Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4005 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 16580 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 12/02/2014 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarının ihlali nedeni ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 20/02/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan davalının temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1- Kararı temyiz eden davacının .. günlü dilekçe ile temyizden feragat etmiş bulunduğu anlaşıldığından temyiz dilekçesi reddedilmelidir.2- Davalının temyizi yönünden;a) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.b) Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;Dava, kişilik haklarının ihlali nedeni ile manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.Davacı, davalının dolmuş şoförlüğü yaptığı durağın yakınındaki dolmuş durağının başkanlığını yaptığını, dava dışı bir kişinin olay günü gelip davalıyı şikayet etmesi üzerine kendisinin de davalının durağının farklı olduğunu söylediğini buna rağmen davalının '' .. '' '' .. '' diyerek başkalarının yanında küçük düşürdüğünü ve tehdit ettiğini belirterek uğramış olduğu manevi zararının tazminini talep etmiştir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalının davaya konu sözleri kalabalık bir grubun içinde söyleyerek davacının küçük düşmesine neden olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. . Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.Davaya konu olayda; olayın gelişim şekli, söylenen sözler ve yukarıdaki ilkeler nazara alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarı fazladır. Şu durumda daha alt düzeyde manevi tazminata karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2-b ) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, (2-a) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, davacının temyiz dilekçesinin (1) nolu bentde açıklanan nedenlerle reddine ve taraflardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 28/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.