Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 36329 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 24936 - Esas Yıl 2014





Davacı, kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IA) Davacı isteminin özeti:Davacı vekili, davacının 2006 yılı Ocak ayından 2006 yılı Eylül ayına kadar davalı şirkette çalıştığını, 2007 yılı Ocak ayında davalı Şirket'e ait başka bir şubede görev yapan müvekkilinin 31/05/2008 tarihinde davalı Şirket'ten ayrıldığını, 2011 yılı Şubat ayı ile 18/10/2012 tarihine kadar çalıştığını, davalı Şirket yetkilisinin kendisine hakaret etmesi nedeniyle davacının haklı nedenle iş akdini feshettiğini, davacının, yapılan toplantıda davalı Şirket yetkilisine sıkıntılarını dile getirdiği, davalı yetkilisinin “diğer arkadaşlarının elebaşısı sensin, senin kafanda bir tahta eksik, ben burda düzen bozdurmam, bozanı da burada tutumam, ben patronum size istediğimi söylerim siz söyleyemezsiniz” gibi sözlerle davacıyı aşağıladığını, davacının mesai bitince işten ayrılacağını belirttiğini, işyeri yetkilisi dedikoducu olduğunu ayrılmasının daha iyi olacağını söylediğini, bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti alacaklarını istemiştir.B)Davalı cevabının özeti:Davalı vekili, taleplerin zamanaşımına uğradığını, davacının 2006 yılının Nisan ayında işe başladığını, davalının davacıya hakaret ettiğinin ispatlanamadığını, davacının haklı feshinin kabul edilemeyeceğini, 01/10/2006 tarihinde davacının “dedesinin rahatsız olması ve kendisinden başka bakacak kimse olmaması sebebiyle” kendi isteğiyle işten ayrıldığını, yani istifa ettiğini, davacının daha sonra 04/04/2007 tarihinde tekrar müvekkili Şirket'te işe başladığını, 14/06/2008 tarihinde nişan ve evlilik hazırlığı yapması ve nişanlanacağı kişinin çalışmasını istememesi sebebiyle kendi isteğiyle işten ayrıldığını yani istifa ettiğini, son olarak davacının, 25/02/2011 tarihinden 18/11/2012 tarihine kadar müvekkili Şirket bünyesinde çalıştığını, 18/11/2012 tarihinden sonra mazeretsiz işe gelmeyerek devamsızlıkta bulunduğunu, bunun üzerine müvekkili Şirket'in davacı hakkında 19/11/2012, 20/11/2012 ve 21/11/2012 tarihinde tutanak düzenlediğini, mazeretsiz işe gelmeyen davacıdan Kocaeli 6. Noterliği’nin 10/12/2012 tarihli ve 35668 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile hem işe dönmesinin hem de gelmediği günlere ilişkin mazeretlerini bildirmesinin istendiği, ancak, davacının bu ihtarnameye cevap vermediği, cevap vermeyerek işe mazeretsiz olarak gelmediğini kabul ettiği, ihtarnamenin gönderim aşamasında davacının başka bir iş yerinde sigortalı olarak çalışmaya başladığının öğrenilmesi nedeni ile iş aktinin müvekkili Şirket tarafından İş Kanunu'nun 25/2-e-f maddesine göre ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller, doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlar, işçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki iş günü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü veya bir ayda üç iş günü işine devam etmemesi nedeniyle 14/12/2012 tarihinde haklı nedenlerle dvalı tarafından iş sözleşmesinin derhal feshedildiği, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.C)Yerel Mahkeme kararının özeti:Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacının, davalı mobilya satış mağazasında satış temsilcisi ve ön muhasebe sorumlusu olarak 19/04/2006-01/10/2006, 04/04/2007-14/06/2008, 25/02/2011-14/12/2012 tarihleri arasında toplam 3 yıl 5 ay 11 gün süreyle ve ücret bordroları ile tanık anlatımları bir arada değerlendirildiğinde asgari ücretle çalıştığı, işveren tarafından davacıya "elebaşı sensin, burdakileri sen kışkırtıyorsun, sen de iki üç yaşındaki çocuk aklı var" şeklinde hakaret üzerine davacının, iş sözleşmesini haklı feshettiği, 16/12/2013 tarihli bilirkişi hesap raporunun 1. alternatifine göre kıdem tazminatına ilişkin talebinin kısmen kabulüne karar verildiği, davalı işverenin, davacının yıllık ücretli izinlerini kullandığına dair yazılı bir belge sunmadığı, davacının yıllık izin alacağı ilgili talebinin kısmen kabul edildiği, işveren tarafından işyerindeki çalışma saatlerini gösterir ve yasanın aradığı nitelikte herhangi bir belge sunulmadığından davacı tanıklarının haftalık çalışma saatleri ile tatil çalışmaları konusundaki beyanlarının davalı işyerinin niteliğine ve yapılan işin özelliğine uygun olduğunun anlaşıldığı, gerekçesi ile zaman aşımı dışlanarak 21/05/2014 tarihli hesap raporunun 1. alternatifinin hüküme esas alınarak davanın kabulüne ile karar verilmiştir.D)Temyiz:Karar süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.E)Gerekçe:1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2- Somut uyuşmazlıkta, hesaba esas hizmet süresi açısından, dava dilekçesinde davacının 3 ayrı çalışma döneminde işten ayrılma tarihlerinin 2006 yılının Eylül ayı, 31/5/2008 tarihi ve 18/10/2012 tarihi olarak belirtilmesine rağmen talep aşılır şekilde hesaplama yapılması hatalıdır.3-Hizmet süresinin tespiti açısından, davacının 2. çalışma dönemi sonundaki fesih önem taşımaktadır. Davalı vekili, davacının 2. hizmet döneminin, davacının nişan ve evlilik hazırlığı ve nişanlanacağı kişinin davacının çalışmasını istememesi nedeni ile davacının işten kendisinin ayrılması ile son bulduğunu savunmuştur.Dosyada davacının 2. çalışma döneminin nasıl son bulduğuna ilişkin işyeri belgesi bulunmamaktadır. Ancak, davacı tanıkları M. ve Z. davacının evlenmesi nedeni ile biraz ara verdiği yönünde beyanlarda bulunmuşlardır. Dolayısı ile davacıdan 2. dönem çalışmasının sona erme sebebi açıklatılmalı, davacının evlendiği tarihi gösteren nüfus kayıtları getirtilmeli, davacının evlendiği tarih ve tüm dosya kapsamındaki iddialar, savunmalar, tanık beyanları ve sair deliller birlikte ele alınarak 2. dönem çalışmasının kıdem tazminatı hakedecek şekilde son bulup bulmadığı ve buna bağlı olarak hizmet süresine 2. dönem çalışmasının son buluş şeklinin etkisi irdelenmelidir.4-Hizmet süresinin tespiti açısından, davacının 1. çalışma dönemi sonundaki fesih önem taşımaktadır. Davalı vekili davacının 1. hizmet döneminin davacının dedesine bakacağını belirterek kendisinin ayrılması ile son bulduğunu savunmuştur.Davacı tanıklarının beyanlarında bu konuda bir açıklık bulunmamaktadır, davacı vekili de 1. çalışma döneminin sona ermesi hakkında bir açıklama yapmamıştır. Davalı tanıklarından sadece T. davacının kendisinin ayrıldığı yönünde beyanda bulunmuş ise de bu tanık hâlen davalı işveren emrinde çalışmaktadır. Bu nedenle, 1. dönem çalışmasının nasıl sona erdiği davacı asıla bizzat açıklatılmalı ve hizmet süresine 1. dönem çalışmasının son buluş şeklinin etkiside irdelenmelidir.Mahkemece davacının çalışmalarının nasıl sona erdiği açıklatılıp, araştırılmadan karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.F)SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 22/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.