Mektupların izin
alınmaksızın yayınlanması suçundan şüpheli M. Gökhan hakkında yapılan
soruşturma evresi sonucunda Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen
12.08.2009 tarihli ve 2009/15800 soruşturma, 2009/8121 sayılı kovuşturmaya yer
olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Bakırköy
Birinci Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı'nca verilen 09.09.2009 tarihli ve
2009/277 değişik iş sayılı kararı kapsayan dosya incelendi.
İstanbul Emniyet
Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne bağlı Kaçakçılık Büro
Amirliği görevlileri tarafından tarihi eser kaçakçılığını önlemek amacıyla
yapılan çalışmalar sırasında, A... A.Ş. adlı müzayede şirketinin 09.11.2008
tarihinde S... Otel'de gerçekleştireceği 254. müzayedeye ait katalog
incelendiğinde, Mustafa Kemal Atatürk'ün eşi L. Hanım'a ve L. Hanım'ın Mustafa
Kemal Atatürk'e yazdığı çok özel mektuplar başlığı altında toplam 7 adet el
yazması mektubun satışa çıkarıldığının tespit edilmesi üzerine ilgili şahıslar
hakkında soruşturma başlatıldığı, İstanbul İkinci Sulh Ceza Mahkemesi'nin
30.10.2008 tarihli ve 2008/1441 müteferrik sayılı kararına istinaden bahsi
geçen işyerinde yapılan aramada 9 sayfadan oluşan 7 adet mektuba el konulduğu,
bilahare 03.11.2008 tarihli tutanak ile söz konusu belgelerin Genelkurmay
Başkanlığı Askeri Müze ve Kültür Sitesi Komutanlığı'na teslim edildiği,
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sırasında bu kez
anılan mektupların H... Gazetesi'nin 01.03.2009 ve 02.03.2009 tarihli
nüshalarında şüpheli M. G. tarafından izinsiz yayınlanması sebebiyle L. H.'ın
mirasçılarından G. A. vekili tarafından yapılan şikayet üzerine aynı dosya
üzerinden soruşturma başlatıldığı,
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca
soruşturma dosyası tefrik edilerek, mektupları A... A.Ş. müzayede şirketine
getiren Sinan isimli şahıs ile anılan şirketin yetkilileri H.T. ile E.
haklarında, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na
aykırılıktan kamu davası açıldığı, şüpheli M. G. hakkında ise özel hayatın ve
haberleşmenin gizliliğini ihlal suçlarından soruşturma yapılmak üzere dosyanın
yetkili Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, yapılan soruşturma
sonucunda, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 85/1. Maddesinde yer
alan, eser mahiyetinde olmasa bile, mektup, hatıra ve buna benzer yazılar
yazanların ve bunlar ölmüş ise 19. maddenin birinci fıkrasında yazılı
kimselerin muvafakati olmadan yayınlanamaz. Meğer ki, yazanın ölümünden itibaren
on yıl geçmiş bulunsun şeklindeki düzenlemeye atıfta bulunularak, Mustafa Kemal
Atatürk ve eşi L. Hanım'ın ölümlerinin üzerinden 10 yıldan fazla süre
geçtiğinden bahisle şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar
verildiği anlaşılmış ise de,
Konuya ilişkin
mevzuat incelendiğinde, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma
Kanunu'nun, korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlıkları başlıklı 23.
maddesinin 1. fıkrası b bendinde yer alan,Milli tarihimizdeki önemleri
sebebiyle, Milli Mücadele ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna ait tarihi
değer taşıyan belge ve eşyalar, Mustafa Kemal Atatürk'e ait zati eşya, evrak,
kitap, yazı ve benzeri taşınırlar şeklindeki düzenlemeye göre, maddede
belirtilen varlıkların süresiz koruma altında olduğunun anlaşıldığı,
Diğer yandan 5846
sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 85/1. Maddesinde yer alan, eser
mahiyetinde olmasa bile, mektup, hatıra ve buna benzer yazılar yazanların ve
bunlar ölmüş ise 19. Maddenin birinci fıkrasında yazılı kimselerin muvafakati
olmadan yayınlanamaz. Meğer ki, yazanın ölümünden itibaren on yıl geçmiş
bulunsun ve anılan maddenin 2. fıkrasında yer alan, mektuplar birinci fıkradaki
şartlardan başka muhatap veya muhatap ölmüş ise 19. Maddenin birinci fıkrasında
yazılı kimselerin muvafakati olmadan yayımlanamaz, meğer ki, muhatabın
ölümünden itibaren 10 yıl geçmiş bulunsun şeklindeki düzenlemelerden
anlaşılacağı üzere, maddede belirtilen mektup, hatıra ve buna benzer yazıların
yayınlanmasının belirli şartlar dahilinde mümkün bulunduğu,
Keza anılan maddenin
atıfta bulunduğu 19. Madde incelendiğinde de, 1. fıkrasında, eser sahibi 14 ve
15. maddelerin birinci fıkralarıyla kendisine tanınan salahiyetlerin kullanılış
tarzlarını tespit etmemişse yahut bu hususu herhangi bir kimseye bırakmamışsa
bu salahiyetlerin ölümünden sonra kullanılması, vasiyeti tenfiz memuruna, bu
tayin edilmemişse sırasıyla sağ kalan eşi ile çocuklarına ve mansup
mirasçılarına, ana-babasına, kardeşlerine aittir şeklinde, 2. fıkrasında ise,
(Değişik fıkra, 03.03.2001 - 4630/12. Md.) Eser sahibinin ölümünden sonra
yukarıdaki fıkrada sayılan kimseler eser sahibine 14, 15 ve 16. Maddelerin
üçüncü fıkralarında tanınan hakları eser sahibinin ölümünden itibaren yetmiş
yıl kendi namlarına kullanabilirler biçimde düzenlemelere yer verildiği,
Yine 5846 sayılı
Kanun'un 85/3. maddesinde yer alan yukarıdaki hükümlere aykırı hareket edenler
hakkında Borçlar Kanunu'nun 49. maddesi ve Türk Ceza Kanunu'nun 132, 134, 139
ve 140. maddeleri hükümleri uygulanır biçimdeki düzenleme ile eylemin
müeyyidesinin de gösterildiği,
Dosya kapsamında
bulunan, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Müze ve Kültür Sitesi Komutanlığı'nın
05.11.2008 tarihli ve 7820-443-08 MÜZ. GRB. sayılı yazısına ekli ekspertiz raporuna
göre, söz konusu mektupların özel hayat ile ilgili bilgiler içerdiği ve 2863
sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 23/b maddesi ile
30.09.1984 tarihli ve 18531 sayılı Askeri Müzeler Yönetmeliği'nin 9/1. Maddesi
kapsamında müzelik nitelikte, tasnif ve tescile tabi özellik taşıdığının ve
belirtilen Yönetmeliğin 15/7. maddesi gereği, Atatürk'e ait zati eşya, evrak,
kitap, yazı, belge ve Atatürk ile ilgili diğer eserler kapsamında olduğunun
belirtilmiş olması karşısında,
Delillerin kamu davasının
açılmasını gerektirir nitelikte bulunduğu ve bu delillerin mahkemesince takdir
ve değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine, yazılı
şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 sayılı Ceza
Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu
Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 27.06.2010 gün ve
B.03.0.CİG.0.00.00.04-105-34-4857-2010/7933/ 42613 sayılı kanun yararına bozma
talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12.07.2010 gün ve
2010/165853 sayılı tebliğnamesi ile Daireye ihbar ve dava evrakı tevdii
kılınmakla,
Dosya incelenerek
gereği düşünüldü. Şüpheli M. G. hakkında yazı yazdığı H... Gazetesi'nde 3 gün
süreyle Mustafa Kemal Atatürk ile eski eşi L. U.'e ait 7 adet mektubun günümüz
Türkçesine çevrilerek yayınlanması ve L. U. mirasçılarının şikayetçi olması
üzerine yapılan soruşturma sonunda Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığı 12.08.2009
tarih ve 2009/15800-8121 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararına
yapılan itirazı inceleyen Bakırköy Birinci Ağır Ceza Mahkemesi 09.09.2009 tarih
ve 2009/277 değişik iş sayılı kararı ile itirazın reddine karar vermiştir.
Adalet Bakanlığı'nca delillerin kamu davasını açılmasını gerektirir nitelikte
bulunduğu ve bu delillerin mahkemesince takdir ve değerlendirilmesi gerektiği
ve böylece itirazın kabulü ile kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın
kaldırılması gerekçesiyle itiraz merciinin kararının kanun yararına bozulması
talep edilmiştir.
Şüphelinin
müştekilerin murisine ait mektupları yayınlamasını yürürlükte olan mevzuat
bakımından değerlendirilmesi aşağıdaki başlıklar altında yapılabilir.
TCK'nın 130.
maddesinde belirtildiği şekilde ölen kişinin hatırasına hakaret,
TCK'nın 132.
maddesindeki haberleşmenin gizliliğini ihlal ve 134. maddesindeki özel hayatın
gizliliğini ihlal,
5846 sayılı Fikir ve
Sanat Eserleri Kanunu'nun 85. maddesi kapsamında fotoğrafların korunması,
2863 sayılı Kültür ve
Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 23. maddesine aykırılık.
Muris L. U.'in
Atatürk'e yazdığı mektupların yayınlanmasında şüpheli yazar tarafından ölen
kişinin hatırasına hakaret oluşturacak bir ifadenin bulunmamış olması
karşısında sadece mektupları yayınlamanın belirtilen kapsamda
değerlendirilemeyeceğidir.
Haberleşmenin ve özel
hayatın gizliliğini ihlal bakımından da bakıldığında şikayete tabi bir suç olan
TCK'nın 132. ve 134. Maddelerinde yer alan suçların ölen kişiler için
düşünülemeyeceğidir. Bunun yanında müteveffa muris L. U.'in mirasçısı
müştekilerin de özel hayatlarına ilişkin bilginin yayınlanan mektuplarda da
bulunmadığı açıktır. Dolayısıyla belirtilen maddelerde haberleşmenin ve özel
hayatın gizliliğini ihlal suçunun da unsurları oluşmamaktadır.
5846 sayılı Kanun'un
85/1. maddedeki eser mahiyetinde olmasa bile, mektup, hatıra ve buna benzer
yazıların yayınlanamayacağı hükmünün ihlal edildiği düşünülse bile, aynı
fıkrada meğer ki, yazanın ölümünden itibaren on yıl geçmiş bulunsun hükmü
nazara alındığında 1975 yılında ölen muris bakımından maddede öngörülen süre
dolduğundan şüphelinin eylemi bu madde kapsamında da değerlendirilemeyecektir.
Şüphelinin mektupları
yayınlaması eylemi 2863 sayılı Kanun'un 23 son maddesi bakımından
incelendiğinde bu kapsama girmeyeceği açıktır. Çünkü belirtilen maddede Milli
tarihimizdeki önemleri sebebiyle, Milli Mücadele ve Türkiye Cumhuriyeti'nin
kuruluşuna ait tarihi değer taşıyan belge ve eşyalar, Mustafa Kemal Atatürk'e
ait zati eşya, evrak, kitap, yazı ve benzeri taşınırlar koruma altına
alınmıştır. Asılları elinde bulunmayan, müzayedeyi yapan A... A.Ş.'den dijital
ortamda temin ettiği mektup kopyalarını yayınlamış olması karşısında şüphelinin
eyleminin bu madde kapsamında değerlendirilemeyeceği gibi, A... A.Ş.
görevlileri hakkında da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 15.06.2009 tarihli
iddianamesi ile 2863 sayılı Kanun'a muhalefetten kamu davası açılmış olup,
ayrıca itiraza konu soruşturmada şüpheli hakkında bu kapsamda bir işlem
yapılmadığı da açıktır.
İzah edilen
gerekçelerle kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki
bozma isteği yerinde görülmediğinden Bakırköy Birinci Ağır Ceza Mahkemesi'nin
09.09.2009 tarih ve 2009/277 değişik iş sayılı itirazın reddine ilişkin kararın
kaldırılmasına dair talebin CMK'nın 309. Maddesi gereğince reddine, dosyanın
gereği için mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına
tevdiine,oybirliğiyle karar verildi.