MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Davacı, mirasbırakan eşi ...'in kayden maliki olduğu 93 parsel sayılı taşınmazını aldığı krediye kefil olan ...'a teminat amacıyla satış aktiyle temlik ettiğini, kredi borcunun bitmesine yakın bir zamanda mirasbırakanın isteği ile taşınmazın torunu davalıya temlik edildiğini, taşınmazın davalıya temlikinin mirastan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemiştir.Davalı, savunma getirmemiştir.Mahkemece; taşınmazın mirasbırakan tarafından dava dışı ...'a yapılan temlik inançlı işlem şeklinde olsa da, taşınmazın sonrasında davalıya temlikinin mal kaçırma amaçlı yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’in kayden maliki olduğu 93 parsel sayılı taşınmazını 20.03.2008 tarihli satış akti ile dava dışı ...’a temlik ettiği, ...’ın da taşınmazı 09.06.2010 tarihli satış akti ile mirasbırakanın davalı torununa temlik ettiği, mirasbırakanın 24.12.2011 tarihinde ölümü ile geriye, ikinci eşi davacı ile ilk eşinden olma dava dışı çocuklarını mirasçı olarak bıraktığı kayden sabittir.Hemen belirtilmelidir ki; mirasbırakanın taşınmazı devrettiği ...’un, tanık sıfatıyla alınan ifadesinde, taşınmazın kredi temini için kendisine devredildiğini beyan ettiği, keza tapu ve banka kayıtlarının da bu olguyu desteklediği görülmektedir.Bu durumda, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, ilk işlemin inançlı işlem olduğu açıktır. İnançlı işlem ise geçerli bir işlem olduğundan, eldeki davada 1.4.1974 tarih ve 1/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının uygulama yeri yoktur.Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru değildir.Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.