Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 385 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9515 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : İstihkakYukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:KARARDavacı alacaklı vekili, 18.10.2012 tarihinde yapılan hacizde davalı üçünçü kişinin istihkak iddiasında bulunduğunu, kira sözleşmesini, mahcuz malın faturasını ve şirket adına kayıtlı olması gereken elektrik, su, telefon vb. faturaları ibraz edemediğini, borçlunun görünüşte işlemlerini yürütmekte olduğu faaliyet adresinde de, davalı 3. kişiye ait belgeler tespit edildiğini, bu durumun borcun doğumundan sonra alacaklıdan mal kaçırma amacına dönük muvazaalı işlemlerin varlığını gösterdiğini, müvekkili tarafından satılan malzemelerin, kargo marifetiyle, ... Taşımacılık Depolama Tic. Ltd. Şti. vasıtasıyla yine aynı adreste borçluya teslim edildiğini, haksız olarak yapılan istihkak iddiasının reddine, en az % 40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı 3.kişi vekili, müvekkili şirkete ait işyerinde 18.10.2012 tarihinde müvekkili şirkete ait olan soğuk kaplama kazanının haczedildiğini, müvekkili şirketin borçlu şirket ile herhangi bir ticari bağının olmadığını, müvekkili şirketin uzun yıllardır lastik kaplama işi yaptığını, yeni kurulmuş bir şirket olmadığını, haczedilen soğuk kaplama kazanın borçlu şirket ile hiç ilgisi olmadığını, şirket ortakları ve yetkilileri arasında akrabalık ilişkisi olduğuna dair iddianın asılsız olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, haciz adresinin borçlunun kuruluşundaki adresi olduğu, adres değişikliğinin ... tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığı, kurucularının ... ve ... olduğu ve 2010 yılında hisse devri ile ortaklıktan ayrıldıkları, 3.kişi şirketin, 28/09/1998 yılında kurulduğu ve merkezi "..." iken 13/08/2012 tarihinde adres değişikliği yaparak haciz adresini merkez adresi olarak tescil ettirdikleri, kurucu ortakların ..., ..., ... ve ... olduğu; borçlu şirketin çekin keşide tarihine yakın bir zamanda merkez adresi değişikliği yapması ve aynı tarihte 3. kişi şirketin de adres değişikliği yaparak ./.merkez adresini aynı adrese alması, borçlu şirket ile 3. kişinin aynı konuda faaliyet göstermesi, takibe konu çekin düzenlenmesine sebep olan temel hukuki ilişkiye ilişkin faturalardaki adresin de haciz adresi olarak yer alması, borçlu şirket kurucusu ... ile 3. kişi şirketin kurucu ve ortaklarının akraba olabileceği, davalı 3. kişinin mahcuzu satın alma iddiasının fatura sunularak ispatlanamadığı, tediye makbuzlarının bu iddiayı ispata yetmediği, delil olarak sunulan faturaların istihkak iddia eden şirket tarafından düzenlenen faturalar olduğu ve satıcı şirketin ticaret sicil kaydının tesbit edilemediği, 3. kişi şirket ile borçlu şirket arasında muvazaalı işlemlerin bulunduğu ve haczedilen menkulün mülkiyetinin 3. kişiye ait olduğunun anlaşılamadığı gerekçeleri ile davanın kabulüne takip durdurulmadığından davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.Hüküm, davalı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, İİK'nun 99.maddesine dayalı olarak alacaklının açtığı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.Somut olayda, borcun doğumundan evvel borçlu şirketin haciz yapılan adresten ayrıldığı, borcun doğumundan yaklaşık 2 yıl öncede borçlu şirketin ortakları ... ve ...'ın şirketteki paylarını devrettikleri, borçlu şirket kurucusu ... ile 3. kişi şirketin kurucu ve ortaklarının akraba olduklarının kanıtlanamadığı, haciz mahallinde borçlu şirket ortak ve yetkilileri ile borçlu şirkete ait herhangi bir evrakın bulunamadığı, borçlu şirket ile 3. kişi şirket arasında örtülü işyeri devri yapıldığının belirlenemediği dikkate alındığında davalı 3.kişi şirket ile borçlu şirket arasında organik bağın kanıtlanamadığının kabulü gerekir. Bu nedenle İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesi davalı 3.kişi şirket yararına olup bu yasal karinenin aksi davacı alacaklı tarafından kesin ve inandırıcı delillerle ispat edilmediğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle,davalı 3.kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 18.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.