MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki asıl ve birleşen sıra cetveline şikayet dosyasında yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen şikayetin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen dosyada şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Asıl dosyada şikayetçi vekili, müvekkilinin takip borçlusundan nafaka alacağı bulunduğunu, bu alacağın tahsilli amacıyla ilamlı icra takibi başlatıldığını, borçluya ait taşınmazın satışı üzerine düzenlenen sıra cetvelinde, hem ilk haciz sahibi olması ve hem de imtiyazlı nafaka alacaklısı olması nedeniyle müvekkiline birinci sırada pay ayrılması gerekirken, usul ve yasaya aykırı olarak haczi düşmüş bulunan şikayet olunan ....'na birinci sırada pay ayrıldığını, öte yandan bedeli paylaşıma konu taşınmazın sahibi takip borçlusunun, ortağı bulunduğu şirketin borçları nedeniyle şikayet olunan ...'na borçlu bulunduğunu, söz konusu şirketin de şikayet olunan kuruma olan borçlarını yapılandırdığını ve taksitlerini günü gününe ödediğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptali ile müvekkili birinci sırada olacak şekilde yeniden sıra cetveli düzenlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Birleşen dosyada şikayetçi vekili, asıl dosyadaki gerekçelerle aynı sıra cetvelinin iptalini istemiştir.Asıl ve birleşen dosyada şikayet olunan, şikayete cevap vermemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, şikayet olunan SGK'nın haczinin ilk haciz olduğu, 6183 Sayılı Yasa'da kamu idareleri arasındaki hacze iştirak ilişkisi düzenlenmiş ise de, adi ve imtiyazlı alacaklıların kamu idareleri tarafından konulan hacizlere iştirakinin düzenlenmediği, nafaka alacaklısı şikayetçinin kamu idaresi tarafından konulan hacze iştirak edemeyeceği gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir.Kararı, asıl ve birleşen dosyada şikayetçi vekili temyiz etmiştir.1-Borçluya ait mahcuz satış bedelinin bütün alacaklıların alacağını karşılamaması halinde düzenlenecek sıra cetveline itiraz, alacağın esas ve miktarına ya da bununla birlikte sıraya yönelikse dava yoluyla genel mahkemede (İİK’nın mad.142/1), itiraz sadece sıraya yönelikse şikayet yoluyla icra mahkemesinde (İİK’nın mad. 142/son) ileri sürülmelidir.İİK'nın 142/1 maddesinde "Cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklı takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel mündericatına itiraz edebilir." hükmü düzenlenmiştir. Bu hükümde yer alan "alakadarlar" ifadesi, sıra cetvelinde kendisine pay ayrılan ve dava sonucunda etkilenecek olan alacaklıları ifade eder. Bu hükümde belirtilen mahal mahkemesinin hangi mahkeme olduğu konusunda bir açıklık bulunmamakla birlikte İİK'nın 235/1. maddesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yolundaki açık bir düzenleme bulunmadığından bu mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerekir. Dairemizin 04.06.2013 tarih ve 3440 E., 3763 K. sayılı ve 15.09.2014 tarih ve 2019 E., 5643 K; 15.10.2014 tarih ve 1764 E., 6313 K. sayılı ilamları da bu yöndedir. 01.10.2011 tarihinden sonra açılan sıra cetveline itiraz davaları için görevli mahkeme (alacağın sıra cetveline göre düşen hissenin miktarına bakılmaksızın ) HMK'nın 2/1. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesidir. (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, sh:738)6100 sayılı HMK'nın 1. maddesindeki göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğu hükmü ile HUMK'nın 428/2. maddesinin mahkemenin görevli olmamasının mutlak bozma nedeni olduğuna ilişkin hükmü karşısında, görev hususu somut olayda olduğu gibi, açıkça temyize gelmese dahi temyiz mahkemesince re'sen gözetilmelidir.Somut olayda, şikayeçi vekili, müvekkilinin alacağının imtiyazlı nafaka alacağı ve haczinin de daha önceki tarihli olduğunu, öte yandan takip borçlusunun borcunu yapılandırması ve taksitlerini de ödemesi nedeniyle şikayet olunan SGK'nın herhangi bir alacağının da kalmadığını, bu itibarla sıra cetvelinde şikayet olunan SGK'ya ayrılan paranın müvekkiline tahsisi gerektiğini ileri sürmüştür. Şikayetçi tarafın ileri sürdüğü bu hususlar gözönünde bulundurulduğunda, itirazın sadece sıraya ilişkin olmadığı, alacağın esasına da itiraz edildiği anlaşılmış olup, asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Bu durumda, mahkemece asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu dikkate alınarak 6100 sayılı HMK'nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca, asıl ve birleşen dosyalarda şikayetin usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru olmamıştır.2-Bozma nedenine göre, asıl ve birleşen dosyada şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün (re'sen) BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.