MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasındaki ziynet ve eşya alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesinde; tarafların boşandıklarını, evlenirken düzenlenen ve davacıya ait olan eşyaların davalıda kaldığını belirterek, çeyiz eşya senedinde belirtilen müvekkiline ait eşyaların aynen iade edilmesine, mümkün olmadığı takdirde bedelleri olan 5.000 TL'nin(ıslah ile 16.230 TL) davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı cevabında; davacının bilezikleri bağışladığını, geri isteyemeyeceğini, burma bileziğin 25 değil 14 gr olduğunu, eşyaları geri verebileceğini belirterek, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; davanın kabulü ile, dava dosyası içerisinde bulunan 19.11.2014 tarihli bilirkişi raporunda bahsi geçen eşyaların aynen, değilse değerlerinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297.maddesi (HUMK.388.md), hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında; açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesini emredici kural olarak getirmiştir.İstem hakkında karar verilirken, istenilen eşyaların her biri hakkında verilen hükümle taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer, birer, açık, şüphe ve infazda tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Mahkemece, hüküm kısmında bedelinin tahsiline karar verilen ziynet ve ev eşyalarının cins, nitelik, miktar (gram ve ayarı) ve değerlerinin, ayrı ayrı gösterilmesi gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde bilirkişi raporuna atıf yapılarak hüküm verilmesi doğru değildir.Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.