Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:YARGITAY KARARIDavacı, davalı iş yerinde 21.10.2003 - 29.11.2005 tarihleri arasında aralıksız çalıştığını çalışma koşullarının keyfi olarak işveren tarafından değiştirilmesi üzerine, şartların yasal düzenlemelere göre yeniden değerlendirilmesini işverene söylediğini, bunun üzerine iş akdinin haksız ve yersiz olarak feshedildiğini, iş yerinde 15 günde bir hafta izni verildiğini, mesai saatlerinin 08.0022.30 olduğunu, günde 13-14 saat mesai yapıldığını, belirterek kıdem ve ihbar tazminatı fazla mesai yıllık izin ve ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Davalı, herhangi bir beyanda bulunmamıştır.Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiştir.Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddianın ileri sürülmesi, savunmanın yapılabilmesi ile delillerin eksiksiz olarak toplanılıp tartışı-labilmesi öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri ile olanaklıdır. Hasımsız davalar hariç olmak üzere dava dilekçesi ile duruşma gün ve saati karşı tarafa tebliğ edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan, davaya bakılamaz, yargılama yapılamaz.Dava ile ilgili olan kişilerin davaya ilişkin bir işlemi öğrenebilmesi için, Tebligatın usulüne uygun olarakyapılması, duruşma gün ve saatinin muhataba bildirilmesi gerekmektedir. Duruşma günü ile tebligatın çıkarıldığı tarih arasında makul bir süre olmalıdır. Aksi takdirde tarafların hukuksal dinlenme ve savunma hakkı kısıtlanmış olur. Duruşma gün ve saatinin kalemden öğrenilmesine yönünde usul ve tebligat hukukunda düzenleme olmadığından, bu yönde verilen bir karar yasaya aykırı kabul edilecektir.Aksine düzenleme olmadıkça mahkeme kararının taraflara tebliği gerekir. 5521 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 8. maddesine göre iş mahkemelerinde verilen kararlarda temyiz süresi terfim veya tebliğden itibaren 8 gündür. Mahkemece karar yüze karşı terhim edildiğinde, terhim edilen kısa kararın HUMK'un 383 ve devamı maddelerine uygun olması gerekir. Aksi takdirde usulüne uygun terhimden sözedilemeyecek, temyiz süresi gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlayacaktır.Yargılama sırasında yapılan tebliğlerle ilgili tebliğ mazbatalarının ve tebligatla ilgili diğer belgelerin dosyaya konulması gerekir.Tebligat Kanunu ve bu kanunun uygulanması için çıkarılan tüzüğün hükümleri tamamen şeklidir ve titizlikle uygulanması gerekir. Dolayısı ile bir davada yapılan tebligatların usulüne uygun olark yapılıp yapılmadığını hakim doğrudan, kendiliğinden denetlemelidir.Son adresinde yapılmalıdır. Adresten kastedilen bir kimsenin oturduğu veya kişinin bilinen en son adresinde yapılmalıdır. Adresten kastedilen bir kimsenin oturduğu veya çalıştığı yerdir. Asıl olan tebligatın, tebligat evrakında belirtilen adrese götürülerek muhatabın kendisine yapılmasıdır. Adres niteliğinden bulunmayan yerlere, örneğin inşaat halinde tebligat yapılmamalıdır. Tebligat evrakına adresin doğru ve okunaklı olarak yazılması gerekir. Bir kişinin adresinden başka bir yerde Tebligat yapılabilmesi o kişinin tebligatı kabul etmesine bağlıdır. Ev adresine çıkarılan Tebligatın ev adresinde yapılamaması halinde iş adresine yapılırsa geçerli kabul edilmelidir.Aksine hüküm bulunmadıkça tebligat giderlerini tebliğin yapılmasını isteyen peşin olarak ödemelidir. Tebliğ gideri verilen süre içinde yatırılmaz ise, tebliğ isteyen kişi bu işleminden vazgeçmiş sayılır. Dava dilekçesinin karşı tarafa tebliği için tebliğ gideri peşin verilmemiş ve verilen makul süre içinde yattırılmaz ise, dava hakkında HUMK'un 409. maddesi uyarınca işlem yapılması gerekir.Tebligat yapılacak kişi, tebliğ evrakında belirtilen adreste bulunmaması ve bu nedenle tebligat yapılması halinde adres araştırması yapılmalıdır.Tebligatın muhatabı adresinden oturmakla birlikte, tebliğ yapıldığı sırada kendisi veya kendisi adına tebliği alacak kimseler adreste bulunmaz, kısaca adres kapalı ise, adreste bulunmama nedeninin komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti, meclis üyesi, zabıta veya memurlardan öğrenilmesi, tebliğ tutanağına yazılması ve beyanına başvurulan kişiye imzalatılması, imzadan çe-kinilmesi halinde tebliğ mazbatasına bunu yazılması ve tebliğ evrakını dağıtan memurun imzalaması gerekir. Dağıtım saatinden sonra muhatap veya tebliği adreste yoklar ise aynı kanunun 20. maddesine göre yapılacaktır. 21. maddeye göre yapılan Tebligatta 2 no'lu ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih tebliğ tarihi sayılırken, 20. maddeye göre tebliğde, tebliğ 2 no'lu ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihten itibaren 15 gün sonra tebliğ edilmiş sayılacaktır.2 no'lu ihbarname kapıya asılması dışında tebliğ memurlarından birine imza karşılığı teslim edilmelidir. Kapıya yapıştırılan ihbarnameye de tebliğ evrakının teslim edildiği görevlinin adı ve soyadı yazılmalıdır. Tebliğ evrakını alan bu kişiler, Tebligat evrakını muhataba teslim etmelidir. Ayrıca bu işlemlerden sonra tebliğ olunacak kişiye keyfiyetin haber verilmesi için en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya bildirim yapılması zorunludur. Tebligat işlemlerinde bu sıraya uyulmalıdır. Aksi halde tebliğ usulsüz ve geçersiz olur.Tebligat kural olarak muhataba yapılmalıdır. Muhatap, adresinde bulunmadığı takdirde onun yerine Tebligatı kabule yetkili kişilere yapılması gerekir. Muhatabın konut adresinde süreklilik arzedecek şekilde konutta birlikte oturan aile halkından biri veya varsa birlikte oturan hizmetçi Tebligatı almaya yetkili kişilerdir. Yetkili kişilerin görünüşe nazaran 18 yaşından aşağı olmaması ve bariz bir surette ehliyetsiz bulunmaması gerekir. Tebligat yapılacak gerçek kişi işyeri, işletme veya iş sahibi ise, işyerinde bulunmaması halinde daimi işçisine yapılan Tebligat geçerli olacaktır.Tebligat yapılacak kişi veya adına kendisine Tebligat yapılacak kimse adreste bulunmakla birlikte tebliğden imtina ederlerse, bu durum tebliğ evrakına yazılmak şartı ile tebliğin Tebligat Kanununun 20.maddesi uyarınca yukarda belirtilen şekilde yapılmalıdır. Yalnız bu durumda komşu, yönetici veya kapıcıya haber verilmesine gerek yoktur.Tebligat yapılacak kişinin nereye gittiği ve ne zaman döneceği belli değilse, Tebligatı alacak kişi ölmüş veya gösterilen adreste daimi olarak ayrılmış ve yeni adresi de Tebligat memurunca saptanmamış ise Tebligat evrakına bu durum açıkça yazılmalı ve Tebligat evrakı bila tebliğ çıkış merciine iade edilmelidir.Daha önce usulüne uygun Tebligat yapılan adresin değiştirilmesi halinde, kişinin yani adresini bildirmesi gerekir. Yeni Tebligatlar artık yeni adrese yapılmalıdır. Bildirilmez veya yeni adrese tebligat yapılamadığı takdirde, Tebligat Kanunu'nun 21. maddesi uyarınca önceki bilinen adresine yapılacaktır.Tebligat Kanunu'nun 35/son maddesi ile daha önce Tebligat yapılamayan adrese de aynı madde uyarınca tebliğ yapılma olanağı getirilmiştir. Buna göre taraflar arasında yapılan, imzası resmi makamlar önünde ikrar olunmuş sözleşmelerde belirtilen adresler ile kamu kurum ve kuruluşları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına, ticaret sicillerine ve esnaf ve sanatkarlar sicillerine verilen en son adreslerdeki değişiklikler hakkında da 35. madde hükümlerin uygulanmalıdır.Vekaletname sunulduktan sonra tebligatların vekile yapılması gerekir. Vekil ile takip edilen davada asil duruşmada bizzat bulunsa dahi tebliğin ona değil, vekiline yapılması zorunludur. Vekile çıkarılan Tebligat, kendisine veya kendisi yerine sekreteri veya katibine tebliğ edilmelidir. Ancak isticvap yemin gibi şahsa bağlı işlemlerde, tebligatın vekile değil bizzat bu işlemi yapacak asile yapılması yasal zorunluluktar.Tebligatın muhataba yapılabilmesi için, muhatabın medeni hakları kullanma ehliyetine, kısaca fiil ehliyetine sahip olması gerekir. Fiil ehliyetine sahip olmayan kişilere tebligat yapılamaz. Tebligatın kanuni temsilcisine yapılması gerekir. Ancak bir meslek veya sanatla uğraşan ve ayırt etme gücüne sahip küçükler veya kısıtlılar, bu meslek ve sanatın icrasından doğan borçlardan bizzat sorumlu olduklarından, bizzat bu konuda kendilerine tebligat yapılması tebliği usulsüz ve geçersiz kılmaz.Tebligat Kanunu'nun 12. maddesi uyarınca “Tüzel kişilere tebliğ, yetkili temsilcilerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır.” Temsile yetkili kişinin herhangi bir nedenle tebliğ yapıldığı sırada işyerinde bulunamadıkları veya bizzat alamayacak durumda oldukları takdirde, kendisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürüne, bu durumda olanaklı değil ise, tüzel kişinin o yerdeki memur veya işçilerinden birine yapılmalıdır. Bu sıraya uyulması gerekir. Aksi takdirde usulsüz tebligat söz konusudur. Tüzel kişiliği olmayan, ancak 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesi anlamında işveren olan kamu kurum ve kuruluşları adına çıkarılan tebligatın kurumun yetkili temsilcisine tebliği gerekir. (Dairemizin 03.11.2008 gün ve 2008/4948 Esas, 2008/29807 Karar sayılı ilamı)Somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesi davacı tarafından bildirilen Bağlar Mevkii K. Ali Caddesi No:5 Firüzköy - Avcılar / İstanbul adresine çıkartılmış ve Tebligat Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre tebliğ edilmiştir. Aynı adrese çıkartılan ıslah dilekçesi ise davalı şirketin taşınması ve ikinci adresinin bilinmediği gerekçesiyle mahkemesine iade edilmiştir. Bunun üzerine diğer tebligatlar mahkemece Tebligat Kanun'un 35. maddesine göre aynı adrese yapılmıştır. Davalı vekili temyiz dilekçesinde “mahkeme tarafından çıkartılan tebligatın müvekkili şirketin merkez adresine değil üretim adresine yapıldığnı ancak bu üretim merkezi adresinin Bağlar Mevkii, Kara Ali Cad. No.5 Firüz-köy-Avcılar değil, Bağlar Mevkii Kara Ali Cad. No.3 Firüzköy - Avcılar olduğunu Tebligat Yasası'nın 21. maddesi ve Tebligat Tüzüğü'nün 28. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde tebliğ memurunca ve tebligatın teslim edildiği muhtar tarafından yapılması zorunlu işlemlerin yapılmadığı” belirtmiştir.Dosya içerisinde bulunan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Müfettişliği tarafından düzenlenen 27.04.2006 tarih ve 30 nolu raporun sonuç kısmında da davalı adına çıkartılan tebligat parçasının dönmediği, davalı vekili tarafından ibraz edilen vekaletnamede de davalı şirketin adresi Eski Londra Asfaltı Mercan Sokak No.164 Avcılar - İst. olarak belirtilmiştir.Bütün bu belgeler ve yukarıdaki ilkeler doğrultusunda dava dilekçesinin tebliğ edildiği tarihte davalı şirketin ticaret sicil memurluğundan adresi sorularak tebliğ edilen adresle aynı olup olmadığı araştırılarak dava dilekçesinin davalıya usulüne uygun tebliğ edilip, edilmediği tespit edilmelidir. Bu araştırma yapıldıktan sonra eğer Tebligatın usulüne uygun yapılmadığı anlaşılırsa, dava dilekçesi davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmeli, taraf teşkili sağlanmalı, davalının delilleri de toplanıp, değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇTemyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18.02.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.