MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 15.09.2015 duruşma günü için tebligat üzerine temyiz eden taraflar ve vekilleri gelmediler. Açık duruşmaya başlandı ve taraflardan kimsenin gelmediği anlaşılmakla nevakısın giderilmesi bakımından dosya mahalline geri çevrilmiş, bu kez yeniden gelmekle; belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde;...Müdürlüğü'nün 2013/1427 sayılı dosyasında başlattıkları ilamsız icra takibine davalı vekilinin itirazı üzerine takibin durduğunu, 07.08.2010 tarihli sözleşmenin alacaklarının dayanağı olduğunu, sözleşmenin TBK 27,28 ve 29. maddelerine aykırılığının bulunmadığını, yapı kooperatifi hisse devirleri ile yüklenicinin kat karşılığı inşaat sözleşmesinden doğan haklarının devrinde resmi şekil aranmadığını belirterek, davalının icra takibine itirazın iptalini, inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili cevabında; sözleşme denilen belgede tek imza bulunduğunu, geçersiz olduğunu, 45.000 TL ödemeye ilişkin makbuz sunulmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; takibin dayanağını oluşturan sözleşmenin resmi şekil şartına uyulmadığından geçersiz olduğu, geçersiz sözleşmeye dayalı edim ifalarının ise 6098 sayılı Kanunun 77 ve devamı maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre çözüme kavuşturulacağı, bu halde de ilke olarak faiz istenemeyeceği, dolayısıyla davacının davasında 45.000 TL'lik asıl alacak yönünden haklı olduğunun kabul edilerek faize ilişkin isteminin reddedildiği ve takip miktarı belirli olduğu gerekçe gösterilerek; davanın kısmen kabulüne, buna göre 45.000 TL'lik asıl alacağın tahsiline imkan verecek şekilde, davalının ... Müdürlüğü'nün 2013/1427 Esas sayılı takip dosyasına itirazın iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, faize ilişkin istemin reddine, asıl alacağın %20'sine tekabül eden 9.000 TL inkar tazminatının davalıdan tahsiline hükmedilmiştir.Hükmü taraf vekilleri temyiz etmektedir.Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297.maddesi (HUMK.388.md), hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında; açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesini emredici kural olarak getirmiştir.İstem hakkında karar verilirken, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer, birer, açık, şüphe ve infazda tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.Somut olayda, davacı tarafından davalı hakkında başlatılan icra takibinde; 45.000 TL kısmi alacak ve 16.939.73 TL işlemiş faiz olmak üzere 61.939.73 TL toplam alacağın, tahsil tarihine kadar asıl alacağa işleyecek aylık %5 faiziyle tahsili talep edilmiştir.Mahkemece, faize ilişkin istemin reddine karar verilmiş ise de red kararı, icra takibinde işlemiş faiz yanısıra tahsil tarihe kadar da aylık %5 faiz talep edilmiş olmakla bu faiz taleplerinden hangisine ilişkin olduğu konusunda açıklığa sahip olmayıp, HMK.'nun 297. md. (HUMK 388. md.) aykırı olarak hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bozma nedenine göre, sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.