Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 418 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2075 - Esas Yıl 2013





Taraflar arasındaki “maddi ve manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 18. İş Mahkemesi'nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 15.11.2011 gün ve 2008/942 E., 2011/782 K. sayılı kararın incelenmesi davalılardan A.A.İşletmeleri Ltd. Şti. ve Z. San. Ltd. Şti vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21. Hukuk Dai-resi'nin 17.12.2012 gün ve 2012/3504 E., 2012/23526 K. sayılı ilamı ile;(...1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni ge-rektirici sebeplere ve temyiz kapsamı ile nedenlerine göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,2-Dava, iş kazası nedeniyle sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, davalı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı hakkında açılan davanın husumetten reddine, davalılar A. İşletmeleri Ltd. Şti. ve Z. Ltd. Şti. hakkında açılan davanın kısmen kabulü ile, davacının maddi tazminat isteminin SGK tarafından bağlanan gelirlerle karşılandığından reddine ve 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 19.09.2007 tarihinden itibaren yasalfaizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; iş kazası sonucu davacının sürekli iş göremezlik oranının % 32.30 olduğu, mahkemece hükme esas alınan 25.02.2011 tarihli kusur raporunda, davalı Z. Ltd. Şti.’nin işveren olması nedeniyle % 100 oranında kusurlu bulunduğunun, davalı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın kusurunun bulunmadığının, davalı A. İşletmeleri Ltd. Şti.’nin ise Borçlar Kanunu’nun 100. maddesi gereğince sorumluluğunun bulunduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır.Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin, özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Hakimin, bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23/06/2004, 13/291-370 )Bu ilkeler gözetildiğinde, davacı yararına hükmedilen 50.000,00 TL manevi tazminatın fazla olduğu ortadadır.O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır...)Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.TEMYİZ EDEN: Davalılardan A. A.İşletmeleri Ltd. Şti. ve Z. Peyzaj Temizlik İnşaat Turizm ve Dış Tic. San. Ltd. Şti vekillerihukuk GENEL kurulu KARARIHukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Dava, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Davacılar vekili, müvekkilinin davalı Büyükşehir Belediyesi Başkanlığının, çevre temizlik işinde işçi olarak çalışırken 19.09.2007 tarihinde iş kazası geçirdiğini, kaza tarihindeki en son ücretinin aylık net 550,00TL. servis+yemek ücreti olduğunu belirterek ve fazlaya ilişkin talep ve dava haklarını saklı tutarak; 50.000.00TL.manevi tazminat ile 100.00TL.iş gücü kaybı tazminatı olmak üzere toplam 50.100,00TL.tazminat alacağının olay tarihi olan 19/09/2007 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılardan A.A. İşletmeleri Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesiyle özetle; dava konusu olayın 19.09.2007 tarihinde meydana geldiğini, olayın meydana geldiği tarihten 1 yıldan fazla bir zaman geçtiğini, davacının müvekkili şirketin çalışanı olmadığını, davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, dava konusu olayın davacının kusurlu davranışından kaynaklandığını, davacının manevi tazminat talebinin sebepsiz zenginleşmeye yönelik olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Davalı Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı vekili cevap dilekçesiyle özetle; dava konusu uyuşmazlıkta müvekkili idareye husumet tevcih edilemeyeceğini, müvekkili idare yönünden pasif sıfat yokluğunun gözetilmesi gerektiğini, davacı işçi ile müvekkili idare arasında hizmet ilişkisi olmadığını, İş Kanunu anlamında davacının işvereni ile müvekkil idare arasında asıl-alt işveren ilişkisinin bulunmadığını, müvekkili idarenin ihale makamı olduğunu, A. Ltd. Şti.’nin asıl işveren, Z. Ltd. Şti.’nin ise alt işveren olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Davalı Z. Ltd. Şti davanın reddini savunmuştur.Yerel Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacı için hükmedilen 50.000.00TL.manevi tazminatın olay tarihi olan 19.09.2007 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı A.A. Ltd. Şti. ile Z. Ltd. Şti.'nden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, maddi tazminat alacağı ile ilgili fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, dair verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine, Özel Daire'ce yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuş; Mahkemece, önceki kararda takdir edilen manevi tazminat yönünden direnilmiştir.Direnme hükmünü, A.A. San. Ltd. Şti vekilleri temyize getirmiştir.Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; iş kazası nedeniyle sürekli iş gücü kaybına uğrayan davacıya takdir edilen manevi tazminat miktarının fazla olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Manevi tazminat isteminin temelinde, davalıların haksız eylemi yatmaktadır. Bilindiği üzere, haksız eylemin unsurları; zarar, fiil ile zarar arasında illiyet bağı, fiilin hukuka aykırı olmasından ibarettir.Öte yandan, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 47. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 56.) maddesinde düzenlenen manevi tazminatta kusurun gerekmediği, ancak takdirde etkili olabileceği, 22.6.1966 tarih ve 1966/7 Esas 1966/7 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıkça vurgulanmıştır. Bu kararın gerekçesinde, taktir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden, hâkim bu konuda taktir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Yine mülga BK 47 (TBK 56). maddesi hükmüne göre; hâkimin özel halleri göz önünde tutarak, manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği tutar adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı, aslında ne tazminat ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi, kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine, zarara uğrayanda bir huzur duygusu uyandırmayı, aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden, tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.Manevi tazminat, duyulan elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nisbetin-de iadesini amaçladığından hâkim, MK'nın 4. maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir.Hâkim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, maluliyet oranını, beden gücü kaybı nedeniyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir (Hukuk Genel Kurulunun 28.05.2003 gün 2033/21-368-355 ve 23.06.2004 gün 2004/13-291-370 sayılı kararları).Somut olayın incelenmesinde, 19.09.2007 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle, davacının iş göremezlik derecesinin % 32,30 olarak belirlendiği, olayın meydana gelmesinde davacının % 20 oranında, davalıların ise % 80 oranında kusurlu olduğu hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır.Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, direnme kararında açıklanan gerektirici nedenlere, olayın meydana geldiği tarihteki paranın alım gücü dikkate alındığında yerel mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarı yerindedir.Görüşmeyer sırasında bir kısım üyelerce hükmedilen manevi tazminat miktarının çok olduğu ileri sürülmüş ise de bu görüş yukarıda belirtilen nedenlerle Kurul çoğunluğunca yerinde görülmemiştir.Şu durumda, yukarıda belirtilen ilke ve maddi olgular dikkate alındığında, yerel mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarı yerinde olup; usul ve yasaya uygun olan direnme kararının onanması gerekir.SONUÇDavalılar : A.A. San. Ltd. Şti vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan gerekçelerleONANMASINA,aşağıda dökümü yazılı (2.945,70 TL) harcın temyiz edenlerden alınmasına, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 8/3.fıkrası uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 28.03.2014 gününde oy çokluğu ile karar verildi. Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar HAGB'ye itiraz üzerine hem şekil hem de esastan incelenir Hakkı olmayan yere tecavüz suçundan sanık S.nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 154/1, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 5 ay hapis ve 80,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına da NÜFUS KAYDININ DÜZELTİLMESİ • ÖZEL VEKALETNAME KOŞULU 1- Davacı vekili, davacının nüfus kütüğünde yazılı 20.05.1970 olan doğum tarihinin 10.09.1969 olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece adı geçenin doğum tarihi 10.09.1969 olarak düzeltilmiştir. Uşak Devlet Hastanesi'nden alınan 22.07.2003 tarihli sağlık kurulu raporu düzeltilmek istenen doğum tarihi ZAMANAŞIMINI KESEN SEBEPLER • İCRA TAKİBİ (.Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.Yanlar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklandığından yüklenici tarafından açılacak alacak davası Borçlar Kanunu’nun 12 Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?