Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3589 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 4464 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Şikayetçi vekili, borçluya ait taşınmazın satışı sonrası .... İcra Müdürlüğü'nün 2012/9543 E. sayılı dosyasında düzenlenen 27.09.2013 tarihli sıra cetvelinde müvekkiline ayrılacak miktar belirlenirken müvekkilinin alacaklı olduğu icra dosyasında kapak hesabının hatalı yapılması nedeniyle müvekkiline eksik pay ayrıldığını ileri sürerek, sıra cetvelinin düzeltilmesini talep ve şikayet etmiştir.Şikayet olunan vekili, şikayetin reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; şikayetçinin itirazının sıraya değil miktara ilişkin olduğu, bu nedenle icra hukuk mahkemelerinin görevli olmadığı, görevli mahkemenin İİK'nın 142. maddesi uyarınca genel mahkemeler olduğu gerekçesiyle, şikayetin görev nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.Karar, şikayetçi vekilince temyiz edilmiştir.1-Şikayet, sıra cetveline itiraza ilişkindir. Borçluya ait mahcuz satış bedelinin bütün alacaklıların alacağını karşılamaması halinde düzenlenecek sıra cetveline itiraz, alacağın sadece esas ve miktarına ya da hem sıraya hem de esas ve miktarına yönelikse dava yoluyla genel mahkemede (İİK'nın m.142/1), itiraz sadece sıraya yönelikse şikayet yoluyla İcra Mahkemesi'nde (İİK'nın m.142/son) ileri sürülmelidir.Haciz yoluyla takiplerde sıra cetveli alacağın İİK'nın 138. maddesi uyarınca satış tarihindeki ulaştığı miktar dikkate alınarak düzenlenir. Diğer bir anlatımla, haciz konulan bir malın satış tutarı, haciz tarihindeki alacak ile satış tarihine kadar hesaplanacak fer'ileriyle takip masraflarını tazmin eder. Alacaklılara pay ayrılırken bedeli paylaşıma konu malın satıldığı tarihteki anapara, fer'iler ve takip masrafından oluşan toplam alacak miktarı, satış tarihi itibariyle bilirkişiye hesaplatılmalı, şikayetçinin satış tarihi itibariyle kesin alacak miktarı belirlenerek, sonucuna göre bu alacak miktarını paylaştırmada gözeten bir sıra cetveli düzenlenmesini teminen şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekir. Satış tarihinden sonra alacakta meydana gelen artışlar, rehnin ya da haciz konulan malın bedelinden karşılanamaz. Somut olayda, şikayetçi vekilinin şikayet dilekçesinde ileri sürdüğü, kendi alacağının miktarının sıra cetvelinde az gösterildiği yolundaki itirazı, şikayet olunanın alacağının doğumuna ya da gerçek miktarına (esas ve miktarına) yönelik olmayıp, İcra Müdürlüğünce sıra cetveli düzenlenirken hesaplamaya ilişkin takip hukuku kurallarının yanlış uygulandığına, yani sıraya ilişkindir ve icra mahkemesi görevlidir. Bu durumda mahkemece, görevli olduğunun kabulü ile şikayetin esasının incelenmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.2-Kabule göre; HMK'nın 115/2. maddesi uyarınca, mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Mahkemece, karar tarihinde yürürlükte olan HMK'nın 114/1-c maddesi hükmü uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, şikayetin anılan 115/2. madde hükmü uyarınca usulden reddine, HMK'nın 20. maddesi uyarınca gerekçede ve hüküm fıkrasında genel mahkemenin gösterilmesi gerektiği ve icra mahkemesi ile genel mahkeme arasında görev ilişkisinin bulunduğu gözetilerek, karar kesinleştiğinde talep halinde dava dosyasının görevli (Nöbetçi) ... Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine, HMK'nın 331/2. maddesi gözetilerek davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde harç vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede karar bağlanmasına karar verilmesi gerekirken, anılan 114/1-c ve 115/2. madde hükmünü karşılamayacak şekilde, gerekçede, "mahkememiz görevli olmadığından görev yönünden davacı borçlunun itirazının reddine'' ve hüküm fıkrasında, "Davacı borçlu tarafın itirazının görev yönünden usulden reddine," ibarelerine yer verilmesi, anılan 20. ve 331/2. madde hükümlerine aykırı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.