Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 381 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13995 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : İstanbul(Kapatılan) 17. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 04/03/2014NUMARASI : 2013/271-2014/156Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira bedelinin tespiti davasına dair karar, davalı ve davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira bedelinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının, taraflar arasında düzenlenen 01/12/2008 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiracı olduğunu, en son aylık kiranın 27.362 TL olarak ödendiğini belirterek hak ve nesafete göre aylık kira bedelinin 01/12/2012 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere net 32.000 TL olarak tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı davanın reddini savunmuştur.Taraflar arasında 01/12/2008 başlangıç tarihli ve üç yıl süreli kira sözleşmesi konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; taşınmazın boş olarak kiraya verilmesi halinde 01/12/2012 tarihinden itibaren aylık brüt 35.310 TL kira bedeli ile kiralanabileceği belirtilmiştir. Mahkemece, bilirkişi raporu ile tespit edilen kira bedelinden hak ve nesafet indirimi yapılması halinde belirlenecek kira bedelinin davalı tarafından ödenen kira bedelinden daha az olacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kira parasının miktarına ilişkin olarak taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunup mahkemeye müracaat edildiğine ve kira parasının dava yoluyla tespiti istenildiğine göre, kiracı olan taraf artırılması istenilen veya karar verilebilecek miktarı ve bundan daha fazlasını ödese bile dava red edilmeyip kira bedelinin tespitine karar verilmelidir. Taraflar arasında hükmen tespit edilmiş ya da sözleşme ile kararlaştırılmış bir kira parası olmadığı için davacının yeni dönem kira parasının mahkemece tespiti ile hüküm altına alınmasını istemekte hukuki yararı vardır. Davalının tespit edilecek miktarı ödeyip ödemediği hususu dava açılmasına sebep olup olmaması ve yargılama giderlerinden sorumluluğunun belirlenmesi yönünden sonuca etkilidir. O halde mahkemece davalının kabul ettiği miktardan az olmamak üzere kira bedelinin tespitine ilişkin bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 19.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.