Özeti : İdarenin tesis etmiş olduğu bir işlemin mahkeme tarafından hukuka aykırı olduğuna karar verilmesi durumunda, idarenin işleyişindeki aksaklığın kamu hizmetinin kötü işlemesi olarak değerlendirileceği ve idarenin hizmet kusurunun mevcut olduğu kabul edileceğinden, şartname hükümlerini hukuka aykırı olarak hazırladığı yargı kararıyla ortaya konulan idarenin hizmet kusurunun varlığının açık olduğu; davacı şirketin oluştuğunu ileri sürdüğü zararlar, davacı şirketin ihaleye katılması ve ihale şartnamesinin hukuka aykırı olarak düzenlenerek ihalenin sonuçlanmasından kaynaklandığından, oluştuğu öne sürülen zarar ile idarenin işlemi arasında nedensellik bağı bulunduğu; bu nedenle, davacı şirketin ihaleye katılım aşamasında yapmış olduğu masraflar ile sözleşme aşamasında yaptığı masrafların, diğer bir ifadeyle gerçekleşmiş zararının saptanması ve ihale konusu işin yapılması için temin edilen makinelerin daha sonra kullanılıp kullanılamayacağı, makineler sonradan kullanılabilecekse makinelerin 13 ay kullanılmış olması dolayısıyla makinelerde meydana gelen yıpranmanın gerekirse bilirkişi marifetiyle tespitinin yapılarak davacının somut ve gerçekleşmiş zararının tazminine karar verilmesi gerektiği hakkında. Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : … Tıbbi Sistemler ve Cihazlar Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti. Vekili : Av. … Karşı Taraf (Davalı) : Sağlık Bakanlığı İstemin Özeti : Bursa 1. İdare Mahkemesi'nin 17.03.2011 tarih ve E:2010/327 K:2011/199 sayılı kararının; idarenin 10 grup laboratuvar hizmet alımı ihalesini ayrı ayrı yapması gerekirken tek ihaleyle yapmasında idarenin hizmet kusurunun olduğu, zararın tazmini için idarenin hizmet kusurunun varlığının yeterli görülmeyerek ağır hizmet kusurunun varlığının aranmasının hukuka aykırı olduğu, ihalenin hukuka aykırı olarak yapıldığına ilişkin Ankara 3. İdare Mahkemesi'nin vermiş olduğu kararın idarenin hizmet kusurunun varlığını açıkça ortaya koyduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmaktadır. Danıştay Tetkik Hâkimi İsmail BİRSEN'in Düşüncesi : Temyize konu Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir. Danıştay Savcısı Berrin KARINCA'nın Düşüncesi : Davacı … Tıbbi Sistemler ve Cihazlar Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi tarafından, Bursa Zübeyde Hanım Doğumevi Baştabipliğince 10.8.2008 tarihinde açık ihale usulü ile yapılan Labarotuvar Hizmet Alımı ihalesini kazanan davacı şirketle imzalanan 31.12.2008 tarihli ihale sözleşmesinin feshi nedeniyle uğradığı ileri sürülen 1.377.000 TL zararın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tazmini istemiyle açılan davanın reddi yolundaki Bursa 1. İdare Mahkemesinin 17.3.2011 gün ve E:2010/327, K:2011/199 sayılı kararı, davacı şirketçe temyiz edilmiştir. Dosyada mevcut belge ve bilgilerden, .Bursa Zübeyde Hanım Doğumevi Baştabipliği tarafından 10.10.2008 tarihinde açık ihale usulü ile Laboratuvar Hizmet Alımı İhalesinin yapıldığı, davacı şirket üzerinde kalan ihaleye ilişkin sözleşmenin imzalandığı, sözleşmenin imzalanmasından önce başka bir şirket tarafından yapılan itirazen şikayet başvurusunun reddi yolundaki 3.12.2008 gün ve 2008/UM.I-4943 sayılı Kamu İhale Kurulu Kararının, Ankara 3. İdare Mahkemesinin 31.7.2009 gün ve E:2008/1928, K:2009/1021 sayılı kararı ile iptal edildiği, ihaleye katılan isteklilere 10 grup labarotuvar hizmet alımının tamamı için teklif verilmesi zorunluluğu getirilmesinin kamu yararına ugun bulunmadığına karar verildiği, bu kararın Dairenin 14.4.2010 gün ve E:2009/7190, K:2010/3208 sayılı kararıyla onandığı, karar düzeltme isteminin de reddedilerek kesinleştiği, daha sonra Kamu İhale Kurulu'nun 7.12.2009 gün ve 2009/MK-164 sayılı kararıyla ihale kararının iptal edildiği, bunun üzerine davalı idarece davacı şirket ile imzalanmış sözleşmenin feshedildiği görülmüştür. Olayda, uğradığı ileri sürülen zararın, davacı şirketin ihaleye katılmasından ve 10 gruptan oluşan laboratuvar hizmet alımının tamamına teklif verilmesi zorunluluğu getiren ihale şartnamesinin hukuka aykırı biçimde düzenlenmesinden kaynaklandığı, zarar ile idarenin işlemi arasında illiyet bağı olduğu açıktır. Bu nedenle, davacı şirketin ihaleye katılması ve sözleşme imzalaması nedeniyle gerçekleşmiş zararı olup olmadığının saptanması ve gerekirse bilirkişi incelemesi de yaptırılmak suretiyle somut zararının ortaya konulması gerekirken, olayda idarenin hizmet kusurunun olmadığı ve davacı şirketin de gerçekleşmiş zararının bulunmadığı gerekçesiyle verilen temyize konu Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü: Dava; Bursa Zübeyde Hanım Doğumevi Baştabipliği tarafından 10.10.2008 tarihinde açık ihale usulü ile yapılan “Laboratuvar Hizmet Alımı” ihalesi uhdesinde kalan davacı şirket ile imzalanan 31.12.2008 tarihli ihale sözleşmesinin feshi nedeniyle oluştuğu ileri sürülen 1.377.000,00 TL zararın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; idarenin bir eylem ya da işleminden dolayı tazminatla yükümlü kılınabilmesi için olayda hizmet kusurunun ya da kusursuz sorumluluğunun bulunmasının zorunlu olduğu, idarenin hukuki sorumluluğundan söz edebilmek için ise bir zararın mevcut olması ve bu zararın bir işlem veya eylemden meydana gelmesi ve oluşan zarar ile idari işlem veya eylem arasında illiyet bağının kurulabilmesinin gerektiği, idari işlemin yapılması ve uygulanmasında hizmet kusurunun varlığının kabul edilebilmesi için saptanan hukuki sakatlığın bir dereceye kadar ağır ve önemli olmasının gerektiği, her idarenin işleyebileceği türden olağan nitelikteki hukuki yanlışlık ve aykırılıkların hizmet kusuruna yol açmayacağı, uyuşmazlık konusu hizmet alım ihalesinin toplam bedelinin 2.818.890,00 TL olduğu ve ihale sürecinin 24 ay olduğu, sözleşmenin imzalanması ile feshi arasında 13 ayın geçtiği, bu süreçte davacı tarafından yapılan iş ve işlemler nedeniyle hak ettiği tutarların ödendiği, sözleşmenin feshinden sonra davacıya ait makinelerin kendisine iade edildiği, sözleşmenin feshine ilişkin işlemin mahkeme kararı doğrultusunda gerçekleştirildiği, mahkeme kararı ile iptal edilen işlemin ağır hizmet kusurunu oluşturmayacağı, davalı idarenin söz konusu işlem nedeniyle uğranıldığı iddia edilen zararı tazminle yükümlü kılınmasına hukuken olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı şirket tarafından temyiz edilmiştir. Anayasa'nın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır. İdare kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve işlemlerden doğan zararlar idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir. İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya eksiklik şeklinde tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükünün doğmasına yol açmaktadır. Dosyanın incelenmesinden, Bursa Zübeyde Hanım Doğumevi Baştabipliği tarafından 10.10.2008 tarihinde açık ihale usulü ile “Laboratuvar Hizmet Alımı” ihalesinin yapıldığı, ihalenin davacı şirketin uhdesinde kaldığı, 31.12.2008 tarihinde davacı şirket ile ihaleyi yapan idare arasında ihale sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmenin imzalanmasından önce ihale dokümanı alan ancak ihaleye katılmayan bir şirket tarafından ihalenin iptali istemiyle şikâyet ve itirazen şikâyet başvurusu yapıldığı, bu başvuruların reddi üzerine itirazen şikâyet başvurusunun reddine ilişkin Kamu İhale Kurulu'nun 03.12.2008 tarih ve 2008/UM.I-4943 sayılı kararının iptali istemiyle Ankara 3. İdare Mahkemesi'nde dava açıldığı, anılan Mahkeme'nin 31.07.2009 tarih ve E:2008/1928, K:2009/1021 sayılı kararıyla ihaleye katılan isteklilere 10 grup laboratuvar hizmet alımının tamamı için teklif verilmesi zorunluluğunun getirilmesinin söz konusu ihalede ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanması, kaynakların verimli kullanılması ve rekabetin sağlanması bakımından kamu yararına uygun olmadığı gerekçesiyle itirazen şikâyet başvurusunun reddine ilişkin Kamu İhale Kurulu kararının iptaline karar verildiği, bu kararın Dairemizin 14.04.2010 tarih ve E:2009/7190, K:2010/3208 sayılı kararıyla onandığı, Dairemizin kararına karşı yapılan kararın düzeltilmesi isteminin 31.12.2010 tarih ve E:2010/3958, K:2010/8888 sayılı kararla reddine karar verilmesi üzerine Mahkeme kararının kesinleştiği, Mahkeme'nin iptal kararından sonra Kamu İhale Kurulu'nun 07.12.2009 tarih ve 2009/MK-164 sayılı kararıyla uyuşmazlık konusu ihale işlemlerinin ve ihale kararının iptaline karar verildiği, Kamu İhale Kurulu'nun vermiş olduğu bu karardan sonra ihaleyi yapan idarenin 29.01.2010 tarih ve 631 sayılı işlemiyle 23.01.2010 tarihinden itibaren ihale sözleşmesinin feshedildiği, ihale sözleşmesinin feshedilmesi üzerine davacı şirket tarafından uğranıldığı ileri sürülen 1.377.000,00 TL zararın tazmini istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. İdarenin oluşan bir zarardan sorumlu tutulabilmesi için meydana gelen gerçek bir zararın bulunması, zararın oluşumunda idarenin hizmet kusurunun veya kusursuz sorumluluk hallerinden birinin varlığı, oluşan zarar ile idarenin işlem veya eylemi arasında nedensellik bağının bulunması gerekmektedir. Uyuşmazlıkta, ihaleyi yapan idare tarafından ihale şartnamesi hazırlanırken 10 gruptan oluşan laboratuvar hizmet alımının tamamına teklif verilmesi zorunluluğu getirilmiş, Ankara 3. İdare Mahkemesi tarafından ise ihaleye katılan isteklilere 10 grup laboratuvar hizmet alımının tamamı için teklif verilmesi zorunluluğunun getirilmesinin söz konusu ihalede ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanması, kaynakların verimli kullanılması ve rekabetin sağlanması bakımından kamu yararına uygun olmadığı belirtilerek idarenin ihale aşamasında şartname ile yapmış olduğu düzenlemenin hukuka aykırı olduğu saptanmıştır. İdarenin tesis etmiş olduğu bir işlemin yargı yerleri tarafından hukuka aykırı olduğuna karar verilmesi durumunda, idarenin işleyişindeki aksaklık kamu hizmetinin kötü işlemesi olarak değerlendirilecek ve idarenin hizmet kusurunun olduğu kabul edilecektir. Bu nedenle şartname hükümlerini hukuka aykırı olarak hazırlayan idarenin hizmet kusurunun varlığı açıktır. Olayda davacı şirketin oluştuğunu öne sürdüğü zararlar davacı şirketin ihaleye katılması ve ihale şartnamesinin hukuka aykırı olarak düzenlenerek ihalenin sonuçlanmasından kaynaklandığından oluştuğu öne sürülen zarar ile idarenin işlemi arasında nedensellik bağı bulunmaktadır. Bu durumda, davacı şirketin ihaleye katılım aşamasında yapmış olduğu masraflar ile sözleşme aşamasında yapmış olduğu masrafların, diğer bir ifadeyle gerçekleşmiş zararının saptanması ve ihale konusu işin yapılması için temin edilen makinelerin daha sonradan kullanılabilip kullanılamayacağının, makineler sonradan kullanılabilecekse makinelerin 13 ay kullanılmış olması nedeniyle makinelerde oluşan yıpranmanın gerekirse bilirkişi incelemesi de yaptırılmak suretiyle tespitinin yapılarak davacının somut ve gerçekleşmiş zararının tazminine karar verilmesi gerektiğinden, İdare Mahkemesi tarafından davalı idarenin oluşan zararın tazminini gerektirecek ölçüde hizmet kusurunun ve davacı şirketin gerçekleşmiş bir zararının bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesinde hukuki isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi gereğince temyiz isteminin kabulüne, Bursa 1. İdare Mahkemesi'nin 17.03.2011 tarih ve E:2010/327 K:2011/199 sayılı kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme'ye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 20.09.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.