İki adet bonoya dayalı olarak yapılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte keşideci senetlerdeki imzaya itiraz etmiş, alınan ilk raporda imzanın borçluya ait olduğunun çıkması üzerine Adli Tıp Ku-rumundan alınan ikinci raporda imzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığının tespitine gidilemediğinin belirtildiği görülmüş, mahkeme taraf vekillerinin yeni bir rapor alınması talebinde bulunmadıklarını, Adli Tıp Kurumundan alınan raporun laboratuar ortamında ve heyet halinde hazırlandığını belirterek Adli Tıp raporu doğrultusunda istemin kabulüne karar vermiştir.Her ne kadar mahkemece Adli Tıp Kurumundan alınan rapor doğrultusunda hüküm kurulmuşsa da; iki rapor arasında çelişki bulunmaktadır. Bu çelişki giderilmeden hüküm kurulması doğru değildir. Zira Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin imza incelemesinde son merci olarak kabulü hususunda yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. (Hukuk Genel Kurulunun 07.10.2009 tarih ve 2009/12-282 sayılı kararı)Bu durumda mahkemece grafoloji uzmanlarından oluşturulacak (3) kişilik bilirkişi kurulundan rapor alınarak, her iki rapor arasındaki aykırılık giderildikten sonra sonucuna göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.SONUÇAlacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nin 366.ve HUMK'un 428.maddeleri uyarınca BOZULMASINA, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.