Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3573 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 11049 - Esas Yıl 2013





Davacı vekili, davalılardan K.. P..'in müvekkili şirkette muhasebe ve mali işler müdürü sıfatı ile işten ayrıldığı 20.07.2006 tarihine kadar çalıştığını, müvekkili şirkette yapılan denetim sonucu müvekkili şirketin davalı A. Bursa Ticari Şubesi’nde bulunan hesabından, müvekkilin bilgisi ve talimatı dışında, internet bankacılığı yolunu kullanarak, anılan davalının akrabası ve arkadaşı olup müvekkili şirkette çalışan davalılar O.. A.. ve Şenol Acerlap ile T.. B..’ın hesaplarına 16.09.2004 ile 14.07.2006 tarihileri arasında yapılan 67 ayrı işlemle toplam 2.899.936,83 TL'yi göndererek müvekkili şirketi dolandırıp belirtilen miktardaki parayı mal edindiğinin tespit edildiğini, bu konuda davalılar hakkında açılan Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2006/295 Esas sayılı dava dosyasının derdest olduğunu, davalı K.. P..’e bu şekilde işlem yapabilme yetkisinin müvekkili şirketçe verilmediğini, davalıların müvekkili şirketin zararından sorumlu olduklarını ileri sürerek, müvekkili şirketin zararı olan 2.895.936,83 TL'nin 137.500,00 TL'sinden davalı Ş.. A.., 10.000,00 TL'sinden davalı O.. A.., 5.000,00 TL'sinden davalı T.. B.., tamamından davalılar K.. P.. ve A. T.A.Ş.’nin sorumlu olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, belirtilen miktarlara işlem tarihlerinden itibaren ticari avans faizinin uygulanmasını talep ve dava etmiştir.Davalı K.. P.. vekili, davanın BK’nın 60. maddesi gereğince zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin davacı şirkettin tüm işlerinin yapılmasında yetkili tek kişi olduğunu, hatta davacı şirketin 2003 yılına kadar ortağı olduğunu, ancak müvekkiline yapmış olduğu işler karşılığında herhangi bir ücret ödemesi yapılmadığını, müvekkili hakkında yapılan ceza yargılamasının sonucunun beklenilmesinin gerektiğini, müvekkilince davacı şirketin dolandırılmadığını, yapılan para transferlerinin davacı şirket yönetiminin ve ortaklarının bilgisi dahilinde olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.Davalı banka vekili, dava zamanaşımının dolduğunu, müvekkili bankanın oluşan zarar nedeniyle kusurunun ve husumetinin bulunmayıp zarardan davalı K.. P..’in sorumlu olduğunu, yetkili olarak davalı K.. P..'in gösterilmiş olduğu ticari internet bankacılığı başvuru formunun, davacı şirket genel müdürü dava dışı M. K. N. ve muhasebe müdürü davalı K.. P.. tarafından imzalandığını, yapılan işlemlerin davacı şirketin bilgisi dahilinde olduğunu, zararın doğumunda davacının ağır kusurunun bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Davalılar O.. A.., T.. B.. ve Ş.. A.. vekili, husumet ve zamanaşımı itirazında bulunarak davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; iddia, savunma, bilirkişi raporları ve Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 29.12.2010 gün ve 2006/295-385 E.K. sayılı kesinleşen kararına göre, ceza mahkemesi kararları hukuk mahkemesini bağlamaz ise de bu karar ile kesinleşen maddi vakıaların bağlayıcı olduğu, buna göre ceza mahkemesi kararı ile belirlenen davalılardan K.. P..'in davacı şirketin hesabından toplam 2.899.939,83 TL'yi usulsüz olarak kendi hesabına aktarması hususunun mahkemeyi bağladığı, bu nedenle davalı K.. P.. yönünden davanın kabulüne karar verildiği; davalılar O.. A.., Ş.. A.. ve T.. B..’ın davalı K.. P.. ile birlikte suç işlemek kastı ile hareket ettikleri ile kötüniyetli olarak ve davalı K.. P..'in eyleminden haberdar olarak kendilerine transferleri yapılan paraları aldıklarının ispat edilmediği; davacı şirket ile davalı banka arasında düzenlenen 08.12.2000 tarihli İnternet Bankacılığı İçin Başvuru Formu ile en yüksek işlem limitinin 50.000,00 TL olduğunun belirlendiği, davalı K.. P.. tarafından bu işlem limitinden fazla yapılan 14 adet transferin toplam 1.870.385,58 TL bedelinde olduğu, her ne kadar davacı tarafça 02.11.2001 tarihli sözleşmede dava dışı M. K. N. imzasının sahte olduğu iddiasıyla imza incelemesi yapılması istenilmişse de dava konusu para aktarımının 08.12.2000 tarihli sözleşmeye istinaden davacı şirkete ait 92592 nolu hesaptan yapıldığı, 02.11.2001 tarihli sözleşmenin ise 0146511 ve 0146510 ve 146509 nolu hesaplar için düzenlendiği ve dava konusunun bu hesaplardan para transferi yapıldığına ilişkin olmadığı dikkate alındığında imza yönünden bilirkişi incelemesine gerek duyulmadığı, buna göre davalı K.. P..'in yapmış olduğu para transferlerinin 50.000,00 TL'nin altında olanlarından davalı bankanın sorumlu olmadığı, sözleşmede yazılı olan limitten fazla yapılan ve süreklilik arz eden transferleri engellemediği ve davacı şirkete haber vermediği için davalı bankanın sorumlu olduğu, davalı bankanın kusurunun sözleşmeye aykırılıktan doğduğu, davacı şirketin müterafik kusuru aranmayacağından, davalı bankanın 50.000,00 TL üzerinde yapılan işlemler toplamı olan 1.870.385,58 TL'den sorumlu tutulduğu; zamanaşımının işlemeye başlaması için fiile, faile ve zarara ıttıla edilmesinin gerektiği, davacı tarafça davalı K.. P..'in işten ayrılmasında sonra durumun öğrenildiğinin iddia edildiği, davalı K.. P..’in 30.07.2006 tarihinde davacı şirketten ilişiğini kesildiği dikkate alındığında, 10.07.2007 dava tarihinde 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçmediği, ayrıca davalı K.. P.. yönünden ceza zamanaşımının uygulanmasının, davalı banka yönünden ise ilişki sözleşmeden kaynaklı olduğundan 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanmasının gerektiği ve her halükarda zamanaşımı süresinin dolmadığı gerekçesiyle, davalılar O.. A.., Ş.. A.. ve T.. B.. yönünden davanın reddine, davalı K.. P.. yönünden davanın kabulü, davalı A. T.A.Ş. yönünden davanın kısmen kabulü ile 2.895.936,83 TL'nin tamamından davalı K.. P..’in, 1.870.385,58 TL'sinden davalı A. T.A.Ş.’nin sorumlu olmak üzere ticari faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen anılan davalılardan tahsiline, davalı A. T.A.Ş. yönünden fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili ile davalı banka vekili temyiz etmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.2- Davalı bankanın temyiz itirazlarına gelince; dava, internet bankacılığı yolu ile davacı şirkete ait davalı banka nezdinde mevcut mevduat hesabından çekilen paranın tahsili istemine ilişkindir. Davacı şirkete ait mevduat hesabından, internet bankacılığı yolu ile parayı çeken kişinin davalı K.. P.. olduğu, davalı K.. P..’in davacı şirketin B grubu temsilcilerinden bulunduğu ile davacı şirketi dava dışı Yönetim Kurulu Üyesi M. K. N. ile birlikte, iki imzayla temsil ettikleri, bu nedenle davalı bankaya müracaatla internet bankacılığı sözleşmesi yaptıkları ve bu sözleşmeye istinaden kendilerine internet şifresi verildiği hususlarında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davalı K.. P.. tarafından internet bankacılığı yolu ile çekilen bu paralardan davalı bankanın sorumlu olup olmayacağına ilişkindir.Davacı şirketin şikayeti üzerine, banka dışındaki davalılar K.. P.. ile O.. A.., T.. B.. ve Ş.. A.., Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2006/295 Esas ve 2010/385 Karar sayılı dosyasında, nitelikli dolandırıcılık suçundan yargılanmışlar ve yapılan yargılama sonunda davalı K.. P.. güveni kötüye kullanmak suçundan mahkum olmuş, diğer davalılar ise davalı K.. P.. ile el ve iş birliği yaptıkları konusunda delil bulunmadığı gerekçesiyle beraat etmiş ve mahkemece verilen bu karar, Yargıtay denetiminden de geçerek kesinleşmiştir. Böylelikle, ceza mahkemesi kararıyla da davalı K.. P..’in davacı şirketin güvenini kötüye kullandığı ve bankadan çektiği paraları kendisine mal edindiği sabit olmuştur.Olayın bu oluş şekline göre, davalı bankanın zararın meydana gelmesinde kendisine yüklenebilecek bir kusurunun bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı bankaca, internet şifresi davacı şirketin yetkilisine ve sorumlusuna teslim edilmiş, ancak yetkili kişi tarafından çekilen para davacı şirkete verilmemiştir. Zarar, tamamen davalı banka dışında gerçekleşmiş bulunduğundan, mahkemece davalı banka yönünden davanın reddi yerine, yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın davalı banka yararına bozulması gerekmiştir.3- Bozma sebep ve şekline göre davalı bankanın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı banka vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı banka yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı banka vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek olmadığına, aşağıda yazılı bakiye 0,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 26.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.