MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TAZMİNATTaraflar arasında görülen tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Davacı, davalı aleyhine açmış olduğu tapu iptal ve tescil davasının ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 18.07.1990 tarih, 1989/184 Esas, 1990/334 sayılı kararı ile kabul edilerek 111 ada 6 parsel sayılı taşınmazın Belediye adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, ancak kesinleşmiş mahkeme kararına rağmen anılan taşınmazı dava dışı kişiye devretmesi sebebi ile davalı aleyhine açmış olduğu bedel isteğinin ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/91 Esas, 2012/290 sayılı kararı ile kabul edildiğini ve dereceattan geçmek sureti ile kesinleştiğini, anılan davada bilirkişinin taşınmazın değerini 15.000.-TL olarak belirlediğini ve talebini ıslah etmemesi sebebiyle 10.000.-TL 'nin davalıdan tahsiline karar verildiğini, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmuş olduğunu ileri sürerek, 5.000.-TL'nin 13.11.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı, davacının dayandığı dava dosyasında talebini ıslah etmesi konusunda kendisine kesin süre verildiği halde talebini ıslah etmediğini, bu konuda yeniden istediği sürenin 02.05.2012 tarihinde reddedildiğini, o tarihten itibaren bir yıllık süre geçtikten sonra dava açıldığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, taşınmazın aynına ilişkin davaların zamanaşımı ve hak düşürücü süreye tabi olmadığı, bu nedenle davalının zamanaşımı itirazına itibar edilmediği, davaya dayanak taraflarla ilgili ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/91 Esas, 2012/290 sayılı kararının dereceattan geçmek suretiyle kesinleştiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.Hemen belirtmek gerekir ki, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 142. maddesinde açıkça ''Ön inceleme duruşması tamamlandıktan sonra, hakim tahkikata başlamadan önce, hak düşürücü süreler ile zamanaşımı hakkındaki itiraz ve def'ileri inceleyerek karara bağlar.Somut olaya gelince, mahkemece, davalı vekilinin hak düşürücü süre ve zamanaşımı itiraz ve def'ileri bakımından tahkikat aşamasına başlamadan önce bir değerlendirme yapılmış değildir.Hâl böyle olunca, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 142. maddesi hükmü gereğince davalının hak düşürücü süre ve zamanaşımına ilişkin itirazlarının değerlendirilmesi, bu itirazların yerinde görülmemesi halinde tahkikata devam edilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, anılan düzenlemenin gözardı edilmiş olması doğru değildir.Davalı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.