MAHKEMESİ : KARTAL 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 17/06/2009NUMARASI : 2006/413-2009/268Taraflar arasında görülen davada;Davacı, 163 ada 21 parsel sayılı taşınmazdaki 14 nolu bağımsız bölümü 23.02.2006 tarihinde satın aldığını, ancak daireyi görmek için gittiğinde 13 adet bağımsız bölümün olup, 1,2 ve 3 nolu bağımsız bölümlerin bodrum katta olması gerekirken, bodrum katın otopark amaçlı ve boş olduğunu, oysa projede 15 adet adet bağımsız bölümün mevcut olduğunu, kendisine ait bağımsız bölümün 12 ve 13 nolu dairelerin maliki olan davalılar tarafından işgal edildiğini ileri sürerek, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemiş, yargılama sırasında ıslah ile 12 nolu bağımsız bölümün tamamının, 13 nolu bağımsız bölümün ise 1/3 payının tapu kaydının iptali ile adına tesciline ve ecrimisile karar verilmesi isteminde bulunmuştur. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, ecrimisil istemi yönünden davanın kabulüne; Tapu iptal ve tescil isteminin reddine karar verilmiştir. Karar, taraf vekillerince süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 06.4.2010 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat M.C.Ö.ile temyiz eden vekili Avukat H.S.geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkin olup, yargılama sırasında elatmanın önlenmesi isteği tapu iptal ve tescile hasredilmiştir. Mahkemece, tapu iptal ve tescil isteğinin reddi ile ecrimisil isteğinin kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 163 ada 21 parsel sayılı taşınmazda kat irtifakı tesis edilmiş bina bulunduğu ve davacının da bu binadaki 14 nolu bağımsız bölümü 22.02.2006 tarihinde satın almak suretiyle edindiği anlaşılmaktadır.Davacı, malik olduğu 14 nolu bağımsız bölüme davalıların elattığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteği ile eldeki davayı açmış ve yargılama sırasında elatmanın önlenmesi isteğini HUMK'nun 83 ve müteakip maddeleri gereğince ıslahla tapu iptal ve tescil isteğine tebdil etmiştir.Hemen belirtilmelidir ki, 04.02.1948 tarih 10-3 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere dava açıldıktan sonra sebebinde, mevzuunda delillerde ve diğer hususlarda usule ilişkin işlemlerin ıslah yolu ile düzeltilmesi mümkün olduğu gibi davanın konusunda da ıslah mümkündür. Kaldı ki, HUMK'nun 185. maddesinin 2. bendi de davacının karşı tarafın rızası olmaksızın ıslah yoluyla davasının mahiyetini tebdil edebileceğini öngörmüştür. O halde, davacının el atmanın önlenmesi davasını tapu iptal ve tescil davası şeklinde ıslah etmesinde yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Ancak, ıslah eden kişinin ıslah ile ilgili olmak üzere harcını da yatırması zorunludur. Ne var ki, Mahkemece harç ikmali konusunun göz ardı edilmesi isabetsizdir.Gerçekten de, 21 parsel sayılı taşınmaz üzerinde kat irtifakı tesis edilmiş bağımsız bölümler bulunduğu, projesine aykırılık teşkil edecek şekilde bina yapıldığı, buna göre davacının satın aldığı 200/3200 arsa paylı 14 nolu bağımsız bölümün numaralandırmaya göre mevcut bulunmadığı keşif neticesinde bilirkişiden elde edilen raporda anılan bu bölümün 12 ve kısmen de 13 nolu bağımsız bölüme tekabül ettiği bildirilmiştir. Bunun yanı sıra binanın mimari projesine aykırı olacak şekilde yapılmasından ve tadilat projesi ile düzeltilmemesinden dolayı Belediye Encümenince 3194 sayılı yasanın 32. maddesi hükmü uyarınca yıkım kararı alındığı da sabittir.Diğer taraftan 08.02.1994 tarih ve 94/1-45 sayılı ruhsat ile yapılan binanın onaylı projesi dışında yapılan kısımlar için 21.11.1994 tarih ve 533/22 sayılı yapı tatil tutanağı düzenlendiği ve binanın projesine uygun hale getirilmesinin öngörüldüğü dosya kapsamındaki belediye encümen kararlarından anlaşılmaktadır. O halde, öncelikle eldeki davanın dinlenebilmesi ve çözüme kavuşturulabilmesi bakımından binanın mimari projesine uygun hale getirilmesi zorunludur.Hal böyle olunca, öncelikle davacıya ıslah harcının ikmal ettirilmesi, ondan sonra yapının projesine uygun hale getirilmesi konusunda imkan tanınması ve mimari projesine uygun hale getirildiği takdirde davacının maliki olduğu arsa paylı bağımsız bölümün belirlenmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru olmadığı gibi, davacıya ait bağımsız bölümün projesine uygun hale getirildikten sonra duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmeden ecrimisilin karar altına alınması da isabetsizdir. Tarafların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.12.2009 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden taraf vekillerii için 750.00.'şer-TL. duruşma avukatlık parasının karşılıklı olarak alınıp birbirlerine verilmesine, 06.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.