Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4167 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16259 - Esas Yıl 2014





Y A R G I T A Y İ L A M IMAHKEMESİ : BAKIRKÖY(KAPATILAN) 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 01/07/2014NUMARASI : 2013/347-2014/163DAVACI : MUHAMMET MUSTAFA GÜNGÖRVEKİLİ : AV. EGEMEN ÖZBEYDAVALI : VBG HOLDİNG ANONİM ŞİRKETİVEKİLİ : AV. CİHAN KÖSETaraflar arasında görülen davada Bakırköy (Kapatılan) 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 01.07.2014 tarih ve 2013/347-2014/163 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Rahime Tezcan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin 13.08.2012 tarihinden itibaren Mataş Matbaacılık San. ve Tic. A.Ş.'nin hisselerini edindiğini, daha sonra şirketin sermayesinin %46, 88'ine tekabül eden payların davalı tarafından 06.04.2012 tarihinde satın ve devir alındığını, imtiyazlı payların da devralınması nedeniyle davalının şirketin tek hakimi konumuna geldiğini ve şirketin yönetimini eline geçirdiğini,bu nedenle Çağrı Yoluyla Ortaklık Paylarının Toplanmasına İlişkin Tebliğ uyarınca diğer ortaklara şirket hisselerini satın almak üzere çağrıda bulunma yükümlülüğünün doğduğunu ve anılan tebliğ uyarınca çağrı işlemlerine hisselerin iktisap tarihinden itibaren en geç 45 iş günü içerisinde başlanması gerektiğini, davalının 10.04.2012 tarihinde SPK'na başvurduğunu ancak, çağrı fiyatının SPK tarafından belirlenmesinden sonra davalının çağrı yükümlülüğünü yerine getirmemek için kötüniyetli olarak her yola başvurduğunu, davalının bu eylemi nedeniyle müvekkilinin hisselerini borsada başkalarına daha düşük bir fiyattan satmasına neden olduğunu ayrıca, kendisi için çok daha karlı olacak bir çok yatırımdan mahrum kaldığını, davalının hem çağrı yükümlülüğünü yerine getirmediğini hem de şirketin içini boşalttığını, bu duruma daha fazla tahammül edemeyen müvekkilinin de hisselerini sattığını ve zarara uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminatın ticari temerrüt faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, 03.02.2014 tarihli dilekçesi ile de, dava değerini fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 63.015,00 TL olarak göstermiş ve harcı da bu miktar üzerinden ikmal etmiştir.Davalı vekili, davacının, müvekkilinin hisseleri devraldığı tarihte şirkete hissedar olup, mevcuk ortaklık yapısını bilerek hisseleri devraldığını, Çağrı Yoluyla Ortaklık Paylarının Toplanmasına İlişkin Tebliğ'in amacının şirketin yönetiminin devralınması anında mevcut olan küçük pay sahiplerini yönetim kontrol değişikliğinin olumsuz etkilerinden korumak olduğunu, kontrol değişikliği gerçekleştikten ve kontrol pirimi ödendikten sonra pay sahibi olan birinin korunmaya değer menfaatinin bulunmadığını, müvekkilinin 10.04.2012 tarihinde çağrıda bulunma işlemlerine başladığını oysa, davacının hisse senetlerini edindiği tarihin 13.8.2012 tarihi olduğunu, piyasa gerçeklerine aykırı olarak manipülatif etkenler dikkate alınmadan belirlenmiş çağrı fiyatının yeniden gözden geçirilerek yeniden belirlenmesi talebi ile idari ve adli müracaatlar yapan müvekkilinin yasal haklarını kullandığını,davacının haksız kazanç elde etme çabasında olduğunu, şirketin içinin boşaltığı yönündeki iddiaların yersiz ve faiz talebinin de fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.-/-Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, Mülga 2944 ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ile bu kanun kapsamında çıkartılan Yönetmelik ve Tebliğler gereğince, davalının 10.04.2014 tarihi itibariyle SPK'na aracı kurum marifetiyle müracaat ederek çağrıda bulunma yükümlüğünü yerine getirdiği, SPK'nın 10.08.2012 tarih, 913 sayılı kararı ile satın almadan itibaren 45 iş günü süresinin 12.06.2012 tarihinde dolduğu ve satın alma bedelinin 3.77 TL'den düşük olmayacağına dair karar verildiği, davacının ilgili şirketin hisselerini 13.08.2012 tarihinden itibaren almaya başladığı ve 01.03.2013 tarihine kadar parça parça hisse alımına devam ettiği, daha sonra davalının SPK'na itirazları ve açılan davalar nedeniyle belirlenen miktar üzerinden çağrı yükümlülüğünü yerine getirmeyeceğini düşünerek aldığı hisseleri kendi iradesiyle elinden çıkardığı, Sermaye Piyasası Kanunu ve Dairemizin emsal içtihatları gereğince, davalının hisse satın aldığı, 06.04.2012 tarihinde çağrıda bulunma yükümlülüğünün doğduğu, 12.06.2012 tarihi ve SPK'ca hissenin borsa fiyatının tespit edildiği 10.08.2012 tarihi itibariyle davacının hisse senedi sahibi olmadığı, bu nedenle uğradığı zarardan davalının sorumlu olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 25.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.