Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 35 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 564 - Esas Yıl 2011





Kasten yaralama suçundan sanık H.A.'in 5237 Sayılı T.C.K.nın 86/2-3-a-e: 29 ve 58/6 nci maddeleri uyarınca 4 ay 15 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hükmolunan cezanın aynı Kanunun 50/1 -f maddesi uyarınca 3 ay süreyle temizlik sektöründe kamuya yararlı bir işte çalıştırma seçenek yaptırımına çevrilmesine ve suçta kullanılan demirin zoralımına ilişkin, Zile Sulh Ceza Mahkemesince verilen 9.10.2007 gün ve 152-204 Sayılı hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesince 12.10.2011 gün ve 13162-14038 sayı ile: "... Sanığın tekerrüre esas alınan sabıka kaydında yer alan mahkumiyetlerinin kesin nitelikte olduğu anlaşıldığından tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesi... isabetsizliğinden BOZULMASINA, Ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, ...anılan aykırılık, karar metninden çıkartılmak suretiyle hükmün düzeltilerek ONANMASINA...", Karar verilmiştir. Yargıtay C. Başsavcılığı ise 28.11.2011 gün ve 24854 sayı ile; "... Nüfus kayıt örneğine göre sanık H.A.in hüküm tarihinden sonra 10.6.2010 tarihinde öldüğü anlaşılmakla, sanık hakkındaki kamu davasının 5237 Sayılı T.C.K.nın 64. maddesi uyarınca düşürülmesinde zorunluluk bulunduğundan, ...Yargıtay 3 Ceza Dairesi'nin onama kararının kaldırılması ve hükmün bozularak kamu davasının düşürülmesi...", Görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurmuştur. Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır: KARAR : İtirazın kapsamına göre inceleme, sanık H.A. hakkındaki hükümle sınırlı olarak yapılmıştır. Özel Daireyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın hükmün temyiz incelemesi aşamasında ölümü halinde yapılması gereken işlemin belirlenmesine ilişkindir. İncelenen dosya içeriğinden; Yargıtay 3. Ceza Dairesince verilen 12.10.2011 gün ve 13162-14038 Sayılı karar sonucunda dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi üzerine, Cumhuriyet Başsavcılığınca Uyap'tan çıkarılan ve onaylanmış halde dosyaya konulan 21.11.2011 tarihli nüfus kayıt örneğine göre, M. A. ve N.'den olma, 25.1.1963 doğumlu, ... Köyü nüfusuna kayıtlı, Cilt no: 79, Hane no: 8, T.C. Kimlik no: ... olan, sanık H.A.in 10.06.2010 tarihinde öldüğü, sanığa tebliğ edilmek üzere gönderilen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itiraznamesinin de, "27.12.2011 tarih ve muhatap öldüğünden mercine iade" şerhiyle iade edildiği, anlaşılmaktadır. 01 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren, 5237 Sayılı T.C.K.nın 64. maddesindeki; " ( 1 ) Sanığın ölümü halinde kamu davasının düşürülmesine karar verilir. Ancak, niteliği itibarıyla müsadereye tabi eşya ve maddî menfaatler hakkında davaya devam olunarak bunların müsaderesine hükmolunabilir. ( 2 ) Hükümlünün ölümü, hapis ve henüz infaz edilmemiş adlî para cezalarını ortadan kaldırır. Ancak, müsadereye ve yargılama giderlerine dair olup ölümden önce kesinleşmiş bulunan hüküm, infaz olunur hükmü ile, sanığın ölümü halinde, kamu davasının düşürüleceği, sadece niteliği itibariyle müsadereye tabi eşya ve yararlar hakkında yargılamaya devam edileceği, hükümlünün ölümü halinde iser cezanın ortadan kaldırılmasına karar verilmekle birlikte, müsadere ve yargılama giderlerine dair hükmün infaz edileceği belirtilmek suretiyle, sanık ve hükümlünün ölümüne farklı sonuçlar yüklenmiştir. Buna göre somut olay değerlendirildiğinde; Sanığın, Yargıtay 3. Ceza Dairesince düzelterek onama kararının verildiği 12.10.2011 tarihinden önce, 10.06.2010 günü öldüğü, Yargıtay C.Başsavcılığınca Uyap sisteminden çıkartılan nüfus kaydında ve itiraznamenin tebliği için gönderilen tebligatta belirtildiğinden, 5237 Sayılı T.C.K.nın 64. maddesiyle sanık ve hükümlünün ölümüne farklı sonuçlar yüklenmiş olması sebebiyle hükmün kesinleşmesinin önlenmesi ve mahallinde gerekli araştırmanın yapılması gerekmektedir. Nitekim benzer konudaki uyuşmazlık Ceza Genel Kurulunun gündemine gelmiş ve 06.05.2008 gün ve 97-101 Sayılı kararıyla çözüme kavuşturulmuştur. Bu itibarla hükmün kesinleşmesinin önlenmesi ve gerekli araştırmanın yapılması için Özel Daire düzelterek onama kararının kaldırılmasına ve 5237 Sayılı T.C.K.nın 64 ile 5271 Sayılı C.M.K.nın 223. maddeleri uyarınca zoralıma hükmolunan eşyayı da kapsayacak şekilde gereken hükmün mahkemesince verilmesinin temini için yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA karar verilmelidir. Çoğunluk görüşüne katılmayan bir Genel Kurul Üyesi; "İtirazın reddi gerektiği" görüşüyle karşı oy kullanmıştır. SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, 1- ) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, 2- ) Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 12.10.2011 gün ve 13162-14038 Sayılı düzeltilerek onama kararının sanık H.A. yönünden kaldırılmasına, 3- ) Zile Sulh Ceza Mahkemesi'nin 9.10.2007 gün ve 152-204 Sayılı hükmünün sanık H.A. yönünden BOZULMASINA, 4- ) Dosyanın Mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 14.02.2012 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.