sayılı Yasaya göre Sosyal Sigortalar Kurumu nezdinde borçlanma hakkının mevcut olduğu hususunun tesbitini istemiştir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının 16.12.1970-01.11.1990 tarihleri arasında Almanya'da çalıştığı, 07.05.2008 tarihinde yurt dışında bulunduğunu beyan ederek 07.05.2008 tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğüne borçlanma talebinde bulunduğu, davacının yurtdışına çıkmadan önce Türkiye'de 01.02.1969-29.05.1970 tarihleri arasında T.C. Emekli Sandığı mensubu olarak çalıştığı, T.C. Emekli Sandığı tarafından Türk-Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesi uyarınca sandıklarına tabi 1 yıl 4 aylık hizmeti ile yurt dışındaki 18 yıllık çalışması nazara alınarak 01.11.1995 tarihi itibariyle kısmi yaşlılık aylığı bağlandığı, davalı Kurumun, Türkiye'de en son T.C. Emekli Sandığına tabi olarak çalıştığından bahisle davacının yurtdışı borçlanma işlemleri yapılmak üzere belgelerini 24.04.2008 tarihli yazı ile Emekli Sandığı Hizmet Borçlanması ve İşlemleri Dairesi Başkanlığına gönderdiği anlaşılmaktadır.Davacının borçlanma talebinde bulunduğu 07.05.2008 tarihinde yürürlükte bulunan 3201 sayılı Yasanın 4958 sayılı Yasanın 56.madde-si ile değişik 3.maddesine göre,1-Halen yurt dışında bulunanlar;a- Yurt dışına çıkmadan önce Türkiye'de herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması olmayanlar Sosyal Sigortalar Kurumuna,Sigortalar Kurumuna,b-Yurt dışına çıkmadan önce Türkiye'de son defa prim, kesenek ve karşılık ödenen sosyal güvenlik kuruluşuna,c-Ev kadınları Bağ-Kura,Yazılı olarak müracaat etmek suretiyle borçlanabilirler.2-Türkiye'ye döndükten sonra yurtdışında geçen hizmetlerini borçlanmak isteyenler;a-Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmayanlar, Sosyal Sigortalar Kurumuna,b-Müracaat tarihinde çalışmakta olanlar tabi oldukları sosyal güvenlik kuruluşuna,c-Başvuru tarihinde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmamakla birlikte, yurda dönüş tarihinden sonraki çalışmalarından dolayı son defa tabi oldukları sosyal güvenlik kuruluşuna,d-Hizmetlerinden bir kısmı yurt dışında iken borçlananlardan kalan hizmetlerini yurda dönüş yaptıktan sonra borçlanmak isteyenler ilk borçlanmayı yapan sosyal güvenlik kuruluşuna,e-Ev kadınlara Bağ-Kur 'a,Yazılı olarak müracaat etmek suretiyle borçlanabilirler.3-Hak sahiplerinin borçlanması, yurt dışında çalışmakta iken veya yurda dönüş yaptıktan sonra ölenlerin hak sahipleri ilgili sosyal güvenlik kuruluşuna müracaat etmek suretiyle bu Kanunla getirilen haklardan yararlanırlar. Davacının yurtdışı çalışmalarını borçlanmak için başvurduğu 16.04.2008 tarihinde yukarıda belirtilen 3201 sayılı Yasanın 4958 sayılı Yasa ile değişik 3.maddesi yürürlükte bulunmaktadır. Anılan maddenin başlığı “Başvurulacak Kuruluşlar” olup, yurt dışı borçlanması yapmak isteyenleri öncelikle üç gruba ayırmış ve bu üç gurubu da kendi içerisinde alt gruplara ayırmıştır. Öncelikle anılan maddenin 1.bendinde halen yurt dışında bulunanların, 2.bendinde Türkiye'ye döndükten sonra yurtdışında geçen hizmetlerini borçlanmak isteyenlerin ve 3.bendinde de hak sahiplerinin borçlanması düzenlenmiştir. Halen yurt Dışında bulunanlardan yurtdışında geçen hizmetlerini borçlanmak isteyenlerin, Yurt dışına çıkmadan önce Türkiye'de herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması olmayanlar Sosyal Sigortalar Kuru-muna, Yurt dışına çıkmadan önce Türkiye'de son defa prim, kesenek ve karşılık ödenen sosyal güvenlik kuruluşuna ve Ev kadınları Bağ-Kur a yazılı olarak müracaat etmek suretiyle borçlanabileceği öngörülmüştür. Bu durumda, 3201 sayılı Yasanın 3.maddesinin 1.bendinin (b) alt bendinde yer alan “Yurt dışına çıkmadan önce Türkiye'de son defa prim, kesenek ve karışık ödenen sosyal güvenlik kuruluşuna”, ibaresine göre borçlanma talep tarihinde henüz Türkiye'ye dönüş yapmamış olan davacının, yurtdışına çıkmadan önce Türkiye'de 16.12.1970-01.11.1990 tarihleri arasında T.C.Emekli Sandığı mensubu olarak çalıştığından, 3201 sayılı Yasanın 4958 sayılı Yasanın 56.maddesi ile değişik 3.mad-desinin 2/a bendi kapsamına girmemekte olup, T.C. Emekli Sandığına yurt dışı borçlanması yapması gerekmektedir.Kaldıki, 5754 sayılı Yasanın 79.maddesi ile 3201 sayılı Yasanın 3.maddesi 08.05.2008 tarihinden itibaren değişmiş ve 3201 sayılı Yasanın 1.maddesinde belirtilenler ile yurt dışında çalışmakta iken veya yurda kesin dönüş yaptıktan sonra ölenlerin Türk Vatandaşı olan hak sahipleri sigortalının Türkiye'de hiçbir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması yoksa Sosyal Güvenlik Kurumuna, Türkiye'de hiçbir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması yoksa Sosyal Güvenlik Kurumuna, Türkiyede çalışması varsa en son tabi olduğu sosyal güvenlik kuruluşuna müracaat etmek suretiyle bu yasa ile getirilen haklardan yararlanacağı, sosyal güvenlik sözleşmeleri uygulanmak suretiyle kendilerine veya hak sahiplerine kısmi aylık bağlanmış olanların borçlanma işlemlerinin aylık aldıkları sosyal güvenlik kuruluşunca yapılacağı hükmü öngörülmüştür.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan ve özellikle Kurum işleminin yerinde olduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.”)Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.TEMYİZ EDEN: Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekiliHUKUK GENEL KURULU KARARIHukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Dava, yurtdışı borçlanma hakkının tespiti istemine ilişkindir.Davacı vekili, müvekkilinin, Türkiye'de bir süre T.C. Emekli Sandığı mensubu olarak çalıştığını, 16.12.1970 tarihinde yurtdışında çalışmaya başlayan müvekkilinin 31.10.1990 tarihine kadar çalıştıktan sonra bu tarihte emekli olup, Türkiye'ye döndüğünü, müvekkilinin Türkiye'ye döndükten sonra herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olarak çalışması olmadığından 3201 Sayılı Yasanın 3/2-a maddesi gereğince yurtdışı hizmetlerini borçlanmak üzere Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) 'na başvuruda bulunmuş ise de, talebinin kabul edilmeyerek başvuru evrakının Emekli Sandığına gönderildiğini belirterek, müvekkilinin yurtdışında geçen hizmetlerini 3201 Sayılı Yasaya göre SSK nezdinde borçlanma hakkının mevcut olduğunun tespiti ile aksine kurum işleminin iptaline ve borçlanma talebinin davalı SSK tarafından karşılanmasına karar verilmesini istemiştir.Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı (Devredilen Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü) vekili, 07.05.2008 tarihinde yurtdışı borçlanma talebinde bulunan davacının Emekli Sandığı sigortalısı olarak Emekli Sandığından sözleşmeye göre aylık aldığı anlaşılmış olup, 14.05.2008 tarihinde davacının yurtdışı borçlanma işlemleri yapılmak üzere belgelerinin Emekli Sandığı Hizmet Borçlanmaları Daire Başkanlığına gönderildiğini belirtilerek, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.Yerel mahkemece; “Davacının borçlanma talebinde bulunduğu tarih göz önüne alındığında, Türkiye'de herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalıştığı veya çalışması bulunduğunun belirlenemediği, o halde, davacının borçlanma talebinin yerinde olduğu” gerekçesiyle istemin kabulüne karar verilmiştir.Davalı Kurum vekilinin temyizi üzerine Özel Daire; yukarıda metni yazılı gerekçe ile hükmün bozulmasına oyçokluğuyla karar vermiş, yerel mahkemece, önceki kararda direnilmiştir. Direnme hükmünü, davalı vekili temyize getirmiştir.Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, davacının yurtdışında çalıştığı süreleri hangi sosyal güvenlik kurumuna borçlanması gerektiği noktasında toplanmaktadır.Konuyla ilgili genel bir açıklama yapılmasında yarar vardır.Belirtmek gerekir ki, yurt dışındaki vatandaşların sosyal güvenliklerinin sağlanması bakımından, ülkemizde “yurt dışı hizmet borçlanması” olanağı vardır.Yurt dışındaki vatandaşların sosyal güvenliklerinin sağlanmasına yönelik ilk düzenleme, 1978 yılında çıkarılan 2147 Sayılı “Yurt Dışında Çalışan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Çalışma Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanunu” dur. Bu Kanuna göre, ikili veya çok taraflı sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış olup olmadığına bakılmaksızın, yabancı ülkelerde çalışmış ve çalışmakta olan Türk vatandaşlarına, yurt dışında geçen hizmetlerinin tamamını borçlanma imkanı tanınmıştır.Ancak uygulamada ortaya çıkan sorunlara yeteri kadar çözüm getirmediği için 2147 sayılı Kanun'un yerine, halen yürürlükte bulunan ve önceki kanundan yararlananların kazanılmış haklarını saklı tutan 3201 sayılı “Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun” çıkarılmıştır.3201 Sayılı Kanunun 3.maddesinde yurtdışı borçlanma hakkının kullanılması bakımından başvurulacak kuruluşlar gösterilmiştir.3201 Sayılı Kanunun 29.07.2003 tarih ve 4958 Sayılı Kanun'un 56. maddesiyle değişik “Başvurulacak kuruluşlar” başlıklı 3. maddesi;“1)Halen yurt dışında bulunanlar, a- Yurt dışına çıkmadan önce Türkiye'de herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması olmayanlar Sosyal Sigortalar Kurumuna,Sigortalar Kurumuna,b-Yurt dışına çıkmadan önce Türkiyede son defa prim, kesenek ve karşılık ödenen sosyal güvenlik kuruluşuna,c-Ev kadınları Bağ-Kur'a,Yazılı olarak müracaat etmek suretiyle borçlanabilirler.2-Türkiye'ye döndükten sonra yurtdışında geçen hizmetlerini borçlanmak isteyenler;a-Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmayanlar, Sosyal Sigortalar Kurumuna,b-Müracaat tarihinde çalışmakta olanlar tabi oldukları sosyal güvenlik kuruluşuna,c-Başvuru tarihinde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmamakla birlikte, yurda dönüş tarihinden sonraki çalışmalarından dolayı son defa tabi oldukları sosyal güvenlik kuruluşuna,d-Hizmetlerinden bir kısmı yurt dışında iken borçlananlardan kalan hizmetlerini yurda dönüş yaptıktan sonra borçlanmak isteyenler ilk borçlanmayı yapan sosyal güvenlik kuruluşuna,e-Ev kadınlara Bağ-Kur'a,Yazılı olarak müracaat etmek suretiyle borçlanabilirler.3-Hak sahiplerinin borçlanması, yurt dışında çalışmakta iken veya yurda dönüş yaptıktan sonra ölenlerin hak sahipleri ilgili sosyal güvenlik kuruluşuna müracaat etmek suretiyle bu Kanunla getirilen haklardan yararlanırlar.” Hükmünü içermektedir.Davacının yurtdışı çalışmalarını borçlanmak için başvurduğu 16.04.2008 tarihinde yukarıda belirtilen 3201 Sayılı Yasa'nın 4958 sayılı Yasa ile değişik 3.maddesi yürürlükte bulunmaktadır. Anılan madde, yurt dışı borçlanması yapmak isteyenleri öncelikle üç gruba ayırmış ve bu üç grubu da kendi içerisinde alt gruplara ayırmıştır. Anılan maddenin 1.ben-dinde halen yurt dışında bulunanların 2.bendinde Türkiye'ye döndükten sonra yurtdışında geçen hizmetlerini borçlanmak isteyenlerin ve 3.ben-dinde de hak sahiplerinin borçlanması düzenlenmiştir.Buna göre halen yurt dışında bulunanlar (1.bent); yurt dışına çıkmadan önce Türkiye'de herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması olmayanlar Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK.)'na; yurt dışına çıkmadan önce Türkiye'de son defa prim, kesenek ve karşılık ödenen sosyal güvenlik kuruluşuna; ev kadınları Bağ-Kur'a yazılı olarak başvurmak suretiyle borçlanabilirler.Türkiye'ye döndükten sonra yurt dışında geçen hizmetlerini borçlanmak isteyenler (2.bent); herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmayanlar, Sosyal Sigortalar Kurumuna; müracaat tarihinde çalışmakta olanlar tabi oldukları Sosyal Güvenlik Kuruluşuna, başvuru tarihinde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmamakla birlikte yurda dönüş tarihinden sonraki çalışmalarından dolayı son defa tabi oldukları sosyal güvenlik kuruluşuna, hizmetlerinden bir kısmı yurt dışında iken borçlananlardan kalan hizmetlerini yurda dönüş yaptıktan sonra borçlanmak isteyenler; ilk borçlanmayı yapan sosyal güvenlik kuruluşuna, ev kadınları Bağ-Kur'a, yazılı olarak müracaat etmek suretiyle borçlanabilirler.Yurt dışında iken sürelerinin bir kısmını çalışarak geçirmiş ev kadınları, ev kadını olarak geçen süreleri için Bağ-Kur'a çalışarak geçen süreleri için de yukarıda belirtilen düzenlemeye göre durumlarına uygun olan sosyal güvenlik kuruluşuna, kendilerine veya hak sahiplerine kısmi aylık bağlanmış olanlar ise aylık almakta oldukları sosyal güvenlik kuruluşuna müracaat edecektir.Yurt dışında çalışmakta iken veya yurda kesin dönüş yaptıktan sonra ölenlerin hak sahipleri (3.bent); ilgili sosyal güvenlik kuruluşuna müracaat etmek suretiyle Kanunla getirilen haklardan yararlanırlar.Uyuşmazlığın çözümünde, yukarıdaki madde hükmünde geçen “Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmayanlar” ibaresine kimlerin gireceğinin belirtilmesi gerekir.Öncelikle, somut uyuşmazlığın çözümü bakımından “tabi olmak” kavramının açıklanmasında yarar vardır:Kişi, herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna prim, kesenek veya karşılık ödemiş ise o kuruluşa “tabi” sayılır. Bunun karşıt anlamından, kişinin herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna prim, kesenek veya karşılık ödememiş olması halinde, herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmayacağı sonucu ortaya çıkar.Öyleyse, bir kimse, yurt dışına çıkmadan veya borçlanma isteminden önce hiçbir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi değilse, Sosyal Sigortalar Kurumu'na başvurmalıdır. Borçlanacak kimse yurt dışına çıkmadan veya yurda kesin dönüş yaptıktan sonra Bağ-Kurlu ya da Emekli Sandığı iştirakçisi ise borçlanmak için bu kuruluşlardan birisine başvurmalıdır. Yurda döndükten sonra Bağ-Kur sigortalısı olmuşsa Bağ-Kur'a borçlanabilir (m.3/a)Diğer taraftan, ilgili kişi, yurt dışına çıkmadan önce SSK'ya ne olursa olsun prim ödemişse, dönüşte ancak SSK'ya başvurabilir. Bağ-Kur'a prim, Emekli Sandığı'na kesenek ödemiş ise, borçlanma isteminin bu kuruluşlara iletilmesi gerekir.Dolayısıyla prim, kesenek ve karşılığın yurt dışına çıkmadan önce ödenmesi ile kesin dönüşten sonra ödenmesi arasında bir fark yoktur.(Aslanköylü, Resul: Sosyal Sigortalar Kanunu Yorumu, Ankara 2003, sa-hife: 1269)“Tabi olmak” kavramının somut uyuşmazlığın çözümü bakımından yapılan değerlendirilmesi sonucunda; 3201 Sayılı Yasa'nın 3. maddesi 2.bendinin (a) fıkrasında yer alan “Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmayanlar” ibaresini; “Yurt dışına çıkmadan önce de herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmayanlar” şeklinde anlamak gerekir.Nitekim, aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulu'nun 10.11.2010 gün ve 2010/21-534 E. 2010/591 K. Sayılı ilamında da benimsenmiştir.Yukarıdaki açıklamaların ışığında somut olayın incelenmesinde; davacının 16.12.1970-01.11.1990 tarihleri arasında Almanya'da çalıştığı, 07.05.2008 tarihinde yurt dışında olduğunu beyan ederek, aynı tarihte Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü Ankara Sigorta Müdürlüğü'ne vekili aracılığıyla borçlanma talebinde bulunduğu, davacının yurtdışına çıkmadan önce Türkiye'de 01.02.196929.05.1970 tarihleri arasında T.C. Emekli Sandığı mensubu olarak çalıştığı, T.C. Emekli Sandığı tarafından Türk-Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesi uyarınca sandıklarına tabi 1 yıl 4 aylık hizmeti ile yurt dışındaki 18 yıllık çalışması nazara alınarak 01.11.1995 tarihi itibariyle kısmi yaşlılık aylığı bağlandığı anlaşılmaktadır.Öte yandan, davacının, yurt dışında olduğu beyan edilmiş etmiş ise de, pasaportunda Türkiye'ye giriş yaptığı görülmekte olup, bu girişten sonra yurda kesin dönüş yapmadığına karine teşkil eden işsizlik yardımı vs. aldığına veya yurt dışında çalıştığına ilişkin yurtdışı şahsi sicil dosyasında bir bilgi ve belge de bulunmamaktadır.Davalı Kurumun, Türkiye'de en son T.C. Emekli Sandığı'na tabi olarak çalıştığından bahisle davacının yurtdışı borçlanma işlemleri yapılmak üzere belgelerini, 14.05.2008 tarihli yazı ile Emekli Sandığı Hizmet Borçlanması ve işlemleri Dairesi Başkanlığı'na gönderdiği de belirgindir.Ayrıca, davacının yurda kesin dönüş tarihinden sonra Türkiye'de herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışmasına ilişkin dosyasında bir bilgi ve belge de yoktur.Bu belirlemelere göre, davacının yurt dışına çıkmadan önce Türkiye'de 01.02.1969-29.05.1970 tarihleri arasında T.C. Emekli Sandığı mensubu olarak çalıştığı sırada emekli keseneği ödemiş olmakla, Emekli Sandığına “tabi olduğu” açıktır.Öyleyse, davacı yurt dışına çıkmadan önce sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olması nedeniyle, borçlanma için yapılan başvuru tarihi itibariyle davacının Türkiye'de bulunması ile halen yurt dışında bulunması durumu arasında borçlanılacak Kurum bakımından sonuca bir etkisi bulunmamaktadır.O halde, Hukuk Genel Kurulu'nca da, benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.SONUÇDavalı Kurum vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'un 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, 09.02.2011 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
İş kazası nedeniyle açılan davada ihtiayati haciz kararı verilebilir mi?
DAVA VE KARAR:
Davacı, dava sonuçlanıncaya kadar tazminat alacağının teminat altına alınması
için davalıya ait taşınmazlar ile trafik siciline kayıtlı araçların kaydına
ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında
belirtildiği şekilde
TESPİT DAVALARINDA GÖREVLİ MAHKEME
Taraflar arasındaki "oda kaydının silinmesine dair işlemin iptali, üyelik kaydının devam ettiğinin ve davacının taksi durağında hak sahibi olduğunun tespiti” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bandırma 1.Asliye Hukuk Mahkemesince mahkemenin görevsizliğine dair verilen 06.09.2012 gün ve E:2
SÖZLEŞMEDEN DOĞAN DAVA • YETKİLİ MAHKEME İFA YERİ
(...Davacı, davalının talebi üzerine davalıya 250.000 TL borç para verdiğini, aylık 11.250 dolar faizin düzenli ödenmesi, ana paranın ise 4 ay içinde ödenmesi hususunda anlaştıklarını, davalının ilk ay faizi ödemesine rağmen sonrasını ödemediğini belirterek fazlası saklı kalmak üzere 50.000 TLnin ta
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?