4. Daire 2014/865 E. , 2014/4085 K.TICARI PLAKA,MINIBÜS HATTI,GELIR VERGISI,VERGI ZIYAI CEZASI,DEĞER ARTIŞI KAZANCIet
Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz
olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.Özeti : Kanunda
inceleme yetkisi verilen takdir komisyonunca minibüs hattı ve ticari
plaka satışına ilişkin matrah takdirinde farklı minibüs hatları ile
farklı dönemlere satışına ilişkin satış bilgilerinin dayanak alınmasının
213 sayılı Kanun’un 134. maddesinde belirtilen amaca aykırı olduğu
hakkında.
Temyiz Eden : …
Karşı Taraf : Tınaztepe Vergi Dairesi Müdürlüğü
İstemin Özeti : Davacının minibüs hattını ve ticari
plakasını 2008 yılında elden çıkarması sonucu elde ettiği ileri sürülen
değer artışı kazancını eksik beyan ettiği iddiasıyla takdir komisyonunca
belirlenen matrah üzerinden salınan gelir vergisi ile kesilen vergi
ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır. Denizli Vergi
Mahkemesinin 28/11/2013 günlü ve E:2013/320, K:2013/980 sayılı
kararıyla; şehir içi minibüs taşımacılığı faaliyetinde bulunan davacıya
ait minibüs hattının 21.03.2008 tarihinde minibüs hat ve plaka devir
sözleşmesi ile devretmesi üzerine yapılan ihbar sonucu temin edilen
belgeler ve beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığı sonucuna varılarak
sevkedilen takdir komisyonunca emsal minibüs hatlarının fiili satış
tutarları ile 2012 yılında verilen ilanlardaki rakamlar birlikte
değerlendirilip ve ayrıca Afyonkarahisar Şoförler ve Otomobilciler
Odasına da emsal minibüs hatları ve satış rakamlarının rağmen bu konuda
yetkilerinin olmadığının bildirilmesi üzerine belirlenen matrah farkı
üzerinden dava konusu tarhiyatın yapıldığı, olayda minibüs ve hattının
davacının bildirdiği satış tutarının normal ve mutad bir durum olmadığı
açık olup, dosyada mevcut Afyonkarahisar minibüs hatlarına ilişkin fiili
satış fiyatları ve bu konuda verilen satış ilanlarında da satış
rakamlara göre davacının da aksi yönde ispatlayıcı herhangi bir bilgi ve
belge de sunmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde dava konusu
tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine
karar verilmiştir. Hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın
bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi Yavuz Şen'in Düşüncesi : 193 sayılı
Gelir Vergisi Kanunu'nun 46’ncı maddesinde, 47 ve 48’inci maddelerde
yazılı şartları topluca haiz olanların ticari kazançları basit usulde
tespit olunacağı, mükerrer 80’nci maddesinin birinci fıkrasının 6’ncı
bendinde, iktisap şekline olursa olsun 70’nci maddenin 1’nci fıkrasının
(1), (2), (4) ve (7) numaralı bentlerinde yazılı mal ve hakların,
iktisap tarihinden başlayarak beş yıl içinde elden çıkarılmasından doğan
kazançların değer artış kazancı olduğu, son fıkrasında, faaliyetine
devam eden ticari bir işletmenin kısmen veya tamamen satılmasından veya
ticari işletmeye dahil amortismana tabi iktisadi kıymetlerle birinci
fıkrada yazılı hakların elden çıkarılmasından doğan kazançların ticari
kazanç sayılacağı ve bunlara ticari kazanç hakkındaki hükümlerin
uygulanacağı öngörülmüştür.
Bu düzenlemeler uyarınca kazancı basit usulde vergilendirilen bir
mükellefin, faaliyetinin sona erdirilmesiyle ilgili olarak her türlü
satıştan elde ettiği kazancın, ticari kazanç olarak değerlendirilmesi
gerekmektedir. Davacının basit usulde ödediği gelir vergisi, onun bu
faaliyetiyle ilgili olarak elde edebileceği her türlü kazancın
vergisidir. 18.12.2007 tarihinde satın aldığı minibüs hattı ve ticari
plakayı 21.03.2008 tarihinde satan davacının değer artışı kazancına ait
gelirini eksik beyan ettiği ileri sürülerek tarhiyat yapılmışsa da;
minibüs hattı ve ticari plaka satışı davacının ticari faaliyetinin sona
erdirilmesine ilişkin olup, ticari faaliyetten ayrı olarak
vergilendirilmesine hukuken olanak yoktur. Bu nedenle, eksik beyan
edilen gelirin değer artışı kazancı olduğu ileri sürülerek yapılan
tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu nedenle, temyiz isteminin kabulüyle mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince, dava dosyası tekemmül
ettiği için davacının yürütmenin durdurulması isteminin incelenmesine
gerek görülmeyerek işin esası incelenip gereği görüşüldü:
Davacının minibüs hattını ve ticari plakasını 2008 yılında elden
çıkarması sonucu elde ettiği ileri sürülen değer artışı kazancını eksik
beyan ettiği iddiasıyla takdir komisyonunca belirlenen matrah üzerinden
salınan gelir vergisi ile kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması
istemiyle açılan davanın reddine karar veren Vergi Mahkemesi kararı
temyiz edilmiştir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 80’nci maddesinin
birinci fıkrasının 6’ncı bendinde, iktisap şekline olursa olsun 70’nci
maddenin 1’nci fıkrasının (1), (2), (4) ve (7) numaralı bentlerinde
yazılı mal ve hakların, iktisap tarihinden başlayarak beş yıl içinde
elden çıkarılmasından doğan kazançların değer artış kazancı olduğu
belirtilmiş, mükerrer 81’nci maddede ise, değer artışında safi kazancın,
elde çıkarma karşılığında alınan para ve ayınlarla sağlanan ve para ile
temsil edilebilen her türlü menfaatlerin tutarından, elden çıkarılan
mal ve hakların maliyet bedelleri ile elden çıkarma dolayısıyla yapılan
ve satıcının uhdesinde kalan giderlerin ve ödenen vergi ve harçların
indirilmesi suretiyle bulunacağı öngörülmüştür.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3’üncü maddesinin B bendinde,
vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin
gerçek mahiyetinin esas olduğu belirtilmiş, vergiyi doğuran olay ve bu
olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü
delille ispatlanabileceği hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanun’un 30’uncu
maddesinin birinci fıkrasında, re'sen vergi tarhı, vergi matrahının
tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere
dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları
tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca
düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah
kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlanmış, ikinci
fıkrasının 6 numaralı bendinde ise, tutulması zorunlu olan defterlerin
veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil
bulunması durumunda, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt
ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitinin mümkün
olmadığının kabul edileceği kurala bağlanmış, aynı Kanun’un 31/8’inci
maddesinde de takdirin dayanağı ve takdir hakkında izahatın takdir
komisyonu kararlarında yer alması gerektiği açıklanmıştır Öte yandan,
aynı Kanun’un 74’üncü maddesinin a-1 bendinde, takdir komisyonlarının
görevleri arasında yetkili makamlar tarafından istenilen matrah ve
servet takdirlerini yapmak sayılmış, 75’inci maddenin 1’inci fıkrasında
takdir komisyonunun 74’üncü maddedeki görevleri dolayısıyla bu Kanunda
yazılı inceleme yetkisine haiz olduğu, 134’üncü maddesinde, vergi
incelemesinden maksadın ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu
araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, şehir içi minibüs taşımacılığı faaliyetinde
bulunan davacıya ait Özdilek Minibüs Hattının 21.03.2008 tarihinde
12500 TL bedel karşılığı devri sonrasında yapılan bir ihbar dilekçesi
ile Afyonkarahisar ilinde ticari plaka ve araçlarını satan kişilerin
düşük bedel göstererek vergi kaçırdığının ileri sürülmesi üzerine
davacının beyannamelerinin gerçek durumu yansıtmadığı sonucuna varılarak
düzenlenen 8.01.2013 tarihli tutanakta minibüs hatlarının 2009 yılı
fiili satış tutarları noter satış sözleşmelerinde belirtilen rakamlara
göre Çavuşbaş ile Karşıyaka Minibüs Hatlarının 115000 TL, 250000 TL ve
150000 TL olduğu, 2012 yılında verilen ilanlarda Termal Minibüs Hattının
650000 TL, Karşıyaka Minibüs Hattının ise 500000 TL karşılığında satışa
çıkarıldığının belirlendiği, davacının Özdilek Minibüs Hattını
18.12.2007 tarihinde aldığı ve beş yıl geçmeden elden çıkardığı, elde
edilen gelirin 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 80’nci
maddesinin birinci fıkrasının 6’ncı bendi uyarınca değer artışı kazancı
olduğu ve değer artışı kazancı yönünden matrahın belirlenmesi için
takdir komisyonunca belirlenmesi gerektiğinin belirtilmesi üzerine
takdire sevk edildiği, söz konusu tutanak esas alınarak takdir
komisyonunca belirlenen matrah farkı üzerinden dava konusu tarhiyatın
yapıldığı, Vergi Mahkemesince, olayda minibüs ve hattının davacının
bildirdiği satış tutarının normal ve mutad bir durum olmadığı açık olup,
dosyada mevcut Afyonkarahisar minibüs hatlarına ilişkin fiili satış
fiyatları ve bu konuda verilen satış ilanlarında da satış rakamlara göre
davacının da aksi yönde ispatlayıcı herhangi bir bilgi ve belge de
sunmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde dava konusu tarhiyatta
hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar
verildiği anlaşılmıştır.
Ancak, davacının sahip olduğu Özdilek Minibüs Hattının satış
tutarının tespitine ilişkin olarak esas alınan tutarların Çavuşbaş ve
Karşıyaka Minibüs Hatlarının satışlarına ait bedeller ile Termal ve
Karşıyaka Minibüs Hatlarına ait satış ilanları olduğu, ihtilaflı dönemin
2008 yılı olmasına karşılık matrahın tespitinde dikkate alınan
verilerin 2009 ile 2012 yıllarına ilişkin olduğu görülmüş olup görevleri
dolayısıyla inceleme yetkisine haiz olan takdir komisyonunca davacıya
ait hattın ve plakanın satışında farklı minibüs hatlarının farklı
dönemlerdeki satışlarına ilişkin bilgilerin takdire dayanak olarak
alınmasının 213 sayılı Kanunu’n 134’üncü maddesinde öngörülen ödenmesi
gereken vergilerin doğruluğunu araştırma ve tespit etme amacına aykırı
olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Bu bakımdan eksik incelemeye dayalı
olarak yapılan dava konusu tarhiyatta ve davayı reddeden Mahkeme
kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne ve Denizli Vergi
Mahkemesinin 28/11/2013 günlü ve E:2013/320, K:2013/980 sayılı kararının
bozulmasına, 03/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.