Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3924 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 24703 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İcra Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : ŞikayetYukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:KARARBorçlu vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda; takibe dayanak yapılan . Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/801 Esas ve 2014/130 Karar sayılı ilamının taşınmazın aynına ilişkin olduğunu, kesinleşmeden icra takibine konu edilemeyeceğini belirterek icra takibinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.Takip konusu . Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/801 Esas ve 2014/130 Karar sayılı ilamı incelendiğinde; davacıya vasiyet edilen taşınmazların bedeli olarak gereksiz ödenen 185.326 TL'nin 23.06.2003 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili talep edilmiştir. Bu davaya sebep veren daha önce açılan ve kesinleşen . Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2004/36 Esas ve 2005/130 sayılı Kararında ise; önce tapu iptal ve tescil davası açıldığı, ancak davaya konu olan taşınmazların yargılama aşamasında davalı tarafından üçüncü bir şahsa satılması ve yapılan satış işleminin muvazaalı olması nedeniyle dava tazminat alacağına dönüştüğünden, davacıların hak ettikleri 331.369.474.350 TL tazminat alacağının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Daha sonra açılan .. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/72 Esas 2010/658 sayılı Kararı ile de . Noterliği'nin 05.11.1982 tarih ve 32320 yevmiye numaralı vasiyetnamenin tenfizine karar verilmiş olduğundan davacı tarafça vasiyet edilen taşınmazların bedeli olarak gereksiz ödenen 185.326 TL miktarın tahsiline karar verilmesi talep edilmiş ve dava kabul edilmiştir.Bu durum karşısında vasiyete konu taşınmazların aynına ilişkin ihtilaflar .Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2004/36 Esas ve 2005/130 Karar sayılı ilamı ile çözümlenmiştir. Takibe konu alacak ise sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı olup hüküm altına alınan ilamın kesinleşmesi beklenmeden takibe konulabilmesi mümkündür. O halde Mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken hatalı yorum ile takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 12.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.