MAHKEMESİ : EDREMİT 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 16/04/2009NUMARASI : 2007/665-2009/245Taraflar arasındaki davadan dolayı Edremit 1. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 16.04.2009 gün ve 665-245 sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 15.10.2009 gün ve 9229-10202 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı Hazine vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, 3621 Sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptali ve sicil kaydının kütükten terkini isteğine ilişkin olup, mahkemece 3402 Sayılı Yasanın12/3.maddesine bir takım ilaveler getiren ve 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa hükümleri gözetilerek davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, hemen belirtilmelidir ki, bir taraf dava açıldığı andaki mevzuata ve içtihat durumuna göre davasında haklı olup da, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren (geçmişe etkili) yeni bir yasa hükmü ya da yeni bir İnançları Birleştirme kararı gereğince davayı kaybederse, davada haksız çıkmış olmasına rağmen, yargılama giderlerinden sorumlu tutulamaz. Anılan bu kural yasal ve yargısal uygulamada kararlılık kazanmıştır. (Baki Kuru, Hukuk Usulü Mahakemeleri 5. Cilt, sayfa 5338, dipnot 159; 10. H.D. 21.12.1976, 8770/8739 ve dipnot 160: 5. HD 12.09.1977, 5445/5655 dipnot 161: 10. HD 24.02.1976, 6296/1297) Ayrıca, her dava açıldığı tarihteki koşullara bağlıdır. Öte yandan avukatlık ücreti 29.05.1957 tarih ve 4/16 sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca yargılama giderlerinden sayılır. Davacı Hazine, temyiz dilekçesinde sair nedenlerden söz etmek suretiyle bu hususa değinmiştir.Taşınmazın belirlenecek kıyı kenar çizgisine göre kıyıda kalması halinde davacı hazinenin dava tarihinde dava açmakta haklı olacağı dikkate alındığında ve yargılama sırasında yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa gereğince dava reddedildiğine göre davalının tüm yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulması gerekeceğinde kuşku yoktur.Hal böyle olunca, yerinde uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla keşif yapılarak taşınmazın veya bir bölümünün 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince belirlenecek kıyı kenar çizgisine göre kıyıda kalıp kalmadığının saptanması, tarafların davadaki haklılık durumu ve HUMK.'nun 517.maddesi hükmü de gözetilerek ve oluşacak duruma göre yargılama giderlerinin ve bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinin hüküm altına alınması şayet bir bölümünün veya tamamının kıyıda kaldığının saptanması halinde davalının maktu harçtan da sorumlu tutulması gerekirken, değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Değinilen bu husus karar düzeltme istemi üzerine bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından davacının karar düzeltme isteğinin HUMK.'nun 440. maddesi gereğince kabulüne, Dairenin 15.10.2009 tarih, 9229-10202 sayılı onama kararının ortadan kaldırılmasına, yerel mahkemenin 16.04.2009 tarih, 665-245 sayılı kararının açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 07.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.