MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacılar vekili dilekçesi ile; müvekkili aleyhine davalı kurum tarafından 110.843,40 TL borç tahakkuk ettirildiğini, bahse konu borcun kaçak sebebi ile tahakkuk ettirildiğinin belirtildiğini, oysa İdil Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davada yapılan keşif ve bilirkişi incelemeleri neticesinde kaçak kullanım olduğunun ve kaçak elektrik bedelinin 3.280,38 TL olduğunun tespit edilmesinden sonra müvekkilleri tarafından da söz konusu bedelin davalı kuruma yatırıldığını ve kararın kesinleştiğini belirterek, davalı kurumca tahakkuk edilen borcun iptalini, müvekkilinin davalı kuruma borcunun olmadığının tespitini, davalı kurum aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere tazminatın tayinini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı hakkında 110.843,40TL kesilen kaçak cezasının yapılan yargılamasında kaçak bedelinin 3.280,38TL olduğunun tespit edildiği ve davacının kuruma herhangi bir başvuru yapmadan kendiliğinden bu miktarı kuruma yatırdığını, davacının bu şekilde bir başvurusu olmadığından kayıtlarda daha önceki kaçak bedelinin olduğunu, bu şekilde yatırılan makbuzun kaçak cezasına yönelik olmadığını, sorumluluk ve kusurun tamamen davacı tarafta olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece; dosyanın bilirkişilere tevdi edilerek davalı kurumun talep edebileceği miktar hususunda aldırılan raporda, davacıların 74.973,51 TL borcu olduğunun, davacıların 35.896,88 TL lik yönünden taleplerinin yerinde olduğunu gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile, davacıların 35.869,88 TL borçlu olmadığının tespitine, %20 kötü niyet tazminatı koşullarının oluşmadığından reddine karar verilmiş hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Dava; kaçak elektrik kullandığı iddiasıyla, davalı tarafından tahakkuk ettirilen 110.843,40 TL'lik bedel nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece hükme esas alınan 11.08.2014 tarihli bilirkişi heyet raporunda; davalı şirket tarafından talep edilebilecek bedelin 74.973,51 TL olduğu, davacının 35.869,88 TL için menfi tespit talebinin yerinde olacağı kanaati belirtilmiştir. Dosya arasında bulunan İdil Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/136 E-2011/336 K sayılı ilamının incelenmesinde ise; hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacıların sorumlu olacağı kaçak kullanım bedelinin 3.280,38 TL olduğunun belirtildiği görülmektedir. Bu haliyle bilirkişi raporları arasında açık çelişki ve fahiş fark bulunmaktadır.Kural olarak, bilirkişi raporları arasında çelişki varsa hakim çelişkiyi gidermeden karar veremez. (HMK 266.md vd.)Somut olayda , mahkemece raporlar arasındaki çelişki giderilmeden eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.O halde mahkemece; konusunda uzman bilirkişilerden oluşturulacak yeni bir bilirkişi kuruluna, tüm belgeleri ve önceki raporları incelettirip, çelişkileri de giderecek nitelikte rapor hazırlanması sağlandıktan sonra hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm tesis edilmelidir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince taraflar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 09.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.