MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : MahkumiyetSuça konu olup, aslı dosya içerisinde bulunan sahte sürücü belgesi üzerinde heyet olarak yapılan incelemede, belge üzerinde bulunması gereken imza ve mühür izinin mevcut olduğu ayrıca belgenin sahteliğinin ilk bakışta anlaşılmaması karşısında; suçun yasal unsurlarının oluştuğunu kabul eden mahkemenin takdir ve uygulamasında bir isabetsizlik bulunmadığından, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte infaz aşamasında yeniden değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:Adli emanetin 2012/5056 sırasında kayıtlı suça konu sahte sürücü begesinin dosyada delil olarak saklanması yerine müsaderesine karar verilmesi,Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı Yasanın 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hüküm fıkrasından Adli emanete ilişkin hüküm çıkarılarak yerine “Suça konu adli emanetin 2012/5056 sırasında kayıtlı sürücü belgesinin dosyada delil olarak saklanmasına” denilmek suretiyle, eleştiri haricinde sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 25.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.