Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3507 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 4601 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Asliye Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, müvekkilinin ...'nde bir adet hesabı bulunduğunu, bankanın yöneticileri tarafından bu paraların davalı ...'ne yatırıldığı izlenimi verildiği halde off-shore hesaplarına geçirildiğini, müvekkilinin off-shore hesabı ile ... hesabı ayrımını bilebilmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek, ... Ticaret Mahkemesi'nin 2005/1 E. ve 2009/227 K. sayılı ilamı ile likit hale gelen asıl alacak, faiz ve yargılama giderlerinin tamamının, yine aynı mahkeme kararında belirtilen, faiz oranı ve belirtilen tarihlerden itibaren faiziyle hizmet kusuru bulunan davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Müflis davalı şirket iflas idaresi vekili, yetkili mahkemenin ... Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, .... ile ....'nin farklı tüzel kişilik olması nedeniyle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacı vekilinin kayıt kabul için yaptığı başvurunun davalı iflas idaresinin 25.08.2011 tarih ve 2115 sayılı kararıyla talep edilen alacağın banka nezdinde bulunmadığı ve başvuru harcı olmadığından reddedildiğini, davacının kendi isteği ile paranın off-shore hesabına yatırıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalının yetki itirazının yerinde olmadığı, davacının masaya başvurusu olmadan doğrudan kayıt kabul davası açmasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığı, davalının, davacının da içinde bulunduğu bir kısım mevduat müşterilerinden topladığı mevduatı ...'ne devretmediği halde kayden Off-Shore bankasına aktarmış gibi göstererek aslında yine Türkiye'de ve özellikle de davalı bankanın hissedarları, ortağı veya kardeş kuruluşu mahiyetindeki firmalara kredi verilmiş gibi gösterdiği, bu sebeple ilgili bankanın işlemlerinin haksız eylem oluşturup kanuna karşı hile olduğundan mudiye karşı sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı, davanın kayıt kabul davasına dönüştüğü gerekçesiyle, davanın kabulü ile ... nolu mevduat hesabına yatırılan 52.834,13 TL'nin 21.03.2003 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince yürütülecek temerrüt faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.Kararı, müflis davalı şirket iflas idaresi vekili temyiz etmiştir.1-Davacı tarafça müflis davalı bankanın yöneticilerinin yönlendirmesi ile ....'ne 2003 tarihinde yatırılan paranın tahsili istenmiştir.04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı İBK'da da belirlendiği gibi, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan HUMK'nın 74, 75 ve 76. maddeleri gereğince hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve bunlara bağlı netice-i taleplerle bağlı ve fakat hukuki tavsiflerle bağlı olmayıp, kanunları re'sen uygulamakla ve neticeye vardırmakla yükümlüdür. HMK'nın 24/1, 25, 26. madde hükümlerinde de aynı yönde düzenleme getirilmiştir.Davacı tarafça dava, alacak davası olarak nitelendirilmiş ise de, iflas tarihinden önce doğan bir borcun tahsilinin istenmesinin kayıt kabul istemini içerdiğinin, davanın kayıt kabul davası olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece de, gerekçede bu husus isabetli olarak tespit edilmiş olup, bu dava iflastan önce açılmadığı halde, hüküm fıkrasında bu davanın "kayıt kabul davasına dönüştüğü de nazara alınarak" ibaresine yer verilmesi maddi hataya dayalı olup, bunun sonuca bir etkisi olmamıştır.İİK'nın 235. maddesi uyarınca, sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar. Davalı bankanın, aleyhine açılmış bulunan .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2004/132 E., 2005/361 K. sayılı kararıyla 08.06.2005 tarihinde iflasına karar verildiği, iflas kararının 20.04.2006 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece, ... Ticaret Mahkemeleri'nin kesin yetkili olduğunun kabulü ile HMK'nın 114/1-ç ve 115/2. madde hükümleri uyarınca kesin yetkiye ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yetki itirazının reddi ve uyuşmazlığın esasının incelenmesi doğru görülmemiştir.2-Bozma nedenine göre, müflis davalı şirket iflas idaresi vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.3-Kabule göre; İİK'nın 195. maddesine göre iflas masasına yazılacak alacakların iflas tarihi itibariyle hesaplanıp, belirlenmesi gerekir. İflasın açılması ile ipotekle temin edilen alacaklar hariç, diğer alacaklar muaccel hale gelir ve iflasın açıldığı tarihe kadar işleyen faizler ve takip masrafları da asıl alacağa eklenerek masaya yazılır. Asıl alacağa faiz işlemeye devam ederse de, bu ancak tasfiye bakiyesi kalırsa ayrıca ödenir. Kayıt kabul davalarında tahsile değil, alacağın iflas masasına kaydına karar verilmekle yetinilir. Alacağın ödenmesi ancak tasfiye sonunda masa mevcudunun sıra cetveline uygun biçimde dağıtımı aşamasında gerçekleşir ve alacakların tam olarak ödenip ödenmeyeceği ancak bu aşamada anlaşılabilir. Bu durumda mahkemece, davanın kayıt kabul davası olduğu gerekçede kabul edildiğine göre, iflas tarihi itibariyle davacının alacağı ve fer'ileri tespit ettirilerek talep miktarı da dikkate alınarak, alacağın iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesi gerekirken, iflas tarihinden sonra işleyecek faizleri de içerecek şekilde tahsil hükmü kurulması doğru olmamıştır.Öte yandan, kayıt kabul davaları alacağının iflas masasına kaydı istemine ilişkin olup, belirli bir miktarın tahsiline yönelik olmadığından bu davalarda vekalet ücretinin maktu tarife üzerinden belirlenmesi gerekir. Mahkemece, bu husus gözardı edilerek, davacı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır.SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün re'sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, müflis davalı şirket iflas idaresi vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.