13. Hukuk Dairesi 2014/34111 E. , 2014/39645 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 21. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 17/07/2014NUMARASI : 2014/107-2014/446Taraflar
arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı
nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi
içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği
konuşulup düşünüldü.KARARDavacı Yeni Mamak Kentsel
Dönüşüm Projesi Kanunu ve buna bağlı yönetmelik ile belediye meclisi
kararına dayanarak evini kendisine konut verilmesi karşılığında davalı
belediyeye devrettiğini 4959 numaralı kıymet takdir komisyonu raporunda
bina, müştemilat ve ağaç bedelinin 10745,38 TL olarak belirlendiğini,
davalının bu bedelin tamamını ödemesi gerekirken sadece enkaz bedeli
ödediğini ileri sürerek fazlası saklı kalmak üzere 100 TL'nin tahsilini
istemiş, ıslah dilekçesi ile talebini 9274 TL'na çıkarmıştır.Davalı,
Kentsel Dönüşüm Projesi Kanunu ve yönetmelik ile belediye meclis kararı
uyarınca davalının ancak enkaz bedelini isteyebileceğini idari yargının
görevli olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile toplam 9274 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava,
davacı ile davalı belediye arasında Kentsel Dönüşüm Projesi
çerçevesinde imzalanan sözleşme uyarınca, arsa üzerinde bulunan
gecekonduya, müştemilat ve ağaç bedellerinin tamamına takdir edilen
bedelin eksik ödendiği iddiasıyla açılmıştır. Eldeki davada öncelikle
çözülmesi gereken sorun, davanın görüm ve çözüm yerinin İdari Yargı
Mahkemelerine mi, yoksa Adli Yargı Mahkemelerine mi ait olduğu
hususudur. Bu itibarla idari işlem ve idari eylemin kapsamının ne
olduğunun açıklığa kavuşturulması zorunludur. İdarenin yürütmekle
yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan
ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su
şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi, bakım ve onarımı
sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak
davaların görüm ve çözümünde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel
hakları ihlal olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında
yargısal denetim yapan idari yargı yerleri görevli bulunmaktadır. Anayasanın
125'inci maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve
işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2'nci maddesinin 1'inci
fıkrasının (b) bendinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel
hakları ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava
türleri arasında sayılmıştır. Uygulama ve öğreti'de, kamu
idarelerinin, kamu hizmetinin yürütümü sırasında, kamu gücü kullanarak
tek yanlı irade açıklamalarıyla yapmış oldukları işlemler, “idari
işlem”; herhangi bir işlem ya da karara dayanmaksızın
gerçekleştirdikleri maddi faaliyetleriyle, görevleriyle ilgili
hareketsizlikleri de, “idari eylem” olarak tanımlanmaktadır. Bu
tanıma göre, idarelerin 3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca tek yanlı irade
açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici imar planları,
kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri, 2981 sayılı Yasa uyarınca tek
yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici ıslah
imar planları ve bu planlara dayanılarak tesis edilen parselasyon,
kamulaştırma, ruhsat, tahliye, arsa payı tahsisi gibi bireysel
işlemlerin, “idari işlem”; bu imar planı uyarınca yapmak zorunda
oldukları program ve uygulamaları bunun için gerekli zamanda
gerçekleştirmemeleri; yani, bu konudaki hareketsizliklerinin de, idari
eylem niteliği taşıdığı açıktır. Bu durumda, idarenin yürütmekle
yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu
Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesinin uygulanması sırasında idarece kamu
gücüne dayanılarak, re'sen ve tek yanlı şekilde tesis edilen arsa payı
tahsis işlemi nedeniyle açılan davanın, imar hukuku ilkeleri ve 2577
sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu kapsamında idari yargı yerince
çözümlenmesi gerekmektedir. Dava konusu taşınmazın söz konusu proje
kapsamında kaldığı ve dava konusu uyuşmazlığın, davacının yapısına
karşılık kıymet takdir komisyonu raporu ile saptanan bedelin eksik
takdir edildiği ve takdir edilen bedelin de tamamının ödenmemesi
nedeniyle bakiye kalan miktardan kaynaklandığı dikkate alındığında;
davanın, 2577 sayılı Kanun'un 2/1-b maddesinde yer alan idari eylem ve
işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan zarar görenler tarafından
açılan tam yargı davaları kapsamında idari yargı yerinde çözümlenmesi
gerekmektedir. Nitekim Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün 2.6.2014
gün ve 2014/279-626 sayılı karar ile, 14.7.2014 gün ve 2014/712-768
sayılı kararları da açılacak bu tür davalarda İdari Yargının görevli
olduğu belirtilmiş bulunmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece idari yargı
yerinin görevli olduğu gözetilerek yargı yolu nedeniyle dava
dilekçesinin usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde
işin esasına girilerek karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Bozmayı gerektirir.2-Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ:
Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; temyiz olunan
kararın bozulmasına, (2) numaralı bent uyarınca davalının diğer temyiz
itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek
halinde iadesine, 12.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.