Gerekçeli karar başlığında '....' şeklinde yanlış yazılan suç tarihinin; suça konu sahte faturaların en son Aralık .....dönemine ait KDV beyannamesinde kullanılması nedeniyle '....' olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre katılan vekili ile sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine;Ancak;1-Ayrıntıları Ceza Genel Kurulu’nun 02.03.2010 gün ve 2010/9-47 Esas, 2010/45 Karar sayılı ve benzer nitelikteki yerleşik kararlarında belirtildiği üzere; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için CMUK'nun 231. maddesinde belirtilen objektif ve sübjektif koşulların bir arada bulunmasının gerektiği, sahte fatura kullanmak suçu nedeniyle oluşmuş yasanın aradığı anlamda somut kamu zararı bulunup bulunmadığı araştırılıp, sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, objektif ve sübjektif şartlar irdelenmeden, sanığın katılanın zararını gidermediğinden bahisle yasal olmayan gerekçeye dayanarak yazılı şekilde hükmün açıklanmasının geri bırakılması uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi yasaya aykırı,2-T.C. Anayasa Mahkemesi'nin, TCK'nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk,Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ile sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 28.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.