Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 34712 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 19560 - Esas Yıl 2012





Y A R G I T A Y İ L A M IYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Tayfun Yavuz tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı vekili tarafından borçlu hakkında genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine geçilmiş ve örnek 7 numaralı ödeme emri, daha sonra yenileme dilekçesi borçluya tebliğ edilmiştir.Borçlu vekili, takip dayanağının müvekkilinin kefili olduğu motorlu araç kredi sözleşmesi olduğunu, asıl borçlunun Temmuz 2011 ayında vefat ettiğini, takibin asıl borçlunun mirasçıları hakkında da yapılması gerekirken sadece müvekkilinin borçlu olarak gösterilerek icra takibine girildiğini, müvekkilinin gecikmeden kaynaklanan faizden sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek takibinin iptaline karar verilmesini talep etmiştirMahkemece, icra dosyasında ve sözleşmede davacı-borçlunun müştereken ve müteselsilen borçlu olduğu gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.4077 Sayılı Yasada değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasanın 15.maddesi ile getirilen 10.maddesinin 3.fıkrasında "tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde kredi veren asıl borçluya başvurmadan kefilden borcun ifasını isteyemez" denilmiştir. Bu nedenle icra mahkemesince asıl borçlu hakkındaki takip neticelenip semeresiz kalmadan kefile müracaat edilmesi doğru değildir.Somut olayda, asıl borçlu Bülent Yalçın'dır. Araç kredisine ilişkin olarak müteselsil kefildir. Kredi sözleşmesinde müşterek borçlu sıfatı bulunmamaktadır. Bu durumda alacaklı asıl borçluya başvurup bu başvurusu semeresiz kalmadan kefile müracaat etmesi doğru olmadığından takibin iptaline karar vermek gerekirken aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir .SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/11/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.