Çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte, keşi-deci borçlu, çeklerin daha önceden Şanlıurfa İcra Dairesinde takibe konulduğundan takibin mükerrer olduğunu, 6 aylık zamanaşımı süresinin dolduğu belirtilerek borca itiraz edilmiş. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, çeklerin yasal sürede ibraz edildiğini, ibraz tarihine göre 6 aylık süre eklendiğinde her iki çek için de sürenin yasa değişikliği tarihine göre 6 aylık süre eklendiğinde her iki çek içinde sürenin yasa değişikliği tarihine göre dolmadığından istemin reddine karar verilmiştir.6762 Sayılı TTK'nın 726.maddesinde çek için düzenlenen zamanaşımı süresi 6 ay iken 03.02.2012 tarih ve 28193 (mükerrer) Sayılı Resmi Gazete yayımlanarak yürürlüğe giren 6273 Sayılı Kanun'un 7.maddesiyle bu süre üç yıla çıkarılmıştır. Yine 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK'nın 6273 Sayılı Kanun'un 8.maddesi ile değişik 814.maddesi-ne göre de çeklerde zamanaşımı süresi üç yıldır.İlke olarak, herhangi bir kanun veya düzenleyici kural, hukuksal sonuçlarını yürürlüğe girdiği tarihten sonrası için doğurmaya başlar. Bunun doğal sonucu da, yasaların yürürlüğe girmelerinden önceki olayları etkilememeleri, yani, geçmişe etkili olmamalarıdır. Yasaları uygulama durumunda bulunanlar, başta mahkemeler olmak üzere, onları geriye yürür sonuçlar doğuracak şekilde yorumlamamakla yükümlüdürler. Hukuk güvenliği bunu gerektirir. Kanun koyucu bu kaidenin aksine düzenleme yapabilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun; 09.03.1988 tarih ve 1987/2-860 E., 1988/232 K., 13.10.2004 gün ve 2004/10-528 E., 2004/533 K., 06.04.2005 tarih ve 2005/10-183 E., 2005/241 K. Sayılı kararları da aynı yöndedir.Bundan ayrı, devam eden uyuşmazlıklarda, tamamlanmamış hukuki durumlara yeni yasa veya düzenleyici kural, “derhal yürürlüğe girme” (I'etfet immediat de la loi novelle) niteliği nedeniyle uygulanacak ve hukuki sonuçlarını doğuracaktır. Tamamlanmış hukuki durumların yeni yasa veya düzenleyici kuraldan etkilenmemesi, kazanılmış hakların saklı tutulması gereğinden kaynaklanan bir sonuçtur. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 2.maddesi hükmüne göre, Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir. Kazanılmış hak kavramı, her ne kadar açık bir biçimde Anayasada düzenlenmemiş ise de, bunun hukuk devleti kavramının temel taşlarından biri olduğu ve Anayasanın bünyesinde mündemiç bulunduğu, Türk Kamu Hukuku'nda, öğretide ve yargısal kararlarda benimsenmektedir.6763 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun Mer'iyet Ve Tatbik Şekli Hakkında Kanun'un 2.maddesinde Türk Ticaret Kanunu'nun mer'iyetinden önce işlemeye başlamış bulunan zamanaşımı sürelerinin eski kanun hükmüne tabi olacakları düzenlenmiştir. Yine, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6103 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 6/1.maddesinde; “Türk Ticaret Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan zamanaşımı süreleri ile hak düşürücü süreler eski hukuka tabidir.” Düzenlemeleri yer almaktadır. Bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde Türk Ticaret Kanunu'nda zamanaşımı sürelerinin başladığı tarihe göre belirlenmesi gerektiği sonucu ortaya çıkmaktadır.Bütün bu yasal düzenlemeler ve ilkeler ışığında çekler yönünden zamanaşımı süresinin başladığı tarihte hangi yasa yürürlükte ise o yasada öngörülen zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği kabul edilmelidir. Buna göre, çek hakkında zamanaşımı süresi ibraz süresinin bitmesi ile başlayacağına göre çekin ibraz süresinin sona erdiği tarihte geçerli olan zamanaşımı süresinin nazara alınması zorunludur. Bu nedenle 6762 Sayılı TTK'nın 726. maddesini değiştiren 6273 Sayılı Kanun'un 7.maddesinin yürürlüğe girdiği 03.02.2012 tarihinden önce ibraz süresi dolan çeklerde zamanaşımı süresi 6 ay, ibraz süresi bu tarihten sonra dolan çeklerde ise 3 yıldır.Somut olayda takibe konu çeklerin 10.09.2011 ve 10.08.2011 keşide tarihli çeklerde keşide yeri ve muhatap banka Şanlıurfa olduğundan 10 günlük ibraz süresine tabi olup ibraz süresinin bitim tarihi 6273 Sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce olduğundan, çekler 6 aylık zamanaşımı süresine tabidir.Bu durumda mahkemece takibe konu çeklerde takip öncesi zamanaşımı süresi dolduğundan İİK'nin 169/a maddesi uyarınca borca itirazın kabulüne karar vermek gerekirken yazılı şekilde reddi isabetsizdir.SONUÇBorçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'in 366 ve HUMK'un 428.maddeleri uyarınca BOZULMASINA, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.