Taraflar arasındaki “itirazın iptali ve icra inkar tazminatı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Rize 1. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verlen 30/06/2009 gün ve 2007/397 E-2009/272 K. Sayılı kararın incelenmesi davacı vekilince istenilmesine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin12.07.2010 gün ve 2009/12109 E-2010/8794 K.. Sayılı lamı le;(.Davacı vekli, müvekkilinin P.O.. Bayii olup, davalının R. Şubesinin davalının reklamının giydirilmiş olduğu aracı ile müvekkilinin benzin istasyonundan aldığı yakıt bedellerini ödememesi nedeniyle başlattıkları takibin davalının itirazı üzerine durduğunu bildirerek itirazın iptali ile takibin devamına, % 40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacı tarafça talep edilen alacağın müvekkili şirket acentesi olan Rize acentesinin borcu olduğu, R. acentesinin bağımsız bir tacir olup müvekkili şirketin acentenin borçlarından sorumlu olmayacağından davanın husumet nedeniyle reddini talep ederek, iş bölümü ve yetki itirazında bulunmuştur.Mahkemece, toplanan delillere göre, akaryakıt alımı esnasında davalı şirketin şubesi bulunmayıp, acentesi bulunduğu, acente olan ortaklığın davanın ihbarına rağmen cevap vermediği, davalının taraf sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, dava sıfat yokluğundan reddedildiğinden kötü niyet tazminatına hükmedilemeyeceği gerekçesiyle davalının da kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı tarafından delil olarak dosyaya sunulan akaryakıt teslim fişlerinde satılan akaryakıtın teslim edildiği firma olarak “M. Kargo” yazılıp, akaryakıt verilen aracın plakası da işlendikten sonra teslim alan şahsın isim ve imzasının fişler altına alınmış olduğu görülmüştür. Davalı vekili, davaya konu olan akaryakıtın müvekkilinin acentesi olan firmanın araçlarına teslim edilmiş olduğu, acentenin yapmış olduğu işlemlerden müvekkilinin sorumlu tutulamayacağı yönünde savunmada bulunmuştur. TTK’nın 119. Maddesi uyarınca “Acente, aracılıkta bulunduğu veya akdettiği mukavelelerle ilgili her türlü ihtar, ihbar ve protesto gibi hakkı koruyan beyanları müvekkili namına yapmaya ve bunları kabule selahiyetlidir. Bu gibi mukavelelerden çıkacak ihtilcflardan dolayı acente müvekkili namına dava açabileceği gibi kendisine karşı da aynı sıfatla dava açılabilir. “Somut olayda, üzerinde “M.Kargo” logosu bulunan araçların anılan firmayla olan bağlantısına güvenilerek akaryakıt verildiği iddiasının bulunması, delil olarak sunulan satış fişlerinde firma olarak M. Kargo şirketinin yazılı olması ve anılan yasa hükmü gözetildiğinde davalı şirkete husumet yöneltilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.Bu durumda mahkemece işin esasına girilerek deliller toplandıktan sonra hep birlikte değerlendirilip varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.)Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.HUKUK GENEL KURULU KARARIHukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme karınnın Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK’un 429. Maddesi gereğince <KARAR>BOZULMASINA<KARAR> istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 01.06.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.