Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3575 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 14963 - Esas Yıl 2015
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafileri ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 23.11.2010 tarih ve 7/191-227 sayılı kararında “Hükmün aleyhe bozulması halinde davaya yeniden bakacak mahkemece, sanıktan bozmaya karşı diyeceğinin sorulması 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 326 ve 5271 sayılı TCK 'nın 307/2. maddeleri uyarınca zorunludur. Savunma hakkının sınırlandırılamayacağı ilkesine dayanan bu zorunluluk uyarınca, sanığa, bozmada belirtilen ve aleyhinde sonuç doğuracak olan hususlarda beyanda bulunma, kendisini savunma ve bu konudaki kanıtlarını sunma olanağı tanınmalıdır.” hususlarına yer verilmiş olup; somut olayda davaya yeniden bakan mahkemece bozma üzerine yapılan yargılamada, ilk hükümle mahkumiyet kararı verilen sanık hakkında, Dairemizin 2013/12830 E, 2014/9975 K. sayılı ve 24/04/2014 tarihli bozma kararı sanık aleyhine olmasına rağmen, sanığın duruşmaya katılımı sağlanıp bozmaya karşı diyeceklerinin sorulmaması suretiyle, savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracak şekilde 1412 CMUK'un 326 ve 5271 sayılı CMK'nın 307. maddelerinin ihlal edilmiş bulunması;Kanuna aykırı olup, sanık müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince tebliğnamedeki isteme uygun olarak BOZULMASINA, 08/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.