Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 379 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 238 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ : Çubuk Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 03.11.2010NUMARASI : 2010/562 E-2010/571 K. Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Çubuk Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 28.11.2007 gün ve 2007/434 E.-2007/532 K sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 08.07.2010 gün ve 2010/5990-8103 sayılı ilamı ile;("...Davacı vekili, müvekkilinin 2886 sayılı Yasa’ya istinaden açılan ihaleye katılarak 8 adet taşınmazı davalıdan aldığını, ihale bedelinin 465.640.445.000 TL olup 455.229.699.700 TL’nin ödendiğini, taşınmazların tapusunu davacıya devretmeyen davalının Hazine’ye ait olması nedeniyle veremeyeceğini bildirdiğini, taşınmazların rayiç bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin temerrüde düşmediğini, ihale şartnamesi ilan ve yazılarına göre davacının tescil talep etme hakkının doğmadığını savunarak, davanın reddini ve kötü niyet tazminatının tahsilini istemiştir.Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, Dairemizin 08.02.2007 gün ve 2006/9297 E, 2007/1484 K sayılı kararında yazılı gerekçeyle davalı yararına bozulmuştur.Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazların satışına esas İhale Genel Şartnamesinin 8.maddesinde belediyenin herhangi bir sebeple tapuları veremeyecek olması halinde, o güne kadar yatırılan paranın yasal faizi ile alıcıya iade edileceği belirtilmiş olduğundan, bu ibarede yer alan sözcüklerden ihale konusu taşınmazların bedelinin bir kısmının ödenmiş olması halinde dahi, herhangi bir sebeple tapuların verilemeyeceğinin anlaşılması halinde kısmen yatırılan paranın dahi, aynen dava konusu olayda olduğu gibi, faizi ila iade edileceği belirtildiğinden, ayrıca davalının temerrüde düşürülmesi şartı aranmasına gerek olmadan, yatırılan paranın faizinden bahsedebilmek için de, ancak yatırma tarihinden itibaren işlemiş faizinin söz konusu olabileceği sonucuna varılarak, davanın kısmen kabulü ile icra dosyasına davalının yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 455.229,82 YTL asıl alacak, 433.669,28 YTL işlemiş faiz olarak devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren faiz yürütülmesine, icra inkar ve kötü niyet tazminatı istemlerinin reddine karar verilmiştir.Karar; taraf vekillerince temyiz edilmiştir.1-Davacı vekili, davalı taraftan olan alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali ile icra inkar tazminatının tahsilini istemiştir.Davacı (alacaklı) vekili 28.10.2004 tarihli takip talebinde davaya konu taşınmazların takip tarihindeki rayiç değeri olan 930.264.000.000 TL’nın ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsili amacıyla icra takibinde bulunmuş, mahkemece 455.229,82 YTL asıl alacak ile 433.669,28 YTL işlemiş faiz üzerinden icra takibinin devamına karar verilmiştir. İcra takip tarihi itibariyle taşınmazların rayiç değerini isteyen davacı taraf, takip tarihine kadar işlemiş faiz talebinde bulunmamıştır İtirazın iptali davalarında mahkemece icra dosyasındaki talep ile bağlı kalınması gerekirken, takip talebinde yazılı olmayan işlemiş faiz alacağının da tahsiline olanak verir şekilde icra takibinin devamına karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.2-Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir...”)gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri HUKUK GENEL KURULU KARARIHukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Dava, ihale yoluyla satışa çıkarılan taşınmazların satış bedelinin ödenmiş olmasına rağmen tapuda intikallerinin yapılmaması nedeniyle tazminat olarak taşınmazların piyasa rayiç bedellerinin tahsiline yönelik icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Davacı vekili, davalı kurum tarafından müvekkiline 465.640.445.000.TL bedelle ihale edilen taşınmazların ihale bedelinin 455.229.699.700 TL’Iik kısmının ödendiğini, ihtara rağmen tapuda intikallerinin yapılmadığını, sözleşmenin aynen ifa edilmemesi nedeniyle aynı nitelikte taşınmazların satın alınabilmesinin ancak piyasa rayiç bedelinin ödenmesi ile mümkün olacağını, bu nedenle başlatılan icra takibine haksız ve kötüniyetle itiraz edildiğini ileri sürerek icra takip bedeli olan 930.264.000.000 TL ‘nin asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline, asgari %40 icra inkar tazminatına, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, ihale bedelinin tamamını yatırmayan davacının tescil talep etme hakkının bulunmadığını,ticari faiz uygulanamayacağını belirterek davanın reddine, kötü niyetli davacının %40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel Mahkemece, davacı kooperatifin dava konusu taşınmazları ihale ile satın aldığı, ihtara rağmen davacıya tapuda intikallerinin yapılamadığı, davacının ihtar göndermekle aynen ifadan vazgeçip zarar ve ziyanını talep ettiği, bu zararın da ifadan vazgeçildiği andaki menfaati olacağı,bunun da 2004 yılı itibariyle sahip olacağı taşınmazların toplam değeri olduğu, bilirkişi raporuna göre bu miktarın 1.821.767,00 TL olup talep edilen miktarın daha düşük olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne itirazın iptaline, icra takibinin devamına, davacının inkar tazminatı talebinin reddine davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmiştir.Özel Daire’ce davalı vekilinin temyizi üzerine; B.K’nun 225/2.maddesinde düzenlenen ihtiyari açık arttırmalarda akdin tamam olması için resmi senet tanzimine gerek yok ise de tamamlanmış bu akdin ifası anlamında tapu intikalinin taşınmazların mülkiyetinin bir kısmı dava dışı Hazine’ye ait olduğundan gerçekleştirilememiş olmakla bu durumu öngören ihale genel şartlarının 8. maddesi gereğince davacının isteyebileceği tutarın kendisinin ödediği ihale bedeli ve onun işlemiş faizi ile sınırlı olduğu, tarafların bu hususu açık sözleşme hükmü olarak düzenlediklerine göre bu hükmün her iki yan açısından da bağlayıcı olduğu,talebin bu çerçevede değerlendirilmesi gerekirken taşınmazların temerrüt tarihindeki sürüm değeri esas alınarak davanın kabulünün doğru olmadığına işaretle karar davalı yararına bozulmuştur.Yerel Mahkemece, bu bozma ilamına uyularak taşınmazların satışına esas Genel Şartname’nin 8.maddesi gereğince kısmen yatırılan paranın dahi aynen dava konusu olayda olduğu gibi faizi ile iade edileceğinin belirtildiği,davalının ödemesi gereken bedel bir borcun ifası olarak değil tam tersine davalının borcunun yerine getirememesinin bir sonucu olarak sözleşmede kararlaştırılan yükümlülüğü olduğu, bu nedenle temerrüde düşürülmesine gerek olmadığı gözönüne alınarak davacı tarafça yatırılan her bir miktarın yatırma tarihinden itibaren icra takip tarihine kadar yasal faiz miktarının ve davacı tarafça taşınmazlar için ödenen 455.229,82 TL’nin icra takibine konu yapılmasının söz konusu olabileceği arta kalan miktar için icra takibinin iptali gerekeceği ve yine sadece asıl alacağa icra takip tarihinden sonra faiz işletileceği gözönüne alınarak davanın kısmen kabulü ile; icra takibinin 455.229,82 TL asıl alacak, 433.669,28 TL işlemiş faiz olarak devamına, icra takip tarihinden sonrası için asıl alacağa faiz işletilmesine,davacı ve davalının icra inkar tazminatının reddine karar verilmiştir.Özel Dairece; taraf vekillerinin temyizi üzerine, yukarıya aynen alınan nedenlerle, icra takip tarihi itibariyle taşınmazların rayiç değerini isteyen davacı tarafın takip tarihine kadar işlemiş faiz talebinde bulunmadığı, itirazın iptali davalarında mahkemece, icra dosyasındaki talep ile bağlı kalınması gerekirken takip talebinde yazılı olmayan işlemiş faiz alacağının da tahsiline olanak verecek şekilde icra takibinin devamına karar verilmesinin doğru görülmediği, gerekçesiyle karar bozulmuş; bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin tüm davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Yerel Mahkemece; rayiç değerin davacının ödemiş olduğu bedel ve işlemiş faiz toplamından fazla olduğu bu nedenle rayiç değer talep eden davacının işlemiş faizi de talep ettiğinin kabulü gerektiği, aksi görüşün çok şekli bir yorum olacağı, genel şartlarda yer alan tapu devrinin yapılamaması halinde ödenen bedelin faizi ile iade edileceğine ilişkin hükmün de yerine getirilmemiş olacağı gerekçesiyle önceki hükümde direnilmiştir.Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; ihale yoluyla satın alınan taşınmazların tapuda intikallerinin yapılmaması nedeniyle tazminat olarak taşınmazların piyasa rayiç bedellerinin tahsiline yönelik icra takip talepnamesinde dava konusu alacağa işlemiş faiz talebinin yer alıp almadığı, buna göre mahkemece talepten fazlasına karar verilip verilmediği, noktasında toplanmaktadır.Hemen belirtmelidir ki, itirazın iptali davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67.maddesinden yasal dayanağını almaktadır.İtirazın iptali, hukuki nitelikçe, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan bir eda davasıdır.Dava, takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı genel mahkemede açılır ve genel hükümlere göre görülür.Alacaklı bu davada genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava etmektedir.2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 58.maddesi 3.bendi gereğince takip talebinde alacağın veya istenen teminatın Türk parasıyla tutarı ve faizli alacaklarda faizin miktarı ile işlemeye başladığı gün, alacak veya teminat yabancı para ise alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiği ve faizi, 4.bendinde; senet, senet yoksa borcun sebebi, 5.bendinde; takip yollarından hangisinin seçildiği ile 3.fıkrasında alacak belgeye dayanmakta ise, belgenin aslının veya alacaklı yahut mümessili tarafından tasdik edilmiş; borçlu sayısından bir fazla örneğinin takip talebi anında icra dairesine tevdiinin zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır.Somut olaya gelince;Davacı/alacalı vekilince 28.10.2004 tarihli 48 Örnek takip talebinde (930.264.000.000 TL tutarındaki tazminat “taşınmazların bugünkü değeri 77.522m2*12.000.000 TL” alacağımızın takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz,masraf, vekalet ücreti ile birlikte tahsili talebimizdir. Fazlaya ilişkin haklarımızın saklı tutulması ve B.K’nun 84.maddesi hükümlerine göre kısmi ödemelerin öncelikle faiz, masraflar, vekalet ücretine mahsubu talebimiz vardır.) açıklamalarına yer verilerek haciz istekli olmak üzere borçlu davalı aleyhine takip başlatılmış; alacağın dayanağı olarak da taşınmazların satışına ilişkin encümen kararı, ihale kararı, ödeme makbuzları, ihtar ve ihtara cevaba ilişkin evrak dökümü gösterilmiştir.Örnek 49 ödeme emri borçluya 11.11.2004 tarihinde tebliğ edilmiş; borçlu vekili 17.11.2004 tarihli dilekçe ile alacaklının tazminat hakkının, ihtara cevapta da belirtildiği üzere, doğmadığını, alacağın yargılamayı gerektirdiğini, borcun tamamına tüm yasal ferileriyle itiraz ettiklerini bildirmiştir.Davacı vekili eldeki davada akdin ifa edilmemesi nedeniyle tazminat olarak taşınmazların rayiç değerinin tahsiline yönelik olarak başlatılan icra takip talebine uygun düzenlenen ödeme emrine itirazın iptaline ve icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir.Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında takip talebinin içeriği ayrıntısıyla değerlendirilmiş; takip talebinin hukuken dava dilekçesi niteliğinde olduğu, talepte istenen miktarın içinde ödenen ihale bedelinin bulunduğu ancak işlemiş faizin bulunmadığı kanaatine varılmıştır. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 74.maddesi hükmünce, talepten fazlasına veya talepten başkasına hükmedilemeyeceği; aynı Yasanın 75/1.maddesi gereğince de kanunun tayin eylediği istisnalardan başka hakimin, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya iddia sebeplerini re'sen nazarı dikkate alamayacağı ve onları hatırlatabilecek hallerde dahi bulunamayacağı açıktır.O halde, mahkemece açıklanan hükümler göz ardı edilerek işlemiş faize hükmedilecek şekilde direnme kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, bozma nedenine göre işin esasına yönelik davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 01.06.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.