Kasten yaralama
suçundan sanık H.A.'in 5237 Sayılı T.C.K.nın 86/2-3-a-e: 29 ve 58/6 nci
maddeleri uyarınca 4 ay 15 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hükmolunan
cezanın aynı Kanunun 50/1 -f maddesi uyarınca 3 ay süreyle temizlik sektöründe
kamuya yararlı bir işte çalıştırma seçenek yaptırımına çevrilmesine ve suçta kullanılan
demirin zoralımına ilişkin, Zile Sulh Ceza Mahkemesince verilen 9.10.2007 gün
ve 152-204 Sayılı hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı
inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesince 12.10.2011 gün ve 13162-14038 sayı ile:
"... Sanığın tekerrüre
esas alınan sabıka kaydında yer alan mahkumiyetlerinin kesin nitelikte olduğu
anlaşıldığından tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesi...
isabetsizliğinden BOZULMASINA, Ancak bu husus yeniden yargılamayı
gerektirmediğinden, ...anılan aykırılık, karar metninden çıkartılmak suretiyle
hükmün düzeltilerek ONANMASINA...",
Karar verilmiştir.
Yargıtay C. Başsavcılığı ise 28.11.2011 gün ve 24854 sayı ile;
"... Nüfus kayıt
örneğine göre sanık H.A.in hüküm tarihinden sonra 10.6.2010 tarihinde öldüğü
anlaşılmakla, sanık hakkındaki kamu davasının 5237 Sayılı T.C.K.nın 64. maddesi
uyarınca düşürülmesinde zorunluluk bulunduğundan, ...Yargıtay 3 Ceza
Dairesi'nin onama kararının kaldırılması ve hükmün bozularak kamu davasının
düşürülmesi...",
Görüşüyle itiraz yasa
yoluna başvurmuştur.
Dosya Yargıtay Birinci
Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve
açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır:
KARAR : İtirazın kapsamına
göre inceleme, sanık H.A. hakkındaki hükümle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daireyle Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi
gereken uyuşmazlık; sanığın hükmün temyiz incelemesi aşamasında ölümü halinde
yapılması gereken işlemin belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya
içeriğinden;
Yargıtay 3. Ceza
Dairesince verilen 12.10.2011 gün ve 13162-14038 Sayılı karar sonucunda
dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi üzerine, Cumhuriyet
Başsavcılığınca Uyap'tan çıkarılan ve onaylanmış halde dosyaya konulan
21.11.2011 tarihli nüfus kayıt örneğine göre, M. A. ve N.'den olma, 25.1.1963
doğumlu, ... Köyü nüfusuna kayıtlı, Cilt no: 79, Hane no: 8, T.C. Kimlik no:
... olan, sanık H.A.in 10.06.2010 tarihinde öldüğü, sanığa tebliğ edilmek üzere
gönderilen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itiraznamesinin de,
"27.12.2011 tarih ve muhatap öldüğünden mercine iade" şerhiyle iade
edildiği, anlaşılmaktadır.
01 Haziran 2005 tarihinde
yürürlüğe giren, 5237 Sayılı T.C.K.nın 64. maddesindeki; " ( 1 ) Sanığın ölümü
halinde kamu davasının düşürülmesine karar verilir. Ancak, niteliği itibarıyla
müsadereye tabi eşya ve maddî menfaatler hakkında davaya devam olunarak
bunların müsaderesine hükmolunabilir.
( 2 ) Hükümlünün ölümü,
hapis ve henüz infaz edilmemiş adlî para cezalarını ortadan kaldırır. Ancak,
müsadereye ve yargılama giderlerine dair olup ölümden önce kesinleşmiş bulunan
hüküm, infaz olunur hükmü ile, sanığın ölümü halinde, kamu davasının
düşürüleceği, sadece niteliği itibariyle müsadereye tabi eşya ve yararlar
hakkında yargılamaya devam edileceği, hükümlünün ölümü halinde iser cezanın
ortadan kaldırılmasına karar verilmekle birlikte, müsadere ve yargılama
giderlerine dair hükmün infaz edileceği belirtilmek suretiyle, sanık ve
hükümlünün ölümüne farklı sonuçlar yüklenmiştir.
Buna göre somut olay
değerlendirildiğinde;
Sanığın, Yargıtay 3. Ceza
Dairesince düzelterek onama kararının verildiği 12.10.2011 tarihinden önce,
10.06.2010 günü öldüğü, Yargıtay C.Başsavcılığınca Uyap sisteminden çıkartılan
nüfus kaydında ve itiraznamenin tebliği için gönderilen tebligatta
belirtildiğinden, 5237 Sayılı T.C.K.nın 64. maddesiyle sanık ve hükümlünün
ölümüne farklı sonuçlar yüklenmiş olması sebebiyle hükmün kesinleşmesinin
önlenmesi ve mahallinde gerekli araştırmanın yapılması gerekmektedir.
Nitekim benzer konudaki
uyuşmazlık Ceza Genel Kurulunun gündemine gelmiş ve 06.05.2008 gün ve 97-101
Sayılı kararıyla çözüme kavuşturulmuştur.
Bu itibarla hükmün
kesinleşmesinin önlenmesi ve gerekli araştırmanın yapılması için Özel Daire
düzelterek onama kararının kaldırılmasına ve 5237 Sayılı T.C.K.nın 64 ile 5271
Sayılı C.M.K.nın 223. maddeleri uyarınca zoralıma hükmolunan eşyayı da
kapsayacak şekilde gereken hükmün mahkemesince verilmesinin temini için yerel
mahkeme hükmünün BOZULMASINA karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne
katılmayan bir Genel Kurul Üyesi; "İtirazın reddi gerektiği"
görüşüyle karşı oy kullanmıştır.
SONUÇ : Açıklanan
nedenlerle,
1- ) Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı itirazının kabulüne,
2- ) Yargıtay 3. Ceza
Dairesinin 12.10.2011 gün ve 13162-14038 Sayılı düzeltilerek onama kararının
sanık H.A. yönünden kaldırılmasına,
3- ) Zile Sulh Ceza
Mahkemesi'nin 9.10.2007 gün ve 152-204 Sayılı hükmünün sanık H.A. yönünden
BOZULMASINA,
4- ) Dosyanın Mahalline
gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 14.02.2012
tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.