Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3983 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 23334 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : İstihkakYukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:KARARDavacı üçüncü kişi vekili,. İcra Müdürlüğü’nün 2009/5388 sayılı Takip dosyasında yazılan talimat uyarınca, . İcra Müdürlüğü’nün 2010/1330 sayılı Talimat dosyasında yapılan 17.02.2011 günlü hacze konu menkullerin davacı üçüncü kişi şirkete ait olduğunu, davacının haciz adresindeki işletmenin maliki olduğunu, ... isimli Şirketin kira ilişkisine son verilince 4 yıl önce borçluya kiraya verildiğini, haczi 09.06.2011’de öğrenerek eldeki davayı açtıklarını belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına ve tazminata karar verilmesini istemiştir.Davalı alacaklı vekili, davanın yasal hak düşürücü süresi içinde yetkili Mahkeme’de açılmadığını, dava konusu haciz adresinin borçlunun mernis adresi olduğunu, borçludan önce faaliyet gösteren kiracı şirketin de borçluya ait olduğunu, alacaklıdan mal kaçırmak için muvazaalı işletme devri yapıldığını ve bununla ilgili İİK’nun 44. maddesindeki gereklerin yerine getirildiğinin iddia ve ispat edilemediğini, devralanın da işletmenin borçlarından sorumlu olduğunu, diğer yandan sunulan delillerin de istihkak iddiasını kanıtlamaya elverişli olmadığını belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Davalı borçlu, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir.Mahkemece toplanan delillere göre: dava konusu haczin, iş yeri açma ruhsatına göre üçüncü kişinin faaliyet adresinde yapıldığı, davalı alacaklı tarafça mahcuzların borçluya ait olduğu iddiası ile sunulan faturaların mahcuzlarla ilgisinin bulunmadığı, haczin borçlunun kiracı sıfatı ile bulunduğu otelde yapıldığı, üçüncü kişinin oteli içindeki menkullerle birlikte kiraya verdiği, mahcuzlar üzerindeki mülkiyet hakkının devam ettiği gerekçesi ile davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, üçüncü kişinin İİK'nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı "istihkak" davası niteliğindedir.Dava konusu haczin yapıldığı yere ilişkin tapu kaydının, borçludan önce haciz adresinde faaliyet gösteren şirketin ilk kuruluşundan itibaren tüm ticaret sicil kayıt örneklerinin ve davacının dayandığı kira sözleşmeleri ile kira bedellerinin ödenmesi ile ilgili makbuzların ve varsa banka dekontlarının temin edilmesinden sonra üçüncü kişi ile borçlu arasındaki organik bağ ve muvazaa konusunun değerlendirilmesi, alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı hareket edilmediği sonucuna varılırsa bu kez İİK'nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin kimin yararına olduğunun tayini ile sunulan delillerin ispat yükü açısından ele alınması gerekmektedir.Belirtilen tüm bu hususlar dikkate alınmadan eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı biçimde karar verilmesi hatalı olmuştur.Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 75,35 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine,12.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.