MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : MahkumiyetYapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak:I- Suç tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 776. maddesinin 5 ve 6. fıkraları uyarınca bono metninde bulunması gerekli zorunlu unsurlardan olan "lehtar'ın" bulunmaması halinde bononun özel belge niteliğinde olacağı, dosyada fotokopileri mevcut suça konu bonolar üzerinde lehtarın bulunmadığının görülmesi karşısında; suça konu ve sahte olduğu kabul edilen bonolar incelenerek özellikleri duruşma tutanağına yazılıp, gerekçede aldatıcılık niteliği irdelenerek, denetime olanak verecek şekilde suça konu bono asılları dosya içerisinde bulundurulmadan yazılı şekilde karar verilmesi,II- 765 sayılı TCK'da ve 5237 sayılı TCK'da belgede sahtecilik suçlarının düzenlendiği madde metinlerinde suçun mağdurunun kim olduğuna ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemesi, belgede sahtecilik suçlarının hukuki konusunun kamunun güveni olması ve bu suçların kamu güvenine karşı suçlar bölümünde düzenlenmiş bulunması hususları birlikte değerlendirildiğinde, bu suçların mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğunun, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekmektedir. Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 22.04.2014 gün ve 2013/11-397-2014/202 sayılı kararında açıklandığı üzere, belgelerde sahtecilik suçunun hukuki konusunun kamu güveni olduğu gözetilerek 5237 sayılı TCK'nun 43. maddesindeki "Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi" durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün olup; aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı cihetle suça konu bonoların müşteki ...a aynı anda verilip verilmediğinin araştırılması ve sonucuna göre 5237 sayılı TCK'nu 43. maddesine göre müteselsil suç koşulları oluşup oluşmadığı değerlendirildikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulması, yasaya aykırı,III- 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan hak yoksunluklarından sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi ayrıca Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.