MAHKEMESİ : Ankara 16. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 21/06/2012NUMARASI : 2012/96-2012/446Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Kural olarak 3. kişi nezdinde mevcut bir alacağın haczi mümkün olup, ileride doğacak muhtemel bir hakkın haczi mümkün değildir. Bu nedenle İİK.nun 89.maddesi gereğince 3.şahsa, "borçlunun nezdinizde doğmuş ve doğacak hak ve alacaklarının haczine" şeklinde haciz ihbarnamesinin çıkarılması halinde 3.şahsın sorumluluğu, haciz müzekkeresinin kendisine ulaştığı tarihteki mevcut durumla (fiili durumla) sınırlı olacağından ileride doğacak, doğması muhtemel bir hakkın bu aşamada 3.şahısca net olarak bilinmesi mümkün olmadığından bu şekilde çıkarılan haciz ihbarnamesi yukarıda açıklanan nedenle muhtemel alacaklar açısından sonuç doğurmaz.Ancak, müstakbel (beklenen veya doğacak) alacaklar için haciz ihbarnamesi gönderilebilmesi 3.kişi ile borçlu arasında süregelen bir hukuki ilişkinin (kira alacağı gibi) varlığına bağlıdır. Hukuki münasebetin varlığı ve bu ilişki nedeniyle borçluya ödenecek ve devamlılık arzeden bir alacağın bulunduğu hallerde 3.kişiye İİK'nun 89.maddesine göre haciz ihbarnamesi gönderilebilir.Somut olayda; Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne gönderilen 23.11.2010 tarihli haciz ihbarnamesine üçüncü kişi "D,y İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.nin B.,e Mü.e işleri devam etmekte olup, tahakkuk etmiş alacağı bulunmamaktadır. Alacağı tahukkuk ettiğinde Be lerince haciz ihbarnamesi gereği yapılacaktır" şeklinde cevap vermiştir. Üçüncü kişinin bu tarih itibarıyla bir alacağın olmadığını belirtmesi haciz ihbarnamesine yapmış olduğu itiraz mahiyetindedir. 1.haciz ihbarnamesine itiraz halinde 2. ve 3. haciz ihbarnameleri çıkarılamayacağı gibi, henüz doğmamış olan hak edişin dosyaya gönderilmesi de istenemez. Bu durumda, mahkemece; istemin kabulü yerine yazılı gerekçelerle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.Öte yandan HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.