Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4190 - Karar Yıl 2004 / Esas No : 1389 - Esas Yıl 2004





Davacı, işe iadesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Davacı, iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Yasasının 18. maddesinde sayılan geçerli nedenler olmadan feshedildiğini belirterek, feshin geçersizliğini ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı feshin geçerli sebebe dayandığını ve davanın reddini savunmuştur.Mahkemece feshin geçersizliğine karar verilmiştir.Türkiye ‘nin sayılı üniversitelerinden mezun olup bunun dışında yine ülkenin saygın kuruluşlarından ve yurtdışında son olarak da davalının ücretini karşıladığı bir seminer sonucu aldığı 31.5.2002 tarihli Kalite Yönetimi seminer belgesi gibi 15 den fazla sertifikası bulunan davacının, yine 356 çalışanı, ISO 9001 kalite belgesi ve ayrıca uluslar arası kalite belgesi bulunan davalı işyerinde kalite güvence şefi olarak çalıştığı,Davalı yanca ibraz edilen Organizasyon El Kitabının eğitim başlıklı B bendine göre, davacının kalite konularında grup personeline ve diğer bölüm çalışanlarına eğitim vermekle yükümlü olduğu, esasen daha önce de tek başına dahi aynı şekilde eğitimler verdiği,Son olarak işverenin davacı ve bir çalışanın daha 6.9.2003 Cumartesi günü kalite eğitimi vereceğine ilişkin duyurumu 28.8.2003 tarihinde yaptığı,Davacının aynı günlü e-mailile eğitimci olmak özellikleri bulunmadığını ve 6.9.2003 günü İstanbul’da bulunmayacağından bu eğitimi veremeyeceğini cevaben işverene bildirdiği,Aynı gün işverenin davacıya; seminer tarihinin yıllık izinler dikkate alınarak tespit edildiğini, mazereti nedeniyle eğitimin 13.9.2003 gününe kaydırılabileceğini, hangi günü seçtiğini kendilerine bildirmesi için yeniden e-mailgönderdiği,Davacının aynı günlü cevabında tarih değiştirilse bile eğitim vermeyeceğini işverene bildirdiği,Bu kez 29.8.2003 günü işverenin daha üst düzey yöneticisinin, yine e-mailile davacıya, bu eğitimi vermek görevi olduğundan belirtilen tarihler arasında seçimini yapıp bunu da 2.9.2003 e kadar bildirmesini, aksi takdirde 4857 sayılı İş Yasasına göre yasal işlem yapılacağını ihtaren bildirdiği,Davacının 2.9.2003 günlü cevabı ile 6 ve 13.9.2003 tarihlerinde ailesel yükümlülüklerini yerine getireceğinden eğitimi, haftalık çalışma saatleri içinde veya 20.9.2003 günü verebileceğini işverene bildirdiği,İşverenin 5.9.2003 günlü e-mailile ISO-TS belgelenme süreci içinde eğitimin aksatılamayacağını, bir daha değişiklik yapılmaması kaydıyla eğitimin 13.9.2003 günü verileceğini davacıya bildirdiği,Bu yazıya herhangi bir cevap vermeyen davacının 11.9.2003 tarihinde işyerinden aldığı sevk ile 22.9.2003 tarihinde işbaşı yapacak şekilde rapor aldığı, bu raporunu da işverene 15.9.2003 günü ibraz ettiği,22.9.2003 günü tüm bu nedenlerle davacının savunması istendiğinde, savunma yapmayarak sadece 15.9.2003 tarihinde aslını ibraz ettiğini belirterek raporunu yeniden yazılı olarak işverene ibraz ettiği,İşverenin 22.9.2003 günlü yazı ile; hizmet aktinin 4857 sayılı İş Yasasının 25/2 maddesinin e ve h fıkraları gereğince tazminatsız feshinin gerektiğini ancak kıdemi ve sosyal korumu nedeniyle tazminatsız fesih hakkından vazgeçerek aynı yaşanan 17 ve 18 maddelerine göre kıdem ihbar tazminatını ödeyerek feshedildiğini davacıya bildirdiği uyuşmazlık konusu değildir.Tarafların yukarıda anlatılan konum ve standartları ile olayın anlatılan seyrine göre; davacının asli görevlerinden olan eğitim semineri vermek görevini önce yapmayacağını bildirmesi, işverenin ihtar niteliğindeki yazısından sonra bu semineri vermeye itiraz etmemesine rağmen seminer için duyuru yapılan tarihten iki gün önce aldığı raporu, aldığı ve seminerden önceki tarihte işverene ve ilgililere bildirerek tedbir alınmasını sağlaması gerekirken, seminerin yapılması gereken gün geçtikten sonra işvereni bilgilendirmesi ve bu konularla ilgili savunması istendiğinde, savunma yerine raporunu yeniden ibraz etmek ile yetinmesi; profesyonellik, çağdaş çalışma ilkeleri ve prensipleri ile bağdaşmaz. Bu durum 4857 sayılı İş Yasasının 18/1.maddesinde sözü edilen ve işçinin davranışından kaynaklanan geçerli bir sebeptir.Bu nedenle mahkemenin yerinde olmayan gerekçe ile davanın kabulüne karar vermesi usul ve yasaya aykırı olmakla 4857 sayılı İş Yasasının 20/3.maddesi uyarınca mahkeme kararının bozularak ortadan kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Açıklanan nedenlerlel. Gebze İş Mahkemesinin 23.12.2003 gün ve 2003/28 Esas, 2003/1106 sayılı kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,2. Davanın REDDİNE,3. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,4. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davalı vekili için takdir edilen 300.000.000 TL.ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,5. Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına6. Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,7. Davalının yaptığı 33.700.000 TL.yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine 4.3.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.