Özeti :Müdahil tek başına kanun yollarına başvuramayacağı hakkında. Temyiz Eden 1- Davalı: Sağlık Bakanlığı2- Davalı İdare Yanında Davaya Katılan : Türk Cerrahi DerneğiVekili : Av. …Karşı Taraf (Davacı) : Türk Gastroenteroloji DerneğiVekili : Av.…Diğer Müdahiller(Davalı İdare Yanında): 1- Türkiye İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği 2-Türk Kolon ve Rektum Cerrahisi DerneğiVekili : Av. … 3- Türk Cerrahi Gastroentereloji Endoskopi DerneğiVekili : Av. …İstemin Özeti : Davacı Derneğin, Sağlık Bakanlığınca Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yazılan 09.08.2008 tarih ve 4338 sayılı yazıda geçen "Uzmanlık belgelerine sahip uzman hekimlerin uzmanlık alanlarının uygulamalarını yapmaya yetkili oldukları, uzmanlık eğitimi sürecinde ve sonrasında endoskopi eğitimi alan iç hastalıkları ve genel cerrahi uzmanlarının endoskopi yapması uzmanlık alanlarının mesleki uygulamaları olarak kabul edilmesi gerektiği" şeklindeki ibarenin düzeltilmesi istemiyle yaptığı başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada; Ankara 14. İdare Mahkemesi'nce bozma kararına uyularak dava konusu işlemin iptali yolunda verilen 29.11.2012 tarih ve E:2012/1453, K:2012/1570 sayılı kararın, davalı idare ve davalı idare yanında davaya katılan Türk Cerrahi Derneği tarafından, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINAHüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi'nce 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca ilk inceleme ile görevli Tetkik Hakimi Menekşe Bozoğlu Karağaç'ın açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:Dosyanın incelenmesinden; Ankara 14. İdare Mahkemesince bakılan dava sonunda dava konusu işlemin iptali yolunda verilen 29.11.2012 tarih ve E:2012/1453, K:2012/1570 sayılı kararın, davalı idare yanında davaya katılan Türk Cerrahi Derneği tarafından temyiz edildiği, anılan temyiz dilekçesinin davalı idare ve davacıya tebliğ edildiği, davalı idarece anılan temyiz dilekçesine cevap dilekçesinde kararın temyiz edildiği anlaşılmaktadır.Davalı idarenin temyiz istemi incelenecek olursa;2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinin 2. fıkrasında özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde, Danıştay dava daireleri ile idare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarına karşı tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde Danıştay'da temyiz yoluna başvurulabileceği; 48. maddesinin üçüncü fıkrasında, temyiz dilekçelerinin ilgisine göre kararı veren mahkemeye, Danıştay’a veya 4. maddede belirtilen mercilere verileceği ve kararı veren mahkeme veya Danıştay’ca karşı tarafa tebliğ edileceği, karşı tarafın tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde cevap verebileceği, cevap verenin, kararı süresinde temyiz etmemiş olsa bile düzenleyeceği dilekçesinde, temyiz isteminde bulunabileceği, altıncı fıkrasında, temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapılması halinde kararı veren mahkemenin, ilk derece mahkemesi olarak davaya bakan Danıştay dairesinin, temyiz isteminin reddine karar vereceği; mahkemenin veya Danıştay dairesinin bu kararlarına karşı, tebliğ tarihini izleyen günden itibaren yedi gün içinde temyiz yoluna başvurulabileceği; aynı maddenin yedinci fıkrasında, temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapıldığı hususlarının, dosyanın gönderildiği Danıştay’ın ilgili dairesi ve kurulunca saptanması hallerinde de altıncı fıkrasında sözü edilen kararın daire ve kurulca verileceği kuralına yer verilmiştir.Olayda, temyiz edilen mahkeme kararının davalı idareye 07.01.2013 tarihinde tebliğ edildiği, anılan mahkeme kararının davalı idare yanında davaya katılan Türk Cerrahi Derneği tarafından temyiz edildiği, temyiz dilekçesinin davalı idareye 11.03.2013 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine davalı idarece 02.04.2013 tarihinde anılan dilekçeye cevap dilekçesinde kararın temyiz edildiği anlaşılmakta olup, yukarıda anılan mevzuat hükmü uyarınca davacı tarafından kararın temyiz edilmesi halinde temyize cevap dilekçesinde davalı idarece süresi geçmiş olsa dahi temyiz isteminde bulunulabileceği, davalı idare yanında davaya katılanın temyiz dilekçesine cevabın anılan madde kapsamında değerlendirilemeyecek olması nedeniyle davalı idarece 30 günlük süre içerisinde, en geç 06.02.2013 tarihine kadar temyiz isteminde bulunulması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 02.04.2013 tarihinde kayda giren dilekçe ile temyiz isteminde bulunulduğundan temyiz isteminin süre aşımı nedeniyle esasının inceleme olanağı bulunmamaktadır.Davalı İdare yanında davaya katılanın temyiz istemi incelenecek olursa;2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesi ile göndermede bulunulan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanun’u, 04.02.2011 tarih ve 27836 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 450. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış, anılan Kanun'un 447. maddesinin 2. fıkrasında ise, mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'na yapılan göndermelerin, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılacağı hükme bağlanmıştır.Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 66. maddesinde, üçüncü kişilerin, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla müdahil olarak davada yer alabilecekleri; 68. maddesinde, müdahale talebinin kabulü hâlinde müdahilin, yanında katıldığı tarafın yararına olan iddia veya savunma vasıtalarını ileri sürebileceği; onun işlem ve açıklamalarına aykırı olmayan her türlü usul işlemlerini yapabileceği; 69. maddesinde, müdahilin de yer aldığı asıl davada hükmün taraflar hakkında verileceği hükümlerine yer verilmiştir.Anılan hükümler uyarınca, davanın taraflarından olmayan, dava sonucunda hakkında hüküm kurulmayan ve ancak yanında katıldığı tarafa yardımcı olabilen müdahilin, yanında davaya katıldığı tarafın kanun yollarına başvurmaması durumunda, tek başına kanun yollarına başvurmasına hukuken olanak bulunmamaktadır.Bu durumda; temyize konu kararın davalı konumunda bulunan Sağlık Bakanlığı tarafından süresinde temyiz edilmediği, davalı yanında müdahil olan Türk Cerrahi Derneğinin ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 66. maddesi kapsamında tek başına temyiz isteminde bulunamayacak olması karşısında temyiz isteminde bulunmasında hukuken olanak bulunmadığı sonucuna varılmıştır.Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin süre aşımı nedeniyle reddine oybirliğiyle, müdahil temyiz isteminin incelenmeksizin reddine oyçokluğuyla, 05.06.2013 tarihinde karar verildi. KARŞI OY6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 68. maddesinde, müdahale talebinin kabulü hâlinde müdahilin, yanında katıldığı tarafın yararına olan iddia veya savunma vasıtalarını ileri sürebileceği; onun işlem ve açıklamalarına aykırı olmayan her türlü usul işlemlerini yapabileceği; hükmüne yer verilmiştir.Davaya katılma müessesesinin amacı; üçüncü kişilerin başkaları arasında görülmekte olan davanın sonuçlarından etkilenecek haklarının korunması olduğundan, müdahilin lehine katıldığı tarafın işlem ve açıklamalarına aykırı olmayan her türlü usul işlemleri de yapabileceği gözönünde bulundurulduğunda, dosya kapsamında müdahilin, lehine davaya katıldığı taraf temyiz isteminde bulunmasa dahi tek başına temyiz isteminde bulunabileceği, bu nedenle müdahilin temyiz isteminin esastan görüşülmesi gerektiği görüşüyle bu kısma ilişkin çoğunluk kararına katılmıyorum.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
Malların teslimi usulen kanıtlanmadan faturaların davacının kendi defterlerinde kayıtlı olması tek başına malın teslim edildiğinin kanıtı olarak kabul edilemez.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vek
Danışık nedeniyle icra takibinin iptalinin istenilmesi halinde iptali yerine icra takibinin davacı bakımından hükümsüz olduğuna karar verilmelidir.
Davacı K.. Mobilya San. Tic. A.Ş. vekili tarafından, davalılar E.. Ş.. vd. aleyhine 06/01/2011 gününde verilen dilekçe ile muvazaalı işlemin iptalinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27/07/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı E.. Ş..
İcra mahkemesi kararlarından istinaf yolu açık olan kararlar
Taraflar arasındaki “şikayet” isteminden dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 5. İcra Hukuk Mahkemesince şikayetin kısmen kabulüne dair verilen 14.02.2012 gün ve 2011/1530 E. - 2012/366 K. sayılı kararın incelenmesi şikayetçi borçlu vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dai
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?