Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 353 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 543 - Esas Yıl 2008





2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir, işçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine gi-Kazancı Hukuk Sitesinden alınmıştır.riş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir, işçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir, işçiye bordro imzalatıl-madığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.Somut olayda, davacı tarafından fazla çalışma iddiasının ispatına yönelik olarak iki tanık dinletilmiş ve bu tanıklardan biri işyerinden 2001 yılında, diğer tanık ise 2003 yılında ayrıldığını beyan etmiş, Mahkeme de tanık beyanlarına binaen 2003 yılından sonraki dönem için hesaplama yapılan 28.04.2010 tarihli bilirkişi raporunu hükme esas alarak fazla çalışmaya ilişkin ücret alacağını hüküm altına almıştır.Çalışma saatlerini ve günlerini belirleme işverenin yönetim yetkisi kapsamında olup, bu bağlamda işyerinde fazla çalışma yapılıp yapılmayacağı, şayet yapılacak ise hangi günlerde ve hangi saatler arasında yapılacağı işveren tarafından belirlenecektir. Bu belirlemenin de işçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğu, işyeri politikası vb. gibi sebeplerden dolayı zaman içerisinde değişkenlik gösterebileceği kuşkusuzdur.Dolayısıyla fazla çalışmaya ilişkin ispat külfeti altında da olan davacının talep ettiği döneme ilişkin fazla çalışma ücretini, tanık deliline dayanarak ispat etmek istemesi halinde, ancak bu dönemde aynı işyerinde çalışan tanık anlatımları ile ispatını gerçekleştirebileceğinin kabulü gerekir.Hal böyle iken, işbu davada fazla çalışmaya yönelik tanık anlatımları, 2003 yılından sonraki dönem için hükme esas alınamaz. Bu sebeple, Mahkemece 2003 yılından sonraki döneme ilişkin fazla çalışma taleplerinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇTemyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayıBOZULMASINA,06.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.