Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 406 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 1165 - Esas Yıl 2012





(...1-Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre davalı kocanın aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan karar düzeltme talepleri yersizdir.2- Davacı kadının 01.10.2009 tarihinde tapu sicil müdürlüğünde memuriyet görevine başladığı 1007 TL ücret aldığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesi koşulları gerçekleşmediği halde yoksulluk nafakasına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ancak bu husus temyiz aşamasında gözden kaçırıldığından bu yöne ilişkin karar düzeltme isteğinin kabulü ile onama kararının kaldırılmasına, mahkeme hükmünün yoksulluk nafakası takdiri yönünden bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.)Gerekçesiyle bozulmasına karar verilerek dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.TEMYİZ EDEN: Davalı vekiliHUKUK GENEL KURULU KARARIHukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Dava, şiddetli geçimsizlik nedenine dayalı boşanma, yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat isteklerine ilişkindir.Mahkeme, tarafların boşanmalarına, davacının 25.000 TL miktarında maddi tazminat ve aylık 450 TL yoksulluk nafakası istemini kabul etmiş; manevi tazminat istemini ise reddetmiştir. Davacı ve davalı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece onanmış ise de, davalı vekilinin karar düzeltme istemi üzerine Özel Dairece, yukarıda başlık bölümüne metni aynen alınan gerekçe ile yoksulluk nafakası yönünden bozulmuş olup; Yerel Mahkemece, yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında davacının memur olarak işe başladığının belirtilmediği, her davanın açıldığı tarihteki koşullara göre hükme bağlanması gerektiği gerekçesi ile önceki kararda direnilmiştir.Direnme kararını temyize davalı vekili getirmiştir.Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacı kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.Bilindiği üzere, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesinde, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği düzenlenmiştir.Yerel Mahkemece yaptırılan 23.09.2009 tarihli sosyal ve ekonomik durum araştırmasında, davacının öğrenci olduğu, çalışmadığının bildirildiği anlaşılmaktadır. Yargılama sırasında ise, davacının 01.10.2009 tarihinde memur olarak işe başladığı, 1007 TL maaş aldığı, dosya içerisine davalı vekili tarafından ilk karardan sonra ibraz edilen belgelerden anlaşılmıştır. Kural olarak her dava açıldığı tarihteki koşullara göre hükme bağlanır. Ne var ki, boşanma davasının feri niteliğindeki nafakaya ilişkin davalarda yargılama sonuçlanıncaya kadar hükme etki edecek hususların göz önünde bulundurulması gerekir.Davacının işe girdiği ve 1007 TL maaş aldığı ibraz edilen belgelerden anlaşıldığına göre yoksulluğa düşme olgusunun bulunmadığının kabulü gerekir. Davacının ekonomik durumundaki değişikliğin yargılama sonuçlanıncaya kadar göz önünde bulundurulması gerekir. Hükümden sonra yoksulluğun ortadan kalkması halinde nafakanın kaldırılması da olanaklı olduğuna göre, usul ekonomisi de bunu gerektirir.O halde, davacının yoksulluk nafakası isteminin reddi gereğine değinen, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma ilamına yulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.SONUÇDavalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 Sayılı Kanunu'n 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA. Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar Ceza Mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesinde bağlayıcılığı Taraflar arasındaki "maddi tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bandırma 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 17.12.2009 gün ve 2008/252 E. 2009/308 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Daires TİCARİ DEFTERLERİN TALEP EDİLMESİNE RAĞMEN İBRAZ EDİLMEMESİ / ALEYHE YORUMLANAMAMASI Taraflar arasındaki “menfi tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Yalova 2.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 21.09.2011 gün ve 2010/507 E.-2011/342 K. sayılı karar davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 12.06.2012 gün ve 2012/4241 E- 2012/99 VEKALET ÜCRETİ ALACAĞININ TAHSİLİ Davacı, avukat olduğunu, davalıyı bir icra dosyasında alacaklı vekili olarak ve buna bağlı tasarrufun iptali davasında davacı vekili olarak temsil ettiğini ancak müvekkili olan davalının karşı taraf ile anlaşarak sulh olduğunu, 25/08/2010 tarihli azilname ile kendisini haksız olarak vekaletten azlet Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?