Davacılar vekili dava dilekçesinde, davacıların murisleri K.A.'ın annesinin babası A.A.'ın ikinci eşi A. olmasına rağmen, kayıtlara anne adının H. olarak geçtiğini bildirerek, muris K.A.'ın nüfus kayıtlarında gerekli düzeltmelerin yapılmasını istemiş, mahkemece, ana ismi düzeltilmesi istenen K.A.'ın 1993 yılında, muris E.'nin gerçek babası olduğu iddia edilen S.Y.'nin 1937 yılında, kayden annesi H.'nin ise 1991 yılında vefat ettikleri, kayıtlarının kapalı olduğu kapalı kayıtlardaki kişilerin şahsi durumları hakkında başkaları tarafından kayıt düzeltim davaları açılamayacağı ve bu kayıtların hukuki işlemlere esas alınamayacakları gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Yasası'nın 36. Maddesine göre; ilgililer nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme ve tespit davası açmak hak ve yetkisine sahiptirler. Bir kimsenin ölmesi sonucu kaydı kapalı hale geleceğinden, bu kişilerle ilgili sadece tespit davası açılabileceği Yargıtay uygulamaları ile kabul edilmiştir. Davacılar her ne kadar murisleri Kemal'in nüfus kayıtlarının düzeltilmesini istemişlerse de, çoğun içinde azın da bulunacağı ilkesi gözetildiğinde, düzeltme isteminin, tespit istemini de içerdiğinin kabulü gerekir. Buna göre nüfus kayıt düzeltme davaları diğer bir kısım davalarda olduğu gibi kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan tüm bu açıklamalar dikkate alınarak mahkemece öncelikle H.A.'ın varsa veraset belgeleri de dosyaya getirtilerek hukukları etkilenecek olan tüm mirasçılar davaya dahil edildikten sonra Hakimin, hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğu gözetilerek, salt tarafların ve tanıkların beyanları ile yetinilmeyip bu iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp alınacak rapor da gözetilerek işin esası hakkında tüm kanıtlar toplanıp oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'un 428. Maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22/03/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.