Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3883 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 6482 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : Nitelikli dolandırıcılık suçundan beraat, resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet, (5237 sayılı TCK'nın 204/1, 62, 51/1, 2, 3, 6, 8 maddeleri gereğince verilen 1 yıl 8 ay hapis cezasının ertelenmesine)Dosya incelenerek gereği düşünüldü:Katılanın verdiği temyiz dilekçesinde; sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmünü de temyiz ettiği dikkate alınarak yapılan temyiz incelemesinde;Sanığın, yetkisi bulunmadığı halde, Ziraat Bankası Elmadağ Şubesi nezdinde bulunan imza sirkülerine göre babasının tek başına yetkilisi olduğu şirketin çek hesabından, 02/07/2006 keşide tarihli, 57.500 TL bedel içeren çeki düzenledikten sonra daha önce aldığı borç para karşılığında katılana vererek haksız menfaat temin etmek suretiyle nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda;1-Nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükmüne yönelik yapılan temyiz taleplerinin incelenmesinde;Önceden doğmuş zarar veya doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması halinde zarar veya borç, kandırıcı nitelikteki davranışlar sonucu doğmuş olmayacağından dolandırıcılık suçunun unsurları itibariyle oluşmayacağı ve sanığın, tüm dosya kapsamına göre, suça konu olan çeki, önceden doğan borcu nedeniyle sonradan tanzim ederek katılana verdiğinin anlaşılması karşısında; unsurları oluşmayan dolandırıcılık suçundan verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,2- Resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan temyiz taleplerinin incelenmesinde;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanın ve sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,ancak;a.Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 03.02.2009 tarih ve 2008/250-13 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin CMK’nın 231/6-c madde ve bendinde işaret olunan zarar kavramının, kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dâhil edilmemesi gerektiği anlaşılmakla; resmi belgede sahtecilik suçunun işlenmesi ile oluşmuş somut bir zarardan söz edilemeyeceği gözetilmeden suç tarihi itibariyle kasıtlı suçtan mahkûmiyeti bulunmayan ve yargılama sürecinde bir daha suç işlemeyeceğine dair kanaat dikkate alınarak aynı zamanda işlemiş olduğu resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükmünün ertelenmesine karar verilen sanık hakkında “mağdurun zararını gidermediği” biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,b. Yargıtay CGK'nın 06.04.2010 tarihli ve 2010/4-71 E, 2010/76 K sayılı ilamında belirtildiği gibi; 5237 sayılı TCK'nın 51/3 maddesi uyarınca mahkemece bir deneme süresinin belirlenmesi zorunlu olup, bu sürenin belirlenmemesi veya eksik belirlenmesi, aleyhe bozma yasağı kapsamında değerlendirilemeyeceği, aynı maddede yazılı denetim süresinin mahkûm olunan hapis cezası süresinden az olamayacağı hususunun, bir yıldan fazla mahkûmiyetler için söz konusu olduğu, sanığa verilen ceza 1 yıl 8 ay hapis cezası olmasına rağmen denetim süresinin alt sınırı, mahkûm olunan ceza süresinden az olamayacağı kuralı gözetilmeden denetim süresinin 1 yıl olarak belirlenmesi,c.5237 sayılı TCK'nın 51/7. maddesi gereğince, sanık hakkında "Hükümlünün deneme süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hâkimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine” karar verileceği hususu gözetilmeden, hükümde; “Denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde sanığın ertelenen cezasının tamamen infaz kurumunda çektirilmesine” denilmesi suretiyle infazı kısıtlayacak şekilde karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, katılanın ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.