Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 372 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 920 - Esas Yıl 2005





Davacı .. ..... ........ vekili Avukat ..... ..... tarafından, davalı ..... ...... ...... aleyhine 13.12.1999 gününde verilen dilekçe ile haksız şikayet nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 5.10.2004 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince; Davacının üzerine inşaat yapmak üzere aldığı arsasının bulunduğu bölgeden davalının uzun süre tuğla hammaddesi olan toprak alımı ve hafriyatı nedeniyle taşınmasında meydana gelen kayma sonucu uğradığı zararın tazmini istenmektedir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar taraflarca temyiz edilmiştir. Davacı taşınmazını kullanamadığını belirterek, 2.500.000.000 lira taşınmaz bedelini istemiş ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmuştur. Zararın tesbiti için yapılan keşif sonucunda mülk bilirkişisinin 29/4/2002 tarihli raporuna göre taşınmazın dava tarihi itibariyle metrekare birim fiyatı 15 milyon lira olarak tesbit edilmiştir. Davalının itirazı üzerine mimar, ziraat ve emlak bilirkişilerden oluşan kurulun verdiği 15/7/2004 tarihli raporla taşınmazın dava tarihi itibariyle metrekare birim fiyatı ise 2 milyon lira olarak belirlenmiştir. Mahkemece, bilirkişi kurulunun vermiş olduğu 15/7/2004 tarihli rapor esas alınarak 287 m2 miktarındaki taşınmazın değeri 574 milyon lira kabul edilerek bu miktara hükmedilmiştir. Böylece dosyada mevcut bilirkişi raporları arasında bir çelişki ortaya çıkmıştır. Bu nedenle özellikle bilirkişi raporları arasındaki bu çelişki giderilerek taşınmazın değerinin belirlenmesi gerekirken eksik inceleme sonucu karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir. 3-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; Davalı taşınmazın tam değerini ödeyeceğine göre mülkiyetin davacı üzerine bırakılması hukuka uygun değildir. Ancak isteğe aykırı olarak davacının tapu kaydının davalı üzerine re'sen tescili de mülkiyet hukuku hükümlerine göre olanaklı değildir. Bu itibarla davacıya sorularak taşınmazın tam değeri karşılığında tapu kaydının davalıya devrine razı olması durumunda tam değer karşılığı taşınmazın davalı adına tesciline karar verilmesi, davacı razı olmazsa taşınmazın tam değerini istemesine rağmen tapu kaydının kendi üzerinde kalması haksız eylem hukuk kurallarına uygun düşmeyeceğinden, BK.nun 43-44 maddeleri uyarınca mahkemece takdir edilecek oranda taşınmazın tam değerinden indirim yapılarak davacıya verilmesi, tapu kaydının davacı üzerinde bırakılması gerekir. Karar bu nedenle de bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacı yararına, (3) nolu bentte açıklanan nedenle davalı yararına BOZULMASINA, tarafların diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenle reddine ve temyiz eden taraflardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 1/2/2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.